Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI
ESAS NO : 2019/1306
KARAR NO : 2019/995
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/01/2019
NUMARASI : 2018/1351 Esas, 2019/124 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 16/05/2019
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında; ihtiyati haczin kaldırılmasına yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği mahkememiz üye hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı tarafından ilk derece İstanbul Anadolu 9.Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan davada özetle; davacı şirketin inşa ettiği taşınmazlardan 2 adet bağımsız bölümün (19 ve 20 nolu bağımsız bölümlerin) satışı hususunda davalı ile anlaştıklarını, 19 nolu dairenin satış bedelinin 1.340.000,00 TL, 20 nolu daire için 1.425.000,00 TL+KDV olarak anlaşıldığını, 19 nolu daire için 06/06/2016 tarihli, 20 nolu daire için de 15/05/2017 tarihli resmi senet ile taşınmazların davalıya devredildiğini, davalının ödemelerinin tamamı sona ermeden davalının 1.092.650,00 TL borcunun olmasına rağmen davalı yanca yapılan kısmı ödemeler nedeniyle kurulan güven ilişkisi çerçevesinde taşınmazların devrinin yapıldığını, bakiye satış bedelinin ödenmemesi üzerine davalı aleyhine giriştikleri icra takibine davalının haksız itiraz etmesi nedeniyle itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava edilmiş, davalının Azerbaycan’da asker olması nedeniyle ve Türkiye’de yerleşim yerinin bulunmaması nedeniyle koşulları oluştuğundan satışa konu yapılan 20 nolu daire açısından söz konusu taşınmazın üzerine ihtiyati haciz konulması talebinde bulunulmuştur.Davanın açıldığı İstanbul Anadolu 9.Asliye Ticaret Mahkemesince, koşulları oluştuğundan teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı tesis edilmiştir.Karara karşı istinaf talebi isimli dilekçe ile itiraz eden davalı itiraz dilekçesinde özetle; davalının, davacı şirketten 19 ve 20 nolu bağımsız bölümü satın aldığını ve her iki taşınmazı birleştirerek tek bir konut haline getirerek ikametgah olarak kullandığını, her iki taşınmaz bedelini de ödediğinden ve resmi satış senedinde bedeli tahsil ettiğini davacı beyan ettiğinden aksini aynı nitelikte delille kanıtlanması gerektiğinden, davacının davalıya borcu olmadığını, ihtiyati haciz koşulları oluşmadığından ihtiyati haczin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.Mahkemece yapılan murafaa duruşmasında; alacak iddiasının yargılamayı gerektirdiğinden koşulları oluşmadığından ihtiyati haczin kaldırılmasına yönelik karar tesis edilmiştir.Bu karara karşı davacı vekilince süresinde istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddialarını tekrarla, ihtiyati haciz koşullarının oluştuğunu, davalının Türkiye’de yerleşim yerinin olmadığını, tebligat yapılamadığını, alacağın yargılamayı gerektirmesinin ihtiyati haciz talebine yer olmadığını, yaklaşık ispat kuralının yeterli olduğunu ve teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı tesis edildiğinden kararın kaldırılması yönündeki kararın usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın kaldırılarak talepleri gibi ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesine verdiği cevapta; ihtiyati hacze itiraz dilekçesindeki itirazlarını aynen tekrarla, kararın usul ve yasaya uygun olduğundan davacının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İddia, savunma ve tüm dosya kapsamından; dava, taşınmaz satışından kaynaklı bakiye alacağın tahsili hususunda başlatılan icra takibine itirazın iptali davası olup, uyuşmazlık ihtiyati haciz kararının kaldırılması yönündedir.Öncelikle görev kamu düzenine ilişkin olduğundan görev hususunun çözümlenmesi gerekmektedir. Davacı davasını asliye ticaret mahkemesinde açmıştır. Davacı tarafından davalıya 2 adet bağımsız bölüm satışı gerçekleştirildiğinden davalının 6502 sayılı Yasa’nın 3/1-k maddesi gereğince tüketici sıfatında olmadığı, yatırım amacıyla söz konusu taşınmazları aldığı, ancak davacının cevap dilekçesinde iki daireyi birleştirerek konut olarak kullanıyor olduğu yönündeki iddiaları nazara alındığında ve davalının tacir olmadığı da dosyaya yansıdığından, uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme davanın açıldığı ve ihtiyati haciz yönünde karar tesis eden asliye ticaret mahkemesi değil asliye hukuk mahkemeleri görevlidir. HMK m.390/1 gereğince ihtiyati tedbirin görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu itibarla; ihtiyati haciz hususunda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup, ihtiyati haciz talebinin ve ihtiyati hacze itirazın görevli mahkemece değerlendirilmesi gerektiğinden, istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;1.HMK m.352 uyarınca istinaf talebinin reddine, 2.İşin duruşmasız olarak incelenmesi nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 3.İstinaf harçları peşin olarak yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına, 5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 16/05/2019 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.