Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2019/2180 E. 2019/1625 K. 26.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI
ESAS NO : 2019/2180
KARAR NO : 2019/1625
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/03/2019
NUMARASI : 2018/1174 E, 2019/309 K
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 26/09/2019
Taraflar arasındaki tazminat davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik verilen karara karşı … ve … vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği mahkememiz üye hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin davalıdan bağımsız bölüm satın aldığını, davalının AVM’de bir bağımsız bölüm satışı yaptığını, kiralanması konusunda müvekkiline kira garantisi verdiğini, dava tarihine kadar taşınmazın teslim edilmediğini, 01.06.2012 tarihinde teslim edileceğinin öngörüldüğünü, müvekkilinin taşınmazdan gelir elde etme saiki ile satın aldığı belirtilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.İlk derece mahkemesince; davanın taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklandığını, TTK m.4 gereğince mutlak ticari dava olmadığını, davacının gelen cevaplara göre tacir sıfatının bulunmadığını, dolayısıyla her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmadığı gerekçesi ile mahkemenin görevsizliğine dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, karar süresinde davalı … ve … tarafından istinaf edilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu taşınmazın iş yeri nitelikli bağımsız bölüm olduğunu, taşınmazın dükkan vasfında olduğundan asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.İstinaf talebine karşı davacı vekili yazılı beyanında; davalının zaman kazanmak için istinaf yoluna başvurduğunu, mahkeme kararının onanmak sureti ile istinaf talebinin reddini talep etmiştir. Dava; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi nedeniyle taşınmazın zamanında teslim edilememesinden kaynaklı kira tazminatı alacağına ilişkindir.Taraflar arasındaki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin konusu; otomobil alışveriş merkezi projesinde bulunan bağımsız bölümdür.Davacı dava konusu taşınmazı kira geliri elde etme amacıyla satın aldığını ileri sürmüştür. Davacının tacir sıfatı bulunduğuna ilişkin delil bulunmadığına göre dolayısıyla her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendiren bir dava da değildir. Davanın TTK m.4 kapsamında mutlak ticari dava da olmadığından ihtilafa bakmakla görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Mahkemesince verilen kararda hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.Davalı istinaf talebinde haklı değildir. İstinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmektedir.Bu itibarla; istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;1.HMK m.353/1-b-1 gereğince istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,2.İşin duruşmasız olarak incelenmesi nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 3.Alınması gereken istinaf harçları peşin olarak yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 26/09/2019 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.