Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2019/2988 E. 2022/788 K. 30.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2988
KARAR NO: 2022/788
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/07/2019
NUMARASI: 2018/263 Esas, 2019/741 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 30/03/2022
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin oto alımı satımı konusunda faaliyet gösterdiğini, tarafların … plaka sayılı, 2011 model, … marka aracın satımı konusunda aralarında anlaştıklarını, davalı borçlunun otomobilin bedelini daha sonra ödeyeceğini beyan ettiğini, bu bedelin teminatı olarak taşınmazının üzerine müvekkil lehine 130.000,00 TL bedelli ipotek tesis edilmesini teklif ettiğini, tarafların arasında varılan bu mutabakatın yerine getirilmesi amacıyla davalı borçlunun, dava dışı … kendisine vekil tayin ederek, sonrasında 27.11.2015 tarihinde araç bedelinin teminatı olan ipotek hakkı tesis edildiğini, 30.11.2015 tarihinde de noter huzurunda Araç Satış Sözleşmesi akdedilerek araç satımının sağlandığını, ne var ki davalı borçlu, satın aldığı otomobilin bedelini ödemediğini, bunun üzerine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerinden 02.03.2016 tarihinde takibe girişildiğini işbu takibin itirazsız bir şekilde kesinleştiğini, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden de 16.02.2017 tarihinde ilamsız takip yoluyla takibe girişildiği, dosyanın yetki itirazı nedeniyle Büyükçekmece İcra dairelerine gönderilerek takibe Büyükçekmece …icra Dairesi’nin … E. sayılı icra dosyası üzerinden devam edildiğini, bu yer icra müdürlüğü vasıtasıyla borçluya gönderilen ödeme emrine davalının itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı – borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiş; 31.05.2019 havale tarihli vekili aracıyla sunmuş olduğu dilekçesinde; dava konusu aracın müvekkilince verilen vekalet kullanılarak o dönem işvereni … tarafından müvekkilin evine ipotek konulması suretiyle gerçekleştiğini, davalı müvekkilinin ilgili aracı hiç görmediğini, aracın müvekkilin yedinde hiç bulunmadığını, aracın daha sonra dava dışı vekili … tarafından müvekkili davalının bilgisi dışında satıldığını, davacı şirketin önce ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığını, müvekkilin eşinin Aile Mahkemesinde açtığı dava sonrası ipoteğin kaldırıldığını bu dosyanın istinaf aşamasında olduğunu, davacı şirketin bu davayı kaybettikten sonra davaya konu icra takibini başlattığını, müvekkilin icra takibine itiraz etmesinin nedeninin davacı şirketin …’le ortak hareket etmesi olduğunu, bunun en büyük göstergesinin araç satış sözleşmesi ve faturanın 80.000,00 TL olduğu halde ipoteğin 115.000,00 TL üzerinden tesisi olduğunu, müvekkilinin araç satış sözleşmesi ve faturayı ilk defa mahkeme dosyasında gördüğünü, zaten ilgili faturanın müvekkile tebliğ edildiğine dair bir kaydında bulunmadığını, davacı şirketin faturadaki bedel 80.000,00 TL olduğu halde 115.000 TL üzerinden takip başlattığını, bu durumun bile tek başına şirketin kötü niyetli olduğunun gösterdiğini, bilirkişi raporunda aracın o dönemki piyasa fiyatının 80.000 TL olduğu tespiti yapılmış olup yapılan harici araştırmalar ile rakamın bu civarda olduğunu belirterek, haksız takip nedeniyle şirket aleyhine, alacağın %40’ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davanın KISMEN KABULÜ ile davalının Büyükçekmece .. