Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2019/1133 E. 2019/1732 K. 09.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI
ESAS NO : 2019/1133
KARAR NO : 2019/1732
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/10/2018, Ek Karar Tarihi: 07/03/2019
NUMARASI : 2014/446 Esas, 2018/1018 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 09/10/2019
Taraflar arasındaki tazminat davası sonunda verilen karara karşı taraf vekillerince süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği mahkememiz üye hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili … 28.01.2009 tarihinde davalı … doğum yaptığını, doğumdan hemen sonra bebeğin ağladığını, yaklaşık bir saat sonra davalı Dr. … bebeği muayene ettikten sonra zatürre olduğunu, boğazının balgamla dolu olduğunu, 28 gün küvezde kalması gerektiğini söyleyerek bebeğin 28 gün boyunca gözleri açık küvezde kaldığını ve 23.02.2009 tarihinde taburcu edildiğini, 2 gün bebeğin gözlerinin sürekli çapaklı olup sulandığını, davalı Dr. … bildirmelerine rağmen normal olduğunu söylediğini, bebeğin başlangıçta görmesine rağmen bir süre sonra göremediğini, hemen 14.04.2009 tarihinde davalı hastaneye götürdüklerini, davalıların bebeğin katarakt olduğunu söylediklerini bunu üzerine müvekkillerinin dünya göz hastanesinde başka doktorlara götürdüklerini, bebeğin küvezde kaldığı süre boyunda yüksek ışığa bağlı olarak ROP tanısı ile görme yeteneğini kaybettiğini öğrendiklerini, erken teşhis ile tedavi mümkün iken 5. evrede bu tedavinin mümkün olamadığından körlük ile karşı karşıya kaldıklarını, ailenin yaşadıkları bu acı ve ızdırap nedeniyle yıkıldıklarını, doktor doktor gezip çok para harcadıklarını, haricen yaptıkları araştırmadan ilk göz muayenesinin doğumdan sonraki 4-6 hafta arasından yapılması gerektiğini ancak doğum tartısı 1 gr altında ve 28 haftadan küçük bebeklerde ilk muayenede ROP gözlenmemiş olsa bile 2 haftada bir kontrol gerektiğini öğrendiklerini, ancak bebeğin hastanede kaldığı süre boyunca gerekli kontrollerin yapılmadığından müvekkillerinin maddi ve manevi olarak zarar gördüklerini belirterek, uzuv kaybı nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL ve anne babanın olay nedeniyle yaşadıkları derin üzüntü nedeniyle 50.000,00 TL manevi tazminatın 28.01.2009 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davlılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı …. vekili cevap dilekçesi ile; öncelikle iş bölümü itirazında bulunduklarını TTK 4,21 maddesi gereği görevli mahkemesinin ticaret mahkemesi olduğunu ve mahkemenin görevsizlik kararı vermesinin; esas yönden ise hastane kayıtları celp edildiğinde bebeğin teşhis ve tedavisinde müvekkilinin herhangi bir kusur ve ihmalinin olmadığını, prematüre nedeniyle tedavi edilen her hastada olduğu gibi davacı anne ve babaya da 5.haftada ROP muayenesini ve 3. ayda ise pediatrik nöroloji muayenesinin yapılması gerektiğinin anlatıldığını ve davacılardan imzalı belge alındığını, yargılamada deliller toplandıktan sonra bilirkişi incelemesinin de belirleneceği üzerine ROP retina ilgilendiren multifaktoriyel bir hastalık olup, küvezde gözlerin açık yada kapalı olmasıyla bir ilgisi bulunmadığını, küçük çocuk adına dava açılmamış iken uzuv kaybı nedeniyle maddi zarar talebinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu ayrıca davacıdan istemiş olduğu manevi tazminat talebinin de fahiş olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı …cevap dilekçesi ile; usule yönelik itirazlarının olduğunu, dosyanın öncelikle ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğini, bu yönden davanın reddi gerektiğini, esas