Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2019/1440 E. 2019/2348 K. 30.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI
ESAS NO : 2019/1440
KARAR NO : 2019/2348
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/03/2019
NUMARASI : 2019/85 Esas, 2019/224 Karar
DAVANIN KONUSU: Sözleşmenin Uyarlanması
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 30/12/2019
Taraflar arasındaki sözleşmenin uyarlanması davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine yönelik verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili davanın açıldığı İstanbul Anadolu 4.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açtığı davanın dava dilekçesinde özetle; davacının, davalı ile 08/07/2015 tarihinde aralarındaki sözleşme gereğince 890.000 ABD doları karşılığında taşınmaz alımı konusunda anlaştıklarını, taşınmazın imar durumunun yapılaşmaya uygun olmadığının tespiti akabinde taraflar arasındaki sözleşmenin haricen fesih edildiğini, sözleşme bedelinin davalıya iadesi için 30/09/2018 ödeme tarihli 100.000 ABD doları bedelli, 30/10/2018 ödeme tarihli 100.000 ABD doları bedelli, 30/11/2018 tarihli 300.000 ABD doları bedelli ve 30/12/2018 ödeme tarihli 390.000 ABD doları bedelli 4 adet senet verildiğini, ancak 13/09/2018 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 85 sayılı Cumhurbaşkanı kararına göre “Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri sözleşmelerde, sözleşme bedelleri ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden kararlaştırılmayacaktır.” şeklinde yayınlandığını ve yürürlüğe girdiğini, bu nedenle sözleşmenin 1 USD doların=3.7776 TL olarak uyarlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili ilk derece mahkemesindeki savunmasında özetle; davaya konu belgelerin senet(bono) olduğunu, kambiyo niteliğine haiz olduğunu, TTK gereği görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, bu nedenle görevsizlik kararı verilmesini ve esasa ilişkin beyanlarında ise, taraflar arasındaki ilişkinin tebliğ kapsamında olmadığından davanın reddini savunmuştur.Davanın açıldığı İstanbul Anadolu 4.Asliye Hukuk Mahkemesi, görevli mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı tesis etmiş, dosya İstanbul Anadolu 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’ne devredilmiştir. Dosyanın devredildiği İstanbul Anadolu 6.Asliye Ticaret Mahkemesince; uyuşmazlık taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklı olup, kambiyo senedinden kaynaklanmadığı, tarafların tacir de olmadığından mahkemenin görevsizliğine, dosyanın İstanbul Anadolu 4.Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine yönelik karar tesis edilmiştir.Karar süresinde davalı vekilince istinaf edilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesindeki savunmasını tekrarla, emsal kararlar doğrultusunda asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu, bu nedenle kararın usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın kaldırılmasını talep etmiştir.İddia, savunma ve tüm dosya kapsamından; dava, taşınmaz satış sözleşmesinin feshi nedeniyle bedelin iadesine yönelik tanzim edilen döviz cinsinden bonoların ve sözleşmenin uyarlanması istemine yöneliktir.Dosya kapsamından; taraflar arasında taşınmaz satış sözleşmesi akdedildiği, sonrasında sözleşmenin feshine karar verildiği ve davacı satıcı tarafından alınan satış bedelinin iadesi hususunda davalıya döviz cinsinden 4 adet bono tanzim edildiği anlaşılmıştır. Davacı açmış bulunduğu iş bu dava ile, 13/09/2018 tarih ve 30534 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun’da, 85 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkındaki 32.sayılı Karara ilişkin tebliğde değişiklik yapılarak, sözleşmelerden kaynaklanan yükümlülüklerde borcun döviz cinsinden kararlaştırılamayacağı hükmü doğrultusunda, borcun uyarlanması ve USD’nin kur’unun 3.7776 TL olarak tespit edilmesini talep etmiştir. Davanın açıldığı asliye hukuk mahkemesi, davanın bonodan kaynaklanması nedeniyle kıymetli evraklara yönelik davaların ticari dava sayılması nedeniyle, asliye ticaret mahkemelerine görevsizlik kararı tesis etmiştir. Asliye ticaret mahkemesince de taraflar arasındaki temel ilişkinin sözleşmeden kaynaklandığı, davanın kambiyo senedinden kaynaklanmadığı gerekçesiyle asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu yönünde karar tesis edilmiştir.Dosya kapsamından; taraflar arasındaki temel ilişki taşınmaz satışı ve sonrasında taşınmaz satışı sözleşmesinin feshedilmesi ilişkisidir. Ancak davacı açmış bulunduğu iş bu dava ile 13/09/2018 tarih ve 30534 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun’da 85 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkındaki 32.sayılı Karara ilişkin tebliğde değişiklik yapılarak, sözleşmelerden kaynaklanan yükümlülüklerde borcun döviz cinsinden kararlaştırılamayacağı hükmü doğrultusunda, borcun uyarlanması ve USD’nin kur’unun 3.7776 TL olarak tespit edilmesini talep etmiştir. Dolayısıyla taraflar arasındaki temel ilişki olan taşınmaz satış sözleşmesi ve fesih sözleşmesinden kaynaklanan, bir başka deyişle temel ilişkiden kaynaklanan bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, satış ve fesih sözleşmesinden sonra düzenlenen bonoların Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ve ilgili tebliği uyarınca döviz olarak düzenlenen bonoların TL olarak uyarlanması istemine yöneliktir. Uyuşmazlık, dava konusu söz konusu bonolardan kaynaklanmaktadır. Bono 6102 sayılı TTK’nın 776 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, kıymetli evrak niteliğindedir. TTK m.4 ve 5 gereğince de kıymetli evraktan kaynaklanan uyuşmazlıklarda asliye ticaret mahkemeleri görevlidir. Asliye ticaret mahkemelerinin görevsizliğe yönelik kararı bu nedenle isabetli olmamıştır. Davalı istinaf talebinde haklıdır.Bu itibarla; davalının istinaf talebinin kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, uyuşmazlığın esası hakkında yargılamaya devam edilmesi hususunda dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerektiği kanaatine oybirliğiyle varılarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;1.İstinaf başvurusunun KABULÜNE, HMK m. 353/1-a-3 uyarınca İSTANBUL ANADOLU 6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 19/03/2019 Tarih, 2019/85 Esas, 2019/224 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2.Yukarıda belirtilen kapsamda uyuşmazlığın esası hakkında yargılamaya devam edilmesi hususunda dosyanın kararı veren İSTANBUL ANADOLU 6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’ne gönderilmesine, 3.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin yerel mahkemece verilecek kararda değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 30/12/2019 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.