Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2019/2586 E. 2019/1860 K. 24.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI
ESAS NO : 2019/2586
KARAR NO : 2019/1860
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/06/2019
NUMARASI : 2018/1161 Esas, 2019/741 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 24/10/2019
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği mahkememiz üye hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul Barosuna kayıtlı avukat olduğunu, davalı ile Avukat – Müvekkil ilişkisi bulunduğunu, aralarında bir ticari alışverişten dolayı 25.000 TL’lik senet verdiklerini, ancak senedin teminat niteliğinde olduğunu, senede konu ödemenin 2012 yılında yapıldığını, ayrıca davalının adına görülen dosyalardan vekalet ücreti alacaklarının da olduğunu, dolayısı ile davalı nezdinde bulunan senedin iadesi gerektiğini, buna rağmen İstanbul …. İcra Müd. … Esas sayılı dosyasında takibe konulduğunu, borçlu olmadıklarının tespitine, %40 inkar tazminatına ve 5.000.00 TL manevi tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine özgü yolla takip yaptıklarını, davacının senedi verdiğini bildirdiğini ve bu senede karşılık ödeme yaptığını ileri sürdüğünü, ancak herhangi bir makbuz verilmediği gibi senedin de geri alınamadığını belirttiğini, ayrıca davalının kendisine avukat olarak borçlu olduğunu, bu borcu ödememek için takip yaptığını ileri sürdüğünü, bu iki iddianın çelişkili olduğunu, davacının Avukatlık ücreti alacaklarının kendisine ödendiğini, fazlası ile ödeme yapıldığını, 20.000 TL kadar da masraf adı altında bedel de alındığını, davanın reddine karar verilmesini bildirmiştir.İlk derece mahkemesince, davanın daha önce 05/02/2019 tarihinde takip edilmeyerek, HMK m. 150 gereğince işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davanın miktarı itibariyle basit yargılamaya tabi davalardan olduğu, HMK m. 150/6 ve 320/4 maddeleri gereğince bir defadan fazla işlemden kaldırılmasına karar verilemeyeceği anlaşılmakla, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.Davacı vekilince, İstanbul Anadolu 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/357 Esas sayılı dosyasında, 09/09/2014 tarihili tensip tutanağı ile davanın yazılı yargılama usulüne tabi olduğunun belirtildiği, görevsizlik kararı verilmiş ise de, eldeki davanın ilk davanın devamı niteliğinde olduğu, yazılı yargılama usulünce yapılan işlemler sebebiyle usule kazanılmış hak doğduğu, davacı asilin katıldığı 09/04/2019 tarihli oturumda belirlenen 18/06/2019 tarihli duruşma gününün vekile tebliği gerekirken, kendisine tebliğ edilmediğini ve aynı tarihte davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, 100.000.00 TL değerin altındaki ticari davaların basit yargılamaya tabi olması düzenlemesi 28/02/2018 tarihinde getirilmiş olmasına karşın eldeki davanın değişikliğin yürürlüğe girmesinden önce 02/09/2014 tarihinde açıldığı, bu haliyle açılmamış sayılması kararının usule aykırı olduğundan bahisle istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Dosyanın tümü üzerinde yapılan inceleme neticesinde, davacı vekiline usulünce tebliğ edilen 05/02/2019 tarihli oturuma vekil katılmaması ve davalı tarafça davanın takip edilmeyeceğinin beyan edilmesi üzerine HMK m.150/1 uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, yenileme talebi üzerine dosyanın işleme alınarak 09/04/2019 tarihli oturumun davacı vekiline usulünce tebliğ edildiği, bu oturuma davacı asilin katıldığı, vekilin yokluğunda duruşmanın 18/06/2019 tarihine ertelendiği ve aynı tarihte tarafların duruşmaya katılmamaları sebebiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.6102 sayılı TTK’nın değişik 28/02/2018 – 7101/61 düzenlemesi ile, 4/2. maddesinde ”ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri Yüz Bin Türk Lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır.” düzenlemesinin yer aldığı ve yine; 6100 sayılı HMK’nın 320/4. Maddesinde ”basit yargılama usulüne tabi davalarda işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa dava açılmamış sayılır” düzenlemesine yer verildiği anlaşılmıştır.Somut uyuşmazlıkta, eldeki davanın Ticaret Kanununda yapılan yasal düzenlemenin yürürlük tarihi olan 15/03/2018 tarihinden önce görevsiz İstanbul Anadolu 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/357 Esas sayılı dosyası üzerinden 02/09/2014 tarihinde görülmeye başlandığı, yasal düzenlemeden önce açılan eldeki davada HMK m. 320/4 uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin anayasal hak arama hürriyetini ihlal manasına geleceğinden, davacının istinaf isteminde haklı olduğu, davanın açılmamış sayılması kararının kaldırılması gerektiği kanaati hasıl olmakla, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;1.İstinaf başvurusunun kabulüne, HMK m. 353/1-a-5 uyarınca İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/12/2017 tarih ve 2018/1161 Esas, 2019/741 Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, Yukarıda belirtilen gerekçe kapsamda yargılamaya devamla uyuşmazlık hususunda bir arar verilmek üzere dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,İstinaf isteminin kabulü nedeniyle yatırılan istinaf harcının talebi halinde davacıya iadesine, 2.İşin duruşmasız olarak incelenmesi nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 3 .Davacının istinaf başvurusu için yapmış olduğu yargılama giderlerinin yerel mahkemece verilecek kararda değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, 24/10/2019 günü, oy birliğiyle, kesin olarak karar verildi.