yönden de hastanın teşhis ve tedavisinde herhangi bir kusur ve ihmalinin bulunmadığını, 27. günde sağlıklı olarak taburcu edildiğini, hastanın ailesine 5.haftada ROP muayenesinin ve 3 ayda ise pediatrik nöroloji muayenesini yapılması gerektiğini anlatıldığını, bununla ilgili aileden imzalı yazılı belge alındığını, ancak hastanelerinde yatan 4 ve 5. haftaları dolduran prematüre bebeğe ROP muayenesinin yapıldığını, 1 aylık bebeğin gözlerinde sulanma ve çapaklanma durumunun hiç kimsenin normal olarak değerlendiremediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Birleşen İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1385 Esas sayılı dosyasındaki dava dilekçesi ile; davalıların kusuru ile davacı bebek … görme yeteneğine ve bu süreçte beyinde hasar nedeniyle %100 iş güç kaybına uğradığını, adli tıp raporu ile bu durumun tespit edildiğini, küçük … ve abisi küçük … lehine manevi tazminat talebinde bulunmamış olduklarını, ancak Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin emsal kararı itibarıyla küçük … ömür boyu bakıma muhtaç kalması nedeniyle diğer çocukları … gerektiği zamanı ayırmayacakları için bu davacılar yönünden de manevi tazminat talep ettiklerini ve ilk davalı sıfatıyla dosyanın birleştirilmesine talep etmiştir.Birleşen İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/153 Esas sayılı dosyasındaki dava dilekçesi ile; davacıların küçük bebek Melek için İstanbul Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu’nda muayene edildiğini, %100 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiğinin tespit edildiğini, davalıların tam kusurları nedeniyle bebeğin görme yeteneğinin yitirdiğini ve beyin fonksiyonlarında hata oluştuğunu belirterek, küçük … için uzuv kaybı nedeniyle maluliyetinden dolayı oluşan 505.502,24 TL maddi tazminat ile ömür boyu yardıma muhtaç hale gelmesi nedeniyle 762.934,69 TL bakıcı gideri, 750.000 TL tedavi giderinin 04.03.2009 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilini ve de ilk dava dosyası ile birleştirilmesini talep ve dava etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; Adli Tıp Kurumu raporları ile davacı bebeğin davalı hekimin raporlarda belirlenen ihmale dayalı kusuru nedeniyle görme yeteneğini kaybetmesinden sonra, süreç içinde oluşan beyin hasarına bağlı olarak bedensel iş ve güç kaybının tamamını yitirecek şekilde kalıcı iş görmezlik halinin oluştuğu, asıl dava ve birleşen davalarla talep edilen maddi ve manevi tazminat istemlerinden davalıların sorumlu oldukları, davalı hekimin davalı şirkete bağlı hastanede çalışıyor olması nedeniyle davalıların müteselsilen sorumlu olduklarını, bilirkişi rapor ve ek raporları ile belirlenen maddi tazminatın 04.03.2009 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili gerektiği gerekçesi ile asıl dava yönünden manevi tazminat istemini kabulü ile her bir davacı için 25.000,00 TL olmak üzere 50.000,00 TL manevi tazminatın 28.01.2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat isteminin reddine,Birleşen İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1385 Esas sayılı dosyası ile, davacı … için 200.000,00 TL, davacı … için 25.000,00 TL olamak üzere toplam 225.000,00 TL manevi tazminatın 21.12.2016 tarihinden yasal faizi ile birlikte fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine, Birleşen İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/153 Esas ayılı dosyası ile, davanın kabulü ile 505.502,24 TL sürekli iş göremezlik, 762.934,69 TL bakıcı gideri ve 750.000,00 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 1.269.186,93 TL maddi tazminatın 04.03.2009 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, karar süresinde davacılar, davalılar ve feri müdahil tarafından istinaf edilmiştir.