Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2019/2779 E. 2019/2328 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI
ESAS NO : 2019/2779
KARAR NO : 2019/2328
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/04/2018
NUMARASI : 2015/851 Esas, 2018/239 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 26/12/2019
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği mahkememiz üye hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkili ile davalı arasında 19.02.2013 tarihinde sözleşme imzalandığını, müvekkilinin aylık brüt 11.562,00 TL ücret aldığını, sözleşmenin yenilenmesinden 4 ay sonra davalının fesih bildiriminde bulunarak haksız ve tek taraflı olarak sözleşmeyi feshettiğini, 01.01.2015 tarihinden itibaren 3 maaş ödediğini, Nisan, Mayıs, Haziran maaşlarını ödemediğini, alacağın tahsili için icra takibin başlatıldığını, davalının borca itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesiyle; davacının 01.12.2014 tarihli sözleşmeye dayandığını, sözleşmenin sadece 2014 dönemini kapsadığını, 2015 yılına ilişkin bir ibare bulunmadığını, müvekkilinin küçülmeye gittiğini, davacının iddia ettiği gibi bir fesih bulunmadığını, davacının çalışmadığı dönemlere ilişkin ücret talep edemeyeceğini ve müvekkili şirkette yaptığı bir iş de bulunmadığını, muhasebe işlerini personel vasıtasıyla gördürdüğünü belirterek davanın reddini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince; tarafların muhasebecilik hizmeti vermek üzere anlaştıklarını, muhasebe hizmeti veren davacının yaptığı işin ticari mahiyette olmadığını, mutlak ticari davalardan da olmadığından mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli ve yetkili asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, karar süresinde davalı tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesiyle; davaya bakmakla görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu, davanın taraflarının TTK hükümlerine göre tacir olup ticari işletme ile ilgili olduğundan mahkemenin verdiği görevsizlik kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.İstinaf talebine karşı davacının beyanda bulunmadığı anlaşılmıştır.Dava, hizmet sözleşmesi nedeniyle haksız fesihten kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptal talebine ilişkindir.Taraflar arasında imzalanan 01.12.2014 tarihli sözleşmenin konusu muhasebe kayıtlarının tutulması, KDV beyannamelerinin, muhtasar beyannamenin, geçici vergi beyannamelerinin, SGK ile ilgili belge ve bordroların, gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinin düzenlenmesi hususu olduğu anlaşılmıştır. Hal böyle olunca; taraflar arasındaki sözleşmenin niteliği hizmet sözleşmesi olup dava TTK m. 4 kapsamında mutlak ticari dava kapsamında değildir. Ayrıca davacı da tacir olmadığından her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir ihtilaf da olmadığından görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Mahkemesince asliye hukuk mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya uygundur. Davalı istinaf talebinde haklı değildir.Bu değerlendirmeler ile dava konusu uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemeler doğrultusunda,tüm dosya kapsamında toplanan delillere göre; davalının istinaf başvurusunun HMK m. 353/1-b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;1.HMK m.353/1-b-1 gereğince davalının istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,2.İşin duruşmasız olarak incelenmesi nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 3.Alınması gereken harçlar peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 26/12/2019 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.