Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2019/1507 E. 2019/1524 K. 18.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI
ESAS NO : 2019/1507
KARAR NO : 2019/1524
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/02/2019
NUMARASI : 2017/343 Esas, 2019/138 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 18/09/2019
Taraflar arasındaki alacak davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı görevsizliğine yönelik verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği mahkememiz üye hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilleri ile davalı arasında 18.11.2004 tarihinde müşavirlik sözleşmesi ve hisse devir protokolü imzalandığını, sözleşmenin 3.maddesinde müvekkiline verilecek ücretin belirlendiğini, protokol gereğince gerek müvekkili şirketin gerek dava dışı şirketlerle ilgili tahakkuk eden vergi cezalarını ödemekten intina ettiğini, davalının vergi cezalarında olmalarına sebebiyet verdiğini, müvekkilinin 2001-2004 yıllarına ait toplamda 5.621,844 TL vergi borcu ödediğini, davalıya ihtarname keşide edilerek vergi borcunun karşılanması istendiğini nacak cevap vermediğini belirterek fazlata ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 62.042,86 TL’nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın mali müşavirlik sözleşmesinin ihlali nedeniyle uğranılan zararın tahsili talebine ilişkin olduğunu, 3568 sayılı yasanın m.45 gereğince, serbest mali müşavir olan davalının tacir olmadığını, çalışmalarının da ticari bir işletme ile ilgili işlem sayılamayacağı gerekçesi ile mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli ve yetkili İstanbul asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, karar süresinde davacılar tarafından süresinde istinaf edilmiştir.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; davanın dayanağını oluşturan sözleşmenin m.3-b bendinde yer alan müşavir Escort’un mali müşaviri olması, bir süredir fiilen… yönetim kurulu başkanı olması ve …’nun da 1/3 hissesinini de sahibi olması sebebiyle… ve …’nun 2001-2004 arası vergi dönemlerine ilişkin gerek dolmuş gerekse doğabilecek her türlü amme borcunun belirtilmesi nedeniyle davalı grup şirketlerini ortağı, yöneticisi ve mali müşaviri olduğunu, TTK m.19 gereği ticari iş karinesi tanımlandığını, mahkemenin vermiş olduğu görevsizlik kararının TTK m.19’a aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.İstinaf talebine karşı davalı vekili yazılı beyanında; açılan davadaki borçların davacının şirketine ait kamu borçları olduğunu, müvekkilini hiçbir zaman davacının ortağı ve yöneticisi olmadığını, iddiaların mali müşavirlik sözleşmesinden kaynaklandığını, 3568 sayılı yasa m.45’de mali müşavirlik bürolarındaki faaliyetlerin ticari faaliyet sayılmadığının açıkça hükme bağladığını, müvekkilinin tacir olmadığını, TTK’da sayılan mutlak ticari davalardan hiçbirine de uymadığını belirterek istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.Dava; mali müşavirlik sözleşmesi nedeniyle uğranılan zararı tahsili talebine ilişkindir. 3568 sayılı yasa madde 45’de – “Serbest muhasebeci mali müşavirler bu unvanlarla, yeminli mali müşavirler ise bu unvan ve tasdik yetkisiyle; 2 nci maddede yazılı işlerin yürütülmesi amacıyla gerçek ve tüzelkişilere tabi ve onların işyerlerine bağlı olarak hizmet akdi ile çalışamazlar, ticari faaliyette bulunamazlar, meslekle ve meslek onuru ile bağdaşmayan işlerle uğraşamazlar.” hükmüne yer verilmiştir. Adı geçen yasa gereğince mali müşavir olan davalının ticari faaliyette bulunamayacağı; kaldı ki dosyada mevcut taraflar arasında 18.11.2004 tarihinde imzalanan müşavirlik sözleşmesinin konusu davacının … aleyhine 2001-2004 arası vergi dönemlerine ilişkin gerek doğmuş gerekse doğabilecek her türlü amme borcunun ödemelerinde müşavirin sorumluluk sınırlarını belirlemek ve ödenecek ücretin ödeme şartlarının belirlenmesi olduğuna göre; sözleşme 6092 sayılı TBK m.393 ve devamında düzenlenen hizmet sözleşmesi kapsamında kaldığından ihtilafa bakmakla görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygundur.
Davacılar istinaf talebinde haklı değildir. Davacıların istinaf taleplerinin reddi gerekmektedir.
Bu itibarla; istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1.HMK m.353/1-b-1 gereğince istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2.İşin duruşmasız olarak incelenmesi nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,
3.Davacılardan alınması gereken harçlar peşin olarak alındığınden yeniden alınmasına yer olmadığına,
4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına,
5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 18/09/2019 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.