Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI
ESAS NO: 2019/3382
KARAR NO: 2020/110
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/02/2019
NUMARASI: 2018/218 Esas, 2019/173 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 17/01/2020
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz üye hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalının öz kardeş olduğunu, müvekkili ve davalının eşlerinin de öz kardeş olduğunu, İstanbul İli, Ümraniye İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii, Pafta no:… ve … parsel numaralı taşınmazın 1/6 payının müvekkili ile davalı tarafın birlikte satın alındığını, bedelinin birlikte ödendiğini, müvekkili ve davalının bu arsa üzerinde bulunan binayı birlikte inşa ederek uzunca bir zaman taşınmazda aileleri ile beraber yaşadıklarını, tarafların ortak murisinden kalan taşınmazdaki hak ve hisselerin devri için davalı ve diğer kardeşleri ile müvekkiline vekalet verdiklerini, müvekkilinin bu vekaletname ile intikal işlemlerini yaptırdığını, vekil olduğu için taşınmazın mülkiyetini kendi üzerine alamayacağını, bu nedenle taşınmazın mülkiyetini eşine satış şeklinde devrettiğini, davalı tarafından müvekkili ile eşi aleyhine İstanbul 15.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/274 esas sayılı dava dosyası üzerinden vekalet görevinin kötüye kullanılması iddiasına dayalı olarak tapu iptal ve tescil davası ikame ettiğini, müvekkilinin davalı abisinin kendisine söylediklerine istinaden devir işlemini yaptığını, söz konusu davada davalının müvekkiline dava konusu çeki vermesi karşılığında davayı geri çekeceğini beyan ettiğini, dava konusu çekin protokolle davalı vekiline teslim edildiğini, dava konusu çekin bedelsiz ve teminat amacıyla verildiğini, müvekkilinin yapılan sulh protokolü gereğince davanın geri çekilmesi kayıt ve şartıyla dava konusu çeki keşide ederek davalı tarafa teslim ettiğini, davalı çeki haksız ve herhangi bir hakkı olmadığı halde sırf müvekkilinin iyiniyeti ve akrabalık bağlarının kuvvetli olmasını suistimal ederek müvekkilinden aldığını, taraflar arasındaki 03/02/2017 tarihli “sulh protokolü” başlıklı sözleşmeye göre; müvekkilinin sözleşme konusu teşkil eden taşınmazın davalı hissesine tekabül ettiği belirtilen 125,00 TL’lik kısmının … Çekmeköy şubesine ait, 125.000,00 TL bedeli 15/02/2018 vade tarihli çek ile ödenmesine, avukatlık ücretinin 2.000,00 TL’sinin iş bu protokolün imzalanması halinde nakit olarak, kalan 10.000,00 TL’sinin 03/02/2017 keşide tarihli 10.000,00 TL bedelli, 15/03/2017 vade tarihli bir senet ile ödenmesine rağmen davalı tarafından sözleşmeye konu İstanbul 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/274 Esas sayılı dosyasına devam edildiğini, davanın halen derdest olduğunu, davanın hem derdest olmasının hemde iş bu dava konusu 125.000 TL bedeli çekin davalının elinde bulunmasının mükerrerlik teşkil ettiğini, sulh protokolü başlıklı sözleşmenin 7. Maddesine göre protokolde müvekkili ile müvekkilinin dava dışı eşi …vekillerinin imzalarının bulunmadığını, kambiyo senetlerinin kayda ve şarta bağlı olamayacağını, dava konusu çekin teminat amaçlı verilmesi nedeniyle kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediği, taraflar arasında bir borç ilişkisi bulunmadığı, çekin bankaya ibraz edilmesi halinde ödenmesinin önlenmesi için çekin ödenmemesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini, olmadığı taktirde müvekkili aleyhine çekin takibe konulmasını ve çeke dayalı olarak icra ve haciz işlemlerinin yapılmasının önlenmesi amacıyla çekle ilgili ihtiyati tedbir kararı verilmesini, dava konusu çekten dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.Karara karşı davacı ve davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 11/10/2019 tarihli kararı ile davacı yanca maktu istinaf karar ve ilam harcı ile istinaf yoluna başvurma harcını ikmali için HMK m. 344 uyarınca işlem yapılmak ve dosyanın yeniden daireye gönderilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar verildiği, ilk derece mahkemesince bu karar uyarınca davacı vekiline meşruhatlı muhtıraya rağmen istinaf harçları yatırılmadığından, istinaf isteminden vazgeçmiş sayılmasına dair karar verildiği, ancak 02/12/2019 tarihli ek kararın taraflara tebliğ edilmediği, bu karara karara karşı istinaf yolunun açık olduğu göz önüne alınarak kararın taraflara tebliğ edilerek yasal süreleri geçtikten sonra incelenmek üzere Dairemize gönderilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine oybirliğiyle varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;1.02/12/2019 tarihli EK KARARININ TEBLİĞ İŞLEMLERİNİN TAMAMLANMASI İÇİN dosyanın kararı veren mahkemeye GERİ ÇEVRİLMESİNE, Dair, HMK’nın m. 352 uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, 17/01/2020 günü, kesin olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.