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 80.000,00 TL üzerinden devamına, takibe yıllık %9,75 avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE; Kabul edilen değer üzerinden davacı lehine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiş; bu karar davalı vekili ve katılma yoluyla da davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu aracın müvekkilince veilen vekalet kullanılarak o dönem işvereni … tarafından müvekkilin evine ipotek konulması suretiyle gerçekleştiğini, davalı müvekkilinin ilgili aracı hiç görmediğini, aracın müvekkilin yedinde hiç bulunmadığını, bu aracın daha sonra dava dışı vekili … tarafından müvekkili davalının bilgisi dışında satıldığını, davacı şirketin önce ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığını, müvekkilin eşinin Aile Mahkemesinde açtığı dava sonrası ipoteğin kaldırıldığını bu dosyanın istinaf aşamasında olduğunu, davacı şirketin bu davayı kaybettikten sonra davaya konu icra takibini başlattığını, müvekkilin icra takibine itiraz etmesinin nedeninin şirkteni …’le ortak hareket etmesi olduğunu, bunun en büyük göstergesinin araç satış sözleşmesi ve faturanın 80.000,00 TL olduğu halde ipoteğin 115.000,00 TL üzerinden tesisi olduğunu, müvekkilinin araç satış sözleşmesi ve faturayı ilk defa mahkeme dosyasında gördüğünü, zaten ilgili faturanın müvekile tebliğ edildiğine dair bir kaydında bulunmadığını, davacı şirketin faturadaki bedel 80.000,00 TL olduğu halde 115.000 TL üzerinden takip başlattığını, bu durumun bile tek başına şirketin kötü niyetli olduğunun gösterdiğini, bilirkişi raporunda aracın o dönemki piyasa fiyatının 80.000 TL olduğu tespiti yapılmış olup yapılan harici araştırmalar ile rakamın bu civarda olduğunu, yerel mahkemece reddedilen kısım üzerinden müvekkil lehine icra inkar tazminatına hükmetmediğini ve bu durumu gerekçelendirmediğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili katılma yoluyla vermiş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davalının cevap verme süresi iki hafta olduğu halde davalının yasal süre içerisinde bir cevap dilekçesi sunmadığını, davalının istinaf konusu yaptığı hususların iddianın ve savunmanın genişletilmesi yasağı çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini, kaldı ki davalının bu iddialarının hükmün kaldırılmasına etki etmediğini, davalı tarafından dava dışı …’e verilen vekaletnamenin geçersizliğine ilişkin bir iddia ve tespitin söz konusu olmadığını, bu haliyle dava dışı vekilin kendisine verilen vekaletname ile davalı adına vekaleten davaya konu aracı alması ve sonrasında satması hukuki olarak herhangi bir engel bulunmadığını, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takibin tahsilde tekerrüre sebebiyet vermemek şerhi ile ikame edildiğini, davalının cevap dilekçesi sunmadığını ve müvekkili şirket aleyhine icra inkar tazminatı talebinin bulunmadığını belirterek, davalının istinaf taleplerinin reddi gerektiğini bildirmiş; reddedilen kısım yönünden davalı yararına hükmedilen vekalet ücretinin, karşı tarafın emek ve harcamış olduğu mesaisi nazara alındığında fahiş olduğunu belirterek, davalı tarafın istinaf talebinin reddine, karşı istinaf talebinin kabulü ile hükmün 8 numaralı kararının kaldırılarak, avukatın emeği, çabası ve mesaisi doğrultusunda hakkaniyete uygun vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir. Dava, “araç satış sözleşmesinden” kaynaklı ödenmeyen araç bedelinin tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali isteğine ilişkindir. Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası incelendiğinde, davacı alacaklı şirketin “30.11.2015 tanzim ve 30.11.2015 vade tarihli araç satış sözleşmesi” açıklamasıyla 14.579,79 TL’si işlemiş faiz olmak üzere toplam 129.579,79 TL üzerinden davalı borçlu … hakkında ilamsız takip başlattığı; davalı borçlunun 23.01.2018 tarihli dilekçesi ile takibe ve borca itiraz ettiği; eldeki davanın 1 yıllık süresi içerisinde itirazın iptali istekli olarak açıldığı anlaşılmaktadır. 