Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2019/3462 E. 2020/54 K. 16.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI
ESAS NO : 2019/3462
KARAR NO : 2020/54
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/06/2019
NUMARASI : 2018/1079 Esas, 2019/454 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 16/01/2020
Taraflar arasındaki alacak davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği mahkememiz üye hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı şirket ile davalı site arasında temizlik hizmeti sağlanması hususunda 01.04.2012 tarihli hizmet sözleşmesinin imzalandığını, hizmet sözleşmesinin 5. maddesinde sözleşme süresinin belirlendiğini, sözleşmenin 01.04.2012-01.04.2013 tarihleri arasında geçerli olduğunu, sözleşmenin sona erme tarihinden itibaren 15 gün önce yazılı olarak haber verilmediği takdirde sözleşmenin otomatik olarak bir yıl daha uzayacağını kararlaştırdıklarını, müvekkil şirketin sözleşmeden doğan sorumlulukları yerine getirdiğini, ancak davalının noter aracılığı ile sözleşmeyi tek taraflı olarak fesih ettiğini, müvekkilinin cevabi ihtarda bulunduğunu, davacı şirkete davalı tarafından bu veya benzeri hususlarda yapılmış herhangi bir yazılı bildirimde bulunulmadığını, haksız feshin nedeninin müvekkil şirket bünyesinde çalışan personellerin site personel kadrosuna geçişinin sağlanmasının olduğunu, müvekkil şirketin sözleşmede kararlaştırıldığı üzere davalı site temizlik ve servis personeli olarak 4 adet personel istihdam ettiğini, davalı tarafından müvekkil şirkete aylık ödenmesi kararlaştırılan 5.959,06 TL+KDV ve buna ek olarak asgari ücret artış oranında yükseltilmesi suretiyle tespit edilecek rakam olduğunu, sözleşmenin davalı tarafça 01.11.2013 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere fesih edildiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile sözleşmenin haksız feshinden dolayı uğranılan 13.176,2 TL kâr kaybının sözleşmenin feshi tarihinden itibaren en yüksek mevduat faiz oranı hesaplanarak davalı yandan alınarak davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir .Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle alacak hakkında zamanaşımı defilerinin bulunduğunu, davalı ile ilgili olarak da görev itirazlarının olduğunu, görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğunu, davacı şirket ile davalı müvekkili arasında imzalanan sözleşmede asıl davacının sözleşmenin edimlerini yerine getirmediğini, iş sözleşmesi yapılan ihtarnamenin tebliğinden sonraki yasal süresi içerisinde usulüne uygun olarak fesih edildiğini, sözleşmesi gereği davacı şirketin hizmet yeri olarak belirtilen … Mah. …. Sok.Ataşehir/İstanbul adresinde … … Ada da bulunan tüm blokların ve ortak alanların temizlik işlerinin yerine getirilmesi, mesai saatleri içerisinde çay ve yemek servisinin yapılması ve gündüz saatlerinde verilen hizmetlerin bildirimli ve bildirimsiz denetimini yapmasının kararlaştırıldığını, davacının üstüne düşen yükümlülüklerini sözleşme gereğince ve eksikliklerin giderilmesinin tarafına sayısız kez bildirilmesine rağmen bu durumu düzeltecek bir hiçbir somut adımı atmadığını , ikazlara rağmen edimleri yerine getirmediğini, davacıya sözlü ve yazılı uyarılarda bulunulmasına rağmen bu durumun değişmemesi ve şikayetlerin kesilmemesi üzerine haklı sebeplerinin varlığı ışığında iş bu sözleşmeyi haklı olarak fesih etme zorunluluklarının doğduğunu, bu nedenlerle davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir .İlk derece mahkemesince, mahkemenin görevsizliğine, görevli mahkemenin tüketici mahkemeleri olduğunun tespitine, davanın HMK 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu sebebiyle HMK 115/2. maddesi gereğince usulden reddine, talep halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, aksi taktirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.Karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davalının site yönetimi olduğu, site ve apartmanlarla ilgili davalarda Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna dair hüküm kurulmasını talep etmiştir.6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.6502 sayılı Kanunun 73. maddesi bu Kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.Somut olayda; davacı … şirketi ile davalı Site Yönetimi, 01/04/2012 tarihli ”Temizlik Hizmeti Alım Sözleşmesi” imzaladıkları, ancak sözleşmenin bitim tarihi gelmeden, davalı site yönetimi tarafından hizmet sözleşmesinin tek taraflı feshi sebebiyle davacı temizlik şirketinin personeline ödediği işçilik alacakları ile fazla mesai ücretlerinin davalı taraftan tahsili için dava açıldığı anlaşılmıştır. Taraflar arasında 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklı bir uyuşmazlığın olmadığı davalı Site Yönetimi 6502 sayılı Kanun kapsamında tüketici olduğu, uyuşmazlığın temelinde hizmet sözleşmesi bulunduğu ve taraflar arasındaki sözleşmenin 6502 sayılı Kanun kapsamında tüketici işlemi olduğu, uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu, ilk derece mahkemesince verilen görevsizlik kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.Bu itibarla, davacı vekilinin istinaf isteminin yerinde olmadığı, HMK m.353/1-b-1 uyarınca davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;1.HMK m.353/1-b-1 gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,2.İşin duruşmasız olarak incelenmesi nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 3.İstinaf harçları peşin olarak yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep edenler üzerinde bırakılmasına,5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 16/01/2020 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.