Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2019/2750 E. 2019/1942 K. 13.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI
ESAS NO : 2019/2750
KARAR NO : 2019/1942
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/05/2001
NUMARASI : 1998/1278 Esas, 2001/601 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 13/11/2019
Taraflar arasındaki alacak davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği mahkememiz üye hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesiyle; davalının Bodrumda villa inşa edip sattığını, 1995 yılında büyük bir kampanya başlattığını, müvekkili dahil 85 kişiye satmış olduğu villaları teslim etmediği gibi inşaatları bile tamamlamaktan kaçındığını, taraflar arasındaki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine göre müvekkilinin 1.425.000,00 TL bedel karşılığından taşınmazı müvekkiline sattığını, bedelin ödenmesine rağmen taahhüt ettiği edimlerden ancak davalının tapu devir işlemleri yerine getirdiğini asıl edimi olan inşaatı yapmaktan imtina ettiğini, 30.08.1996 tarihinde müvekkile anahtar teslimi etmesi gerekirken kaba inşaatı bile tamamlamadığını, sözleşmenin 7.maddesi ile kararlaştırılan cezai şart tazminatı saklı tutularak sözlü olarak ek mehil verildiğini ancak yine inşaatın tamamlanmadığını belirterek muvazaalı mal devirlerinin önlenmesi bakımından HUMK m.101 gereğince ihtiyati tedbir konulmasını, eksik kalan inşaatın davalı tarafından tamamlamasına, 30.08.1996 tarihinden yasal gecikme tazminatıyla müvekkilinin uğradığı zararın giderilmesine, cezai şart bedelinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.İlk derece mahkemesince; 16.09.1998 tarihinde davacı vekilinin tedbir isteminin kabulü ile merkez bağdat caddesi Kadıköy/İstanbul’da bulunan davalı adına tapuda kayıtlı taşınmazlardan dava konusu alacağı karşılayacak miktarda davanın sonuna kadar başkalarına devir ve temlikinin takdiren teminatsız olarak ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine karar verildiği, 28.12.1999 tarihindeki celsede ara karar gereğince de ihtiyati tedbirin dava konusu olan ve davacıya satışı yapıldığı bildirilen C blok 84 nolu taşınmaz üzerinde tedbirin devam edeceği ve davalının diğer taşınmazlarına konulan tedbirin bu şekilde değiştirilmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Taraflar arasında 10.05.2001 tarihinde protokol yapılmış buna göre protokolün 4.maddesinden mahkemenin davalının gayrimenkullerinin bir kısmına koyduğu ihtiyati tedbir kararlarının sadece davacıya ait olan parsele münhasır olmasında (C blok 84 nolu bağımsız bölüm) ve ihtiyati tedbir kararının sözleşmenin ifasına kadar devam etmesi hususunda anlaştıkları anlaşılmıştır.Mahkemesince 10.05.2001 tarihinde verilen hüküm ile tarafların sulh anlaşması yaptıkları sulh protokolünün tasdikine karar verilmiş, verilen kararın yasa yolu açık olduğu belirtilmiş bu defa mahkemesince 25.04.2019 tarihli EK KARAR ile dava konusu taşınmaz üzerindeki ihtiyati tedbir şerhinin devamına karar verilmiş iş bu karar için davalı istinaf yoluna başvurmuştur.Dava; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi nedeniyle eksik kalan inşaatın tamamlanması, yasal gecikme tazminatı ile munzam zararın giderilmesi talepli davada davalının mal varlığına ihtiyati tedbir konulması talebine ilişkinidir.Taraflar arasındaki 10.05.2001 tarihli protokol gereğince mahkemesince aynı gün verilen hüküm ile sulh protokolünün tasdikine karar verilmiş, ayrıca sözleşmenin ifasına kadar sözleşme konusu taşınmaz üzerindeki ihtiyati tedbirin devamına karar verilmiş olup iş bu karar için kararın verildiği tarihte temyiz yolu açık olduğu anlaşılmış, davalı vekili tarafından 06.02.2019 tarihinde verilen dilekçeyle tedbirin kaldırılması talep edilmiş ve bunun üzerine de 25.04.2019 tarihli dosya üzerinden verilen ek karar ile talebin reddine karar verilmiş ise de iş bu karar istinaf yoluna tabii değildir. Asıl karar Yargıtay’da temyiz yoluna tabii olması nedeniyle ek kararın da yine aynı şekilde Yargıtay’da temyiz yoluna tabii olduğu anlaşılmıştır. HMK m.341 gereğince söz konusu talep nedeniyle istinaf yolu kapalı olduğundan HMK m.352 gereğince istinaf talebinin reddi ile dosyanın Yargıtay’a gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;6100 sayılı HMK’nın geçiçi 3/2. maddesi uyarınca, 20/07/2016 tarihinden önce verilen kararlar kesinleşinceye kadar 1086 sayılı HMUK’un 5226 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 420 ila 454. Hükümleri uyarınca dosyanın Yargıtay ilgili Dairesine gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesine GERİ GÖNDERİLMESİNE,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, kesin olarak, 13/11/2019 tarihinde, oy birliği ile karar verildi.