Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2019/1316 E. 2019/1053 K. 17.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI
ESAS NO : 2019/1316
KARAR NO : 2019/1053
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/11/2018
NUMARASI : 2017/1130 Esas, 2018/1134 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 17/05/2019
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine yönelik verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği mahkememiz üye hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili; taraflar arasında danışmanlık sözleşmesi bulunduğunu, davacının 3.havalimanı inşaatı kapsamında davalı firmanın iştigal konusuna uygun işlerin alımı için davalı firma adına görüşmeler yaparak davalının İGA ile yüklenici sözleşmesi imzalamasını sağlamayı, davalı firmanın da bunun karşılığı olarak davacıya ihale bedeli üzerinden %4 oranında komisyon ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, davalının hizmetin verilmesine rağmen hizmet bedelini ödememesi nedeniyle İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının haksız olarak yetki itirazı ve borca itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın iptali ile takibin devamına, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili; tacir olmayan davacı taraf ile yetki sözleşmesi yapılmasının yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle yetki sözleşmesinin geçersiz olduğunu, yetkili icra dairesinin Gaziantep İcra müdürlüğü olup, yetkili mahkemenin de Gaziantep ticaret mahkemeleri olduğunu, esasa ilişkin olarak ise, davacının aracılık etme veya herhangi bir çalışma gerçekleştirmediğini, bu nedenle ücrete hak kazanmadığını, hukuken var olmayan borca istinaden başlatılan takibe itirazlarının haklı olduğunu, bu nedenle davanın reddine ve kötü niyet tazminatı olarak alacağın %20’den az olmamak üzere davacıdan tahsilini talep etmiştir.Mahkemece; her ne kadar davanın Asliye Ticaret Mahkemesine açıldığı anlaşılmış ise de, taraflar arasındaki uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine tabi olduğu, danışmanlık sözleşmesinden kaynaklandığı, ticari dava niteliği bulunmadığı, TTK m. 4 ve 5 kapsamında kalan işlerden olmadığı anlaşıldığından görev hususu resen her aşamada değerlendirilebileceğinden davaya bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemelerine ait olması nedeniyle HMK m. 114/1-c ve 115/2 – f uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair karar verilmiştir.Davalı vekilinin süresinde istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmış olup, dilekçesinde; davacı tarafından başlatılmış olan takibe yetki yönünden itiraz ettiklerini, yetkili mahkemenin Gaziantep Mahkemesi olduğunu, sözleşmede her ne kadar İstanbul mahkemeleri yetkili kılınmış ise de, kamu tüzel kişileri ve tacirlerin kendi aralarında yetki sözleşmesi akdedebileceklerini, oysa davacının gerçek kişi olup, tacir olmadığını, yetki sözleşmesinin bu nedenle geçersiz olduğunu, HMK m. 6 gereği Gaziantep mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle kararın kaldırılmasını, talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.Dosya kapsamı ve mevcut delil durumu itibariyle taraflar arasında danışmanlık hizmet sözleşmesinin bulunduğu, sözleşme kapsamında hizmet karşılığı olduğu iddia edilen alacağa ilişkin başlatılan takibe vaki itirazın iptali davası olduğu, davalı tarafın süresinde yetki itirazında bulunduğu, ayrıca icra takip dosyasında da borca ve icra müdürlüğünün yetkisine süresinde itiraz edildiği anlaşılmış olup, mahkemece resen görev hususu dikkate alınarak asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmış olup, yetki itirazı görevli mahkemede değerlendirileceğinden mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.Bu itibarla; istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1.HMK m.353/1-b-1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine,2.İşin duruşmasız olarak incelenmesi nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,3.Alınması gereken harçlar peşin olarak yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına,4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına, 5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 17/05/2019 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.