Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2019/3384 E. 2022/1072 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3384
KARAR NO: 2022/1072
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/10/2019
NUMARASI: 2018/187 Esas, 2019/883 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 20/04/2022
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen karara karşı davacı tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açtığı davada dava dilekçesinde özetle; davalının davacıya geri ödemek üzere 18/03/2015 tarihinde 75.000 TL borç para verdiğini, bu paranın 25.000 TL’sinin ödendiğini ve borç senedinin alındığını, borcun kalan 50.000 TL’sinin ise 6.000 TL, 20.000 TL, 5.000 TL, 5.000 TL, 4.000 TL olmak üzere davalıya elden ödendiğini, daha sonra 2.000 TL, 2.000 TL, 2.000 TL ve 3.000 TL pos cihazından çekilmek sureti ile alacaklı olduğu iddiası ile davalıya ödediğini, davalıya 1.000 TL borcunun kaldığını, 1.000 TL borcu ödeyip senedini almak istediğinde davacının bunu kabul etmediğini, davacının gizli tefecilik yaptığını ve davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, ancak davacının davalıya 1.000 TL’den başka bir borcunun bulunmadığını belirterek; davalıya 1.000 TL’den başka borcunun bulunmadığının tespitine, yargılama giderinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacaklarının kambiyo senedine dayalı olduğunu, davacının borcunu müvekkiline ödemediğini, davacının takibi uzatmaya yönelik olduğundan bu davaları açtığını belirterek; davanın reddine, davacının %20 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce 28/12/2017 tarih, 2017/35 Esas, 2017/553 Karar sayılı karar ile “H.M.K.114/1-C, H.M.K. 115/1-2 maddesine göre dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin BAKIRKÖY ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ olduğuna” yönelik karar tesis edilerek dosya Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmiş ve yargılamaya bu mahkemece devam edilmiştir. İlk derece mahkemesince; “1-Davanın REDDİNE, 2-Kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE” yönelik karar tesis edilmiştir. Karar süresinde davacı tarafından istinaf edilmiştir. Davacı istinaf dilekçesinde aynen; ”Sayın Mahkemedeki dava tarafımca menfi tespit davası olarak açılmıştır. Dava dilekçemde ödediğim miktarları ve ödemediğim miktarı samimi olarak belirttim. Tarafımca en baştan beri değişmeyen beyanlarım da ve Savcılık soruşturmasında belirttiğim gibi işin esası şudur; davalı taraftan ödeme kaydıyla bir miktar para borç aldım ve bunun bir kısmini elden bir kısmını davalının istediği ile pos cihazından ödedim. Ancak gelinen aşamada davalı taraf tefecilik yapıp ödediğim miktarları da yok sayıp çok yüksek faiz istemiş ve haksız yere elindeki senedi ödediklerimi dikkate almayarak senedin tamamım icraya koymuştur. Davalı tarafın tefecilik yaptığına ilişkin olarak suç duyurusunda bulundum. Buna ilişkin soruşturma Küçükçekmece Cumhuriyet Savcılığı tarafından 2017 / 3631 soruşturma sayılı dosyasında devam etmektedir. Sayın Mahkemedeki davada da savcılık şikayetimi bildirdim. Ancak Sayın Mahkeme savcılık dosyasını dikkate almayarak karar vermiştir. Davalı tarafla aramızdaki geçen ses kaydını daha önce görevsizlik kararı veren mahkemeye bildirmiştim ve buna ilişkin görevsizlik kararı veren mahkeme incelenen ses kaydına ilişkin bilirkişi raporunu dikkate almadı. Mahkemece tarafımca sunulan hiç bir delili dikkate almayarak incelemede bulunmuştur. Zaten gerekçeli kararında da buna ilişkin bir gerekçe olmadığı ve inceleme yapılmadığı açıktır. Sayın Mahkemeye görevsizlikle gelen dosya bakılıp incelenseydi davalı ile aramızdaki ses kaydında tüm gerçeklerin ortaya çıkmış olduğu görülecekti. Söz konusu ses kaydında davalı ifadeleriyle borcun ödendiğini ve faizle para sattığını kabul etmiştir. Davalı da sesin kendisine ait olmadığını iddia etmemiş, sadece delil olmayacağını iddia etmiştir. Gerek yerel mahkeme gerekse gerekçeli kararda dayanak gösterilen bilirkişi raporunda tarafımca sunulan bilgi belge ve taleplerim dikkate alınmamıştır ve tek yönlü olarak sadece davacının iddia ve delillerini değerlendirilerek karar verilmiştir. Bu nedenle verilen karar açıkça hukuka aykırıdır. Bilirkişi raporunda … adlı firmaya … adına ödeme yapıldığını belirtmiş ancak davalı ile ilgisi olmadığından bahisle red etmiştir. Sayın Mahkemede bu konuda bir araştırma yapmamıştır. İlgili şirket için İstanbul Ticaret Odasına müzekkere yazılıp sorulmamıştır. Ayrıca davalı taraf b u ödemeler için herhangi bir inkarda bulunmamıştır ve ödemelerin dolaylı olarak kendi nam ve hesabına aldığını kabul ettiği ortadadır. Ayrıca … ile söz konusu şirket arasında hiç bir ticaret yokken neden böyle bir ödeme gerçekleştirsin.” şeklindeki beyanlarıyla verilen kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İddia, savunma ve tüm dosya kapsamından; Dava, borç sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit davasıdır. Davacı aleyhine başlatılan Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibine konu edilen 50.000,00 TL miktarlı bono yönünden 1.000,00 TL haricinde davalıya borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir. Öncelikle göreve ilişkin inceleme yapılması gerekmekte olup özel hukuk yargılamasında görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınmalıdır ve görev hususunda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Davalı taraf davacı aleyhine kambiyo senetlerine mahsus takip başlatmış olmakla ve bu takipten kaynaklı menfi tespit davası olduğundan uyuşmazlığın kambiyo hukukundan kaynaklandığı ve bu nedenle TTK 4.ve 5.maddesi gereğince ticaret mahkemelrinin görevli olduğu anlaşılmıştır. Kural olarak menfi tespit davasında ispat yükü davalıda olsa da davacı taraf ödeme iddiasında bulunmakla ispat yükünü üzerine almıştır. HMK 200.maddesi ve devamındaki yasal düzenlemeler gereğince dava konusu edilen miktarlar senetle ispatı zorunlu olan miktarlar olup, davacı taraf delillerinde ayrıca yemin deliline de dayanmadığından istinaf dilekçesinde iddia ettiği gibi iddiasının tanık beyanları ile ispatı mümkün değildir. Karşı tarafın rızası hilafına alınan ses kaydı da emsal yüksek yargı kararları gereğince hukuka aykırı olarak elde edilen delil olduğundan mahkemece değerlendirilemeyecektir. Bu nedenlerle mahkemece davanın reddi yönünde verilen kararın yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Bu değerlendirmeler ile dava konusu uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemeler doğrultusunda, tüm dosya kapsamında toplanan delillere göre; davacının istinaf başvurusunun HMK m.353/1-b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1.HMK m.353/1-b-1 gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca davalı lehine ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 3.Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irad kaydına, gereğinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına, 5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 20/04/2022 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.