30.11.2015 Tarih … yevmiye sayılı Bakırköy …Noterliği’ne ait Araç Satış Sözleşmesi ile davacı şirkete ait … plaka sayılı dava konusu aracın 80.000,00 TL bedelle davalı …’ya satışı yapılmıştır. Satış işlemi davacı şirketi temsilen vekili … tarafından, davalı tarafı temsilen de vekili … tarafından gerçekleştirilmiştir. Davacı şirket bu satış işlemi nedeniyle araç bedeli 80.000,00 TL’yi faturalandırarak, bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere şirket kayıtlarına işlemiştir. Araç satışı nedeniyle davacıya ait İstanbul/Büyükçekmece’de bulunan 36 numaralı bağımsız bölüme davacı yararına ipotek şerh edildiği, 27.11.2015 tarih 26739 yevmiye numaralı ipotek senedinde “… Ltd. Şirketi ile … arasında araç satış sözleşmesi yapılmış olup, araç satışı bedelinin 3 ay içinde ödeneceği ve ödenmemesi halinde borçluya ait aşağıda bilgileri verilen taşınmaz üzerinde ipotek tesis edileceği borçlu … tarafından taahhüt edilmiştir.” açıklaması ile araç kaydına dava konusu aracın satışı için 130.000,00 TL bedel üzerinden davacı yararına ipotek şerh edildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyasında davalı hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatmış ise de, iş bu dava dosyasının dayanağı olan icra takip dosyasında (Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E) “tahsilde tekerrüre sebebiyet vermemek” kaydına yer verilip, bu suretle takip yapılmış olması gözetildiğinde, “ipoteğin paraya çevrilmesi” yoluyla yapılan takip akamete uğradıktan sonra başlatılan dava konusu ilamsız takip nedeniyle hukuka aykırı olduğundan bahsedilebilmesi imkanı bulunmamaktadır. Davalı gerek noterde gerçekleşen araç satış işlemi sırasında gerekse adına kayıtlı taşınmazının kaydına ipotek şerh edilmesi işlemi sırasında vekili … marifetiyle temsil edilmiş olup, vekalet hükümleri gereğince vekilin yapmış olduğu işler iş sahibi davalıyı bağlayacağından ve aralarındaki vekillik ilişkisine konu vekaletnamede iptal edilmemiş olduğundan artık davalının vekili marifetiyle yapmış olduğu işlemlere katlanması gerekecektir. Davalının vekili aracılığıyla 31.05.2019 tarihinde vermiş olduğu dilekçesi ile, davacı şirket ve vekili …’in ortak hareket ettikleri ileri sürülmüş ise de, bu hususun 6100 sayılı HMK’nun 141.maddesinde belirtilen “iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı” kapsamına göre davacının buna açık muvafakati bulunmamakla, davalının bu iddiasına kıymet verilemeyeceği gibi buna ilişkin somut bir delil de dosyaya ibraz edilememiştir. Gelinen bu aşamada araç satış sözleşmesinde ve davacı tarafından dosyaya sunulan faturada araç bedeli olarak gösterilen 80.000,00 TL’nin ödendiği davalı tarafından 6100 sayılı HMK’nun 200. ve devamı maddeleri hükümleri uyarınca yazılı delil ve belgelerle ispatlanması gerekmektedir. Ne var ki davalı dosyaya buna ilişkin herhangi bir delil sunamamıştır. Bu haliyle davanın noter satış sözleşmesinde belirtilen 80.000,00 TL üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı istinaf talebinde haklı değildir. Diğer taraftan 2019 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT) hükümleri gözetilerek reddedilen kısım üzerinden davada vekili marifetiyle temsil olunan davalı yararına vekalet takdir edilmiş olmasında da bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacının buna ilişkin istinaf talebinin reddi gerekmiştir. Bu değerlendirmeler ile dava konusu uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemeler doğrultusunda, tüm dosya kapsamında toplanan delillere göre;6100 s.HMK.nun 355.m.si uyarınca istinaf nedenleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme kapsamına göre tarafların istinaf başvurusunun HMK m.353/1-b-1 uyarınca esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1.HMK m.353/1-b-1 gereğince davacının ve davalının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 3.Davalıdan alınması gereken 5.464,80 TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 1.321,80 TL’nin mahsubu ile bakiye 4.143,00 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına, gereğinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 4.Davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irad kaydına, gereğinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 5.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep edenler üzerinde bırakılmasına, 6.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 30/03/2022 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.