Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2019/2908 E. 2019/2392 K. 30.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI
ESAS NO : 2019/2908
KARAR NO : 2019/2392
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/06/2019
NUMARASI : 2018/1223 Esas, 2019/495 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 30/12/2019
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği mahkememiz üye hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili şirketle imzaladığı 30/10/2013 tarihli ve muhtelif tarihli “Araç Takip Sistemi Kira ve Hizmet Sözleşmesi” hükümleri doğrultusunda sözleşme kapsamına dahil ettiği araçları ile yine sözleşme kapsamında ek araç talep formları ile sisteme dahil ettiği araçlara müvekkili şirketin anlaşmalı olduğu servislerde cihaz montajları yaptırdığını, davalıya verilen internet şifresi ile müvekkil şirkete ait alt yapıyı kullanarak internet üzerinden araçlarını takip ederek sunulan hizmetleri aldığını, müvekkili şirket üzerine düşen görevleri yerine getirdiğinden sözleşmede kararlaştırılan tutarları davalıya fatura ettiğini, ancak davalı tüm ikaz ve uyarılara rağmen faturalandırılan hizmet bedellerini ödemediğini, montajı yapılan cihazları da iade etmediğini, tahsil amacıyla İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, davalının haksız ve kötüniyetli olarak takibe itiraz ettiğini, takibin durduğunu, bu nedenle borca ve yetkiye itirazın iptaline ve takibin aynı şartlarda devamına, davalının itirazı haksız ve kötüniyetli olduğundan %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı yana yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imza edildiği iddia olunan sözleşmede gösterilen yetki kuralı kesin yetki olarak taraflar arasında bağlayıcı nitelikte olmadığını, araç takip sistemi hali hazırda birden fazla araca sahip olan kişilerin araçlarının güvenliğini sağlamak amaçlı olarak da kullanılabilen bir sistem olup müvekkil davalının birden fazla araca sahip olmasının kendisinin tacir olduğu yönündeki kabulü tamamen varsayıma dayalı olduğunu, müvekkilin iş bu sözleşmeye dayanılarak tacir olarak kabul edilmesi mümkün olmadığını, iddia olunan yetki sözleşmesinin de taraflar arasında geçerliliğinin olmayacağını, uyuşmazlığa ilişkin yetkili mahkemenin belirlenmesi noktasında HMK uyarınca genel yetki ve TBK uyarınca sözleşmesel ilişkilerde uygulanacak özel yetki kurallarının uygulanması gerektiğini, Bakırköy Bölgesi İcra Daireleri ve Mahkemelerinin iş bu uyuşmazlıkta yetkili olduğunu, icra takibi ve iş bu dava açısından yetkisizliğine karar verilmesini, aksi kanaatte olunması halinde ise davanın esastan reddine karar verilmesini ve yargılama ücreti ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, mahkemenin görevsizliği nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereği davanın usulden reddine, talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Karara karşı, davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafında ticari işletme faaliyetlerinden kaynaklandığı, müvekkilinin anonim şirket, davalının ise filo ve özel araç kiralama faaliyeti ile iştigal eden gerçek kişi tacir olduğunu sözleşme uyarınca davalının işletmesi dahilindeki 11 adet aracın elektronik takibi için ATS cihazların monte edildiğini, akti ilişkinin tarafların ticari işletmeleri kapsamında kurulduğunu, davalının salt bildirici nitelikte ki ticaret siciline kaydı bulunmadığından tacir vasfında olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Taraflar arasında imzalanan 30/10/2013 tarihli ”Araç Takip Sistemi ve Hizmet Sözleşmesi” imzalandığı, davacının sözleşmeden kaynaklı alacakların tahsili için başlattığı icra takibine davalı borçlu tarafından itiraz edildiği ve eldeki davanın İİK m. 67 uyarınca itirazın iptali niteliğinde olduğu, davacının Anonim Şirket tüzel kişi tacir vasfında olduğu, davalının ise Kocasinan Vergi Dairesi Müdürlüğünün 22/01/2019 tarihli müzekkere cevabı ile ”Motorlu Hafif Kara Taşıtlarının ve Arabalarının Sürücüsüz Olarak Kiralanması ve Leasingi” ile ilgili faaliyetlerde bulunduğu, gerçek usulde ticari kazanç sağlayan mükellef olduğu, işletme hesabına göre defterlerini tutmakla yükümlü olduğunun bildirildiği, her ne kadar esnaf sınırındaki faaliyetle sebebiyle işletme hesabına göre defter tutulmakta ise de, Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliğinin 21/01/2019 tarihli müzekkere cevabı ile davalının esnaf odası kaydının bulunmadığı, salt işletme defteri tutulmasının davalının tacir vasfının tespitinde yeterli olmadığı, somut uyuşmazlıkta davacıdan …, … ve … marka 11 araç ve takip sistemi kiralayarak ticari faaliyette bulunan davalının esnaf vasfında olduğunun kabul edilemeyeceği, sözleşmenin konusu ve edimleri niteliği gözetildiğinde davalının da tacir vasfında olup, TTK m. 4 ve 5 uyarınca tüm tarafları tacir olan itirazın iptali davasını görmekle görevli mahkemenin TTK m. 4 ve 5 uyarınca Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşılmıştır.Bu itibarla, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK m.353/1-a-3 uyarınca kaldırılmasına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;1.Davacının istinaf talebinin KABULÜNE, HMK m. 353/1-a-3 uyarınca, İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 12/06/2019 Tarih, 2018/1223 Esas, 2019/495 Karar sayılı Mahkeme KARARININ KALDIRILMASINA, 2.Dosyanın yargılamaya devam edilmesi için İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE, 3.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 4.Davacının istinaf başvurusu için yapmış olduğu yargılama giderlerinin yerel mahkemece verilecek kararda değerlendirilmesi, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, 30/12/2019 günü, oy birliğiyle, kesin olarak karar verildi.