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; dava dosyasının yaklaşık 3 yıl içerisinde 3 defa Adli Tıp Kurumuna sevk edildiğini, yapılan göz muayenesi sonrasında %100 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiğinin belirlendiğini, bebek … ve kardeşi … yönünden hükmedilen manevi tazminatın faiz başlangıç tarihi ve faiz türünün hatalı olduğunu, bebek Melek ve Salih için açtıkları manevi tazminat taleplerinde faizi başlangıç tarihinin belirtilmediğini, ancak verdikleri ıslah dilekçesi ile 28.01.2009 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte talep ettikleri 28.01.2009 tarihinde haksız fiilin gerçekleştiğini, ancak Adli Tıp Kurumunun müvekkilleri tarafından bebeği 04.03.2009 tarihinde davalı hastaneye ve hekime götürülmesinde nezle tanısının konulmasından sonra acilen göz hekimine yönlendirilmemesi nedeniyle haksız fiilin başlangıç tarihinin 04.03.2009 olması nedeniyle bu tarihten itibaren reeskont faizi işletilmesi gerektiğini, bebek … ve kardeşi … yönünden talep ettikleri manevi tazminatın reddedilen kısmının kaldırılması gerektiğini, zira talep ettikleri 250.000,00 TL manevi tazminatın fazla bulunduğunu, küçük … için 200.000,00 TL olarak kabul edildiğini, kardeşi … yönünden ise 50.000,00 TL manevi tazminatın fazla bulunarak 25.000,00 TL olarak kabul edilmesinin hakkaniyete uygun olmadığını, davacı … yönünden reddedilen manevi tazminat bakımından davalılar lehine vekalet ücretinin hükmedilmesinin yerinde olmadığını, hesap bildirgesi raporundan maddi tazminat taleplerinin eksik hesaplandığını, taleplerinin ıslah edilmiş hali ile kabulü gerektiğini talep etmişlerdir.Davalı … Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesi ile; birleşen davalar yönünden mahkemenin görevli olmadığını, sonradan açılan ve birleştirilen davalar yönünden ilk davanın arasından bağlantı olsa da mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerektiğini, ıslahla arttırılan kısımda dahil olmak üzere birleşen davaların zamanaşımına uğradığını, TBK m.66’da yer alan adam çalıştıranın sorumluluğu hükümlerine göre zarar ve sorumlunun öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıl ve her halükarda 10 gün içinde talepte bulunulması gerektiğini, mahkemenin haksız fiil tarihini 04.03.2009 olarak belirlediğini, somut olayda zamanaşımı süresinin 1 yıl olduğunu; esas yönden, karara esas alınan adli tıp raporlarının külliyen hatalı olduğunu, dosyasından raporlar arasından çelişki bulunduğunu, kusur durumunun netleşmediğini, müvekkillerinin kusursuz olduklarını, manevi tazminatın kabulünün de hatalı olduğunu, ayrıca ıslahla artırılan ve mahkemece reddedilen maddi tazminat yönünden müvekkiller lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davaların tümden reddini talep etmiştir. Davalı … istinaf dilekçesi ile; esas davada … davacı olmadığını; davacıların … ve … olup, …’a taraf olarak yer verilmediğini, … ve … maddi tazminat taleplerinin incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerekmekte iken … lehine alınan kanuna ve usule aykırı raporlar doğrultusunda karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, maddi tazminat yönünden reddine karar verilmesine rağmen yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmediğini, birleşen İstanbul Anadolu 7 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1385 Esas sayılı dava bakımından … ve … adına talepte bulunulmadığından talep yokluğundan reddine karar verilmesi gerekmekte iken bu hususa karar verilmemiş olması ve yargılama gideri ile vekalet ücretine de hükmedilmemiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, tüketici mahkemelerinin görevli olduğunu, eski TBK m.126 ve yeni TBK m.147/1-5 bendi gereğince vekalet ilişkisinden doğan taleplerin 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, haksız fiil zamanaşımının da 1 yıl olduğunu, davanın zamanaşımı süresinde açılmadığından reddi gerektiğini, birleşen İstanbul Anadolu 7 Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/153 esas sayılı dava bakımından … ve … adına talepte bulunulmadığından talep yokluğundan reddine karar verilmesi gerekmekte iken karar verilmemesi ve yargılama gideri ile vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, esasa ilişkin olarak da; müvekkilinin somut olayda herhangi bir kusur ve ihmali yahut özensizliği bulunmadığını, her ne kadar Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu ve Genel Kurulun raporlarda kusurlu olduğunu belirtmiş ise de; Genel Kurulun, İhtisas Kurulu raporunun kes-kopyala-yapıştır yöntemi ile hazırladığını, Genel Kurulun çelişkiyi gidermediğini, 33 haftalık ve 2280 gr doğan Melek bebeğin doğum parametrelerinin uluslararası ROP tarama kriterleri dışında olduğunu, bebekte ROP tıbben mümkün olmadığının bilimsel görüşlerle de sabit olduğunu, ayrıca iddia edildiği gibi 04.03.2009 tarihindeki muayenede mevcut prenetal bileteral katarakt tanısı olmadığını, Adli Tıp raporlarının bu haliyle denetime elverişsiz olduğunu; davalı Marmara Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkan Yardımcısı Doç. Dr. … tarafından tanzim olunan mütelada, müvekkili Dr. … bebek … tıbbi takip ve tedavisindeki uygulamalarının tıbbi uygulama standartlarına uygun bulunduğu, doktorun cezai ve hukuki sorumluluğuna aykırı bir davranışının söz konusu olmadığının mütalaa edildiğini, bu rapor doğrultusunda davanın reddi gerektiğini; maluliyet oranının tartışmalı olduğunu, her iki gözün herhangi bir nedenle kaybının Baltazar Formülüne göre hesaplama yapılmaksızın %92 iş güç kaybına tekabül ettiği, 2012 öncesinde bu oranın %100 olduğunu, Adli Tıp raporunda %100 oranlı maluliyetin hatalı bir değerlendirme ile ortaya çıktığını, bakıcı giderine dair hesaplama, beden gücü kaybına dayalı maddi zararın hesaplamalarının hatalı olduğunu, hükmedilen faizin de hatalı olduğunu, müvekkili açısından ticari bir iş değilken avans faizine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, taktir olunan manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını, tahkikatın duruşmalı olarak yapılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.Feri müdahil vekili istinaf dilekçesiyle; birleşen davalar yönünden mahkemenin görevsiz olduğunu, birleşen davaların tüketici mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, dosyaya sunulan raporların yetersiz ve hatalı olduğunu, yaptıkları itirazların dikkate alınmadıklarını, davalı hastanenin medula sisteminden kaynaklanan hata adli tıp kurulu tarafından fark edilmediği, 14.04.2014 tarihinde konulan katarakt teşhisi sanki 04.03.2009 tarihinde varmış gibi rapor hazırlandığını, 04.03.2009 ve 18.03.2009 tarihlerinde konulmuş bir katarakt teşhisi olmadığını, adli tıp tarafından hazırlanan raporların çoğunlukla üst merciden geri döndüğünü, üniversitelerin ana bilim dallarından oluşturulacak bilirkişilerden rapor alınması gerektiğini, hukuki mütealada davalıları atfı kabir bir kusur verilmediğini, hükmedilen tazminat miktarının hukuk aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Dava; hasta ile hastane/doktor arasındaki vekalet sözleşmesi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tahsili talebine ilişkindir. Davacılar anne ve baba asıl davada fazlaya ilişkin hakları saklı tutmak suretiyle 1.000,00 TL maddi tazminat ve 50.000,00 TL manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır.Birleşen İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1385 Esas sayılı dosyasıyla küçük … için 250.000,00 TL, abisi Salih için de 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsili ile; birleşen İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/153 Esas sayılı dosyasıyla da küçük … için %100 uzuv kaybı nedeniyle maluliyetinden dolayı 505.502,24 TL maddi zarar ile ömür boyu bakıma muhtaç olması nedeniyle 762.934,69 TL bakıcı gideri, 750,00 TL tedavi giderinin 04.03.2009 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsili talep ve dava edilmiştir.İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1385 Esas, 2016/803 Karar sayılı ilamıyla dosyanın 21.12.2016 tarihinde İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/446 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/153 Esas, 2017/244 Karar sayılı ilamıyla da dosyanın İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/446 Esas sayılı dosya ile birleştirildiği anlaşılmıştır.İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu 23.12.2013 tarihli raporunda; ileri derecede retino patide görülebilen gözde beyazlaşmanın katarakt ile karışabileceği, aileyi yeterince bilgilendirmeyen ve gerekli göz hekimi muayenesi sağlanmayan takip eden çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanının bu yönden kusurlu olduğuna oy birliğiyle karar verildiği anlaşılmıştır.Davalılar tarafından dosyaya ibraz edilen uzman bilimsel raporu(göz hastalıkları uzmanı, adli tıp uzmanı, halk sağlığı ve adli tıp uzmanı); çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı davalı Dr. … bebek …. tedavisindeki uygulamalarının tıbbi uygulama standartlarına uygun olduğu, cezai ve hukuki sorumluluğuna aykırı bir davranışın bir ihmalin veya eksikliğin olmadığı, bebeğin tedavi gördüğü sırada hastanenin gerekli koşulları sağladığı, bilgilendirme formlarının kalite standartları gereği hazırlandığı, … ait atfı kabil bir kusur bulunmadığının belirtildiği anlaşılmıştır.Mahkemesince alınan 30.04.2015 tarihli bilirkişi heyeti (göz hastalıkları uzmanı, aktüerya uzmanı, hukukçu bilirkişi) raporunda; davalıların tıbbi inceleme neticesinde kusurlarının bulunmadığı belirtildiği ve bu duruma göre davacıların tazminat taleplerinin yerinde olmadığı; her iki gözün herhangi bir nedenle kaybı %92 işgücü kaybına tekabül ettiği, 2012 yıl öncesinde bu oranın %100 olduğu, işgücü kaybına uğrayan küçük … gerçek maddi zararının 390.419,02 TL’den ibaret olduğu, 14.01.2015 tarihli dilekçe ekindeki faturalardaki giderlerin nörolojik hasara bağlı olduğu, bu nedenle davalılardan talebinin mümkün olamayacağının belirtildiği anlaşılmıştır.Aynı bilirkişi heyeti 20.05.2016 tarihli raporuyla, davacı çocuk … için 58 yıllık maddi zararı 505.502,24 TL, bakıcı giderleri bakımından maddi zararı 762.934,69 TL, tedavi giderleri bakımından ise 750,00 TL olduğu belirtilmiştir. Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu 14.12.2017 tarihli raporunda; küçük … hakkındaki adli ve tıbbi belgelerin değerlendirilmesinde, bebeğin prematüre retino patisi açısından acilen göz hekimine yönlendirilmesi gerektiği, ancak yönlendirilmediği ileri derece retino patide görülebilen gözde beyazlaşmanın katarakt ile karışabileceği cihetle aileyi yeterince bilgilendirmeyen ve gerekli göz hekimi muayenesi sağlamayan takip eden çocuk sağlığı ve hastalıklı uzmanının bu yönden kusurlu bulunduğuna oy birliği ile karar verildiği anlaşılmıştır.Davalı …adli yardım talebinde bulunmuş, Dairemizce adli yardım talebinin reddedilmesi üzerine verilen kesin süre içerisinde istinaf başvuru ile karar ve ilam harcını yatırdığı anlaşılmıştır.Davalılar yönünden asıl dava için yasal faize hükmedilmiş ise de, ıslah dilekçesi ile reeskont faiz talep edilmiş olduğundan ve davalının ticari şirket olması nedeniyle avans faizine hükmedilmesi gerektiği halde yasal faize hükmedilmesi doğru olmamış; yine ıslah dilekçesi ile birleşen davalar yönünden faiz başlangıç tarihini her ne kadar 28.01.2009 olarak talep etmiş ise de istinaf dilekçesinde kabul ettikleri tarih 04.03.2009 tarihi itibarıyla avans faizi hükmedilmesi gerekmektedir. Yine küçük … yönünden reddedilen tazminat miktarı yönünden 10.750,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi de usul ve yasaya uygun olmamıştır. Zira AAÜT m.10/2 gereği tarifenin 3.kısmına göre belirleneceğinden bu miktar 5.850,00 TL olduğu anlaşılmıştır. Davacı maddi tazminat yönünden küçük Melek’in bakiye ömrünün 84 olarak kabul edilmesi gerekirken 52 olarak esas alındığını belirterek maluliyet, bakım gideri ve tedavi giderleri açısından eksik hesaplama yapıldığını iddia etmiş ise de, ancak maddi tazminatın hesaplandığı bilirkişi heyeti rapor ve ek raporundan anlaşılacağı üzere küçük … 6 yaşında ilkokula başlayacağı ve aktif çalışma hayatının 60 yaşında sona ereceği, arada kalan 54 yıl açısından tazminat hesaplaması yapıldığı, hatta 60-64 açısında da 4 yıl pasif dönem itibarıyla da maddi tazminat hesaplaması yapıldığından bilirkişi raporu usul ve yasaya uygun olduğundan yapılan maddi tazminat hesabı da denetime elverişli rapor kapsamı itibarıyla da usul ve yasaya uygundur.Davacı istinaf talebinde kısmen haklıdır.Davalı Tahsin Turgut istinaf talebinde zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de eylem haksız fiilden kaynaklı olup TBK m.72 gereğince 2-10 yıl zamanaşımı 2 ve 10 yıl olup dava zamanaşımı süresinde açılmıştır. Görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu yönünde istinaf talebinde bulunmuş ise de, dava tarihi itibarıyla 6502 sayılı Yasa yürürlükte olmadığından dava tarihi itibarıyla görevli mahkeme ticaret mahkemesidir. Esas dava bakımından maddi tazminat yönünden davanın reddine karar verildiğini, ancak yargılama gider ve vekalet ücretine hükmedilmediğini ileri sürmüş ise de; reddedilen maddi tazminat yönünden 2.180,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya uygundur. (zira davacı anne ve baba açısından istenilen 1.000,00 TL maddi tazminat talebi mahkemece kabul edilmemiştir.) Davalı … kendisinin ihmal ve kusurunun olmadığını ileri sürmüş ise de, Adli Tıp 2.İhtisas Kurulu ile Genel Kurul raporlarının birbirini doğruladığı, denetime elverişli olduğu anlaşıldığından, davalı … tam kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Maluliyet oranı yönünden de itirazda bulunmuş ise de küçük … her iki gözünü kaybetmesi nedeniyle %92 değil %100 beden gücünü kaybetmiştir. Faiz türüne de itiraz edilmiş ise de ancak, davalı hastanenin ticari şirket olması nedeniyle ticari şirketlerin işlemleri yönünden avans faizine hükmedilmesi yerindedir. Ayrıca manevi tazminat miktarı fahiş bulunmuş ise de, davalıların kusur durumları, tarafların mali ve ekonomik durumları açısından hükmedilen manevi tazminat miktarında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı …istinaf talebinde haklı değildir. Davalı …. AŞ.(…) istinaf talebi yönünden; mahkemenin görevli olmadığı, davanın zamanaşımına uğradığı yönündeki istinaf talepleri açısından, davalı…. bölümünde açıklama yapıldığından orada da belirtildiği üzere bu yöndeki istinaf taleