Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2019/3 E. 2021/1329 K. 06.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/3
KARAR NO : 2021/1329
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/07/2018
NUMARASI : 2016/308 Esas, 2018/664 Karar
DAVANIN KONUSU: Sözleşmenin Uyarlanması
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 06/07/2021
Taraflar arasındaki sözleşmenin uyarlanması davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 04.01.2016-31.12.2016 tarihleri arasında geçerli olan Beyazıt, İstanbul Tıp Fakültesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Avcılar ve Bahçeköy kampüslerine ait 363 takvim günü öğrenci, idari ve akademik personele yemek pişirme hizmet alımı işi için sözleşme imzaladıklarını, sözleşme imzalandıktan sonra iktidar partisinin Asgari Ücretin artırılması konusunda yıl başından geçerli olacak şekilde yıllık artışından çok yüksek bir biçimde artırması, sözleşmenin imzalandığı asgari ücret ile işin yapılacağı dönemdeki asgari ücretin aşırı armasından dolayı maliyetin birden aşırı yükseldiğini, sözleşmedeki fiyat farkı esaslarına ilişkin düzenlemeler çerçevesinde idareye bildirim yapıldığını, Kik kararına ve Kamu İhale Kurumu Borçlar Hukuku Genel Düzenlemelerine göre dava açılması halinde mahkemenin sözleşmeyi uyarlaması gerektiğini, 31.12.2015 tarihinde Asgari Ücret Tespit Komisyonu kararı ile 2016 yılı yeni asgari ücretin bürüt 1.647,00 TL, netinin ise 1.300,00 TL olarak belirtildiğini, iş bu ihalede 60 personelin istihdam edildiğini, aylık 27.452,25 TL asgari ücret artışından dolayı fiyat farkının 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa Göre İhale Edilen Hizmet Alımlarında uygulanacak fiyat farkına ilişkin esaslar çerçevesinde davalı tarafından ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında sözleşme imzalandığını, sözleşme yapıldığı andaki şartlara uygun olarak uygulanması gerektiğini sözleşme hukukunun temel ilkelerinden olduğunu, taraflarca imzalanan sözleşmede fiyat farkı artışının açıkça yasaklandığını, yine fiyat farkının ödenmesi ve hesaplama şartlarının oluşmadığını, fiyat farkı verilemeyeceğini, ancak mücbir sebepler ve idareden kaynaklanan nedenlerle işin bitim tarihinin süre uzatımı verilmek suretiyle uzatılması halinde, yürürlükte bulunan fiyat farkına ilişkin esaslar dikkate alınarak fiyat farkı hesaplanacağını, sözleşmede yer alan fiyat farkına ilişkin esas ve usullerde sözleşme imzalandıktan sonra değişiklik yapılamayacağını, mücbir bir sebep ve öngörülemeyen bir durumun söz konusu olmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.İlk derece mahkemesince; davanın reddine karar verilmiş olup, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 14.10.2015 tarihinde 4.01.2016-31.12.2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, değişen koşulların sözleşmede kendiliğinden bulunan sözleşme adaletini bozmasına rağmen uyarlamaya ilişkin şartların oluşmadığına dair kararın hakkaniyete aykırı olduğunu, “asgari ücretteki artış oranına önceki dönemlerinden daha fazla olabileceğinin öngörülebilir” gerekçesine katılmadıklarını, sözleşmenin niteliği gereğince fiyat farkının talep edilebileceğini, sırf tacirin basiretli olması sıfatı sebebiyle iktidar politikasının dahi tahmin edip risk üstlenmesini beklemenin hakkaniyete aykırı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; ortada mücbir sebep veya öngörülemeyen bir durumun söz konusu olmadığını, bu nedenle ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğunu beyanla, davacının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.Dava, 2016 yılı asgari ücret artışından doğan fiyat farkı talebine ilişkindir. Davacının davalının açtığı ihale sonucu yapılan sözleşme ile personel çalıştırmaya dayalı hizmet işlerini üstlendiği uyuşmazlık konusu değildir. Taraflar arasında yapılan 2016 yılına ait Hizmet Alımları TİP Sözleşmenin 14.1 maddesinde “fiyat farkı verilmeyecektir” hükmü vardır. Ayrıca taraflar arasındaki idari şartnamede de yükleniciye fiyat farkı ödenmeyeceği belirtilmiştir. Anayasa’mızın 48. maddesi ve Türk Borçlar Kanun’unun 19. maddesi gereğince akit serbestisi vardır. Yasa’da belirlenen sınırlamalar içinde kalmak koşulu ile taraflar istedikleri konularda, istediği koşullarda sözleşmeyi yapabilirler. Bu sözleşme koşulları tarafları bağlar. Somut uyuşmazlıkta yukarıda belirtilen sözleşme hükmü de tarafları bağlayıcıdır. Ayrıca 6661 sayılı Kanunla, işverenlere getirilen Asgari Ücret Desteğine ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü tarafından “Asgari Ücret Desteği” konulu 10.02.2016 tarihli ve 2016-4 Sayılı Genelge yayınlanmıştır. Bu Kanun hükümleri gereğince davacı şirketin asgari ücret fiyat farkı nedeniyle devlet desteği alması mümkündür. O halde, mahkemece taraflar arasındaki sözleşmenin 14. maddesi gözetilerek karar vermesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamakla birlikte, sonuç itibariyle verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. O nedenle davacı istinaf talebinde haklı değildir.Bu değerlendirmeler doğrultusunda; davacının istinaf başvurusunun HMK m.353/1-b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;1.HMK m.353/1-b-1 gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca davalı lehine ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 3.Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin olarak yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına, 5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 06/07/2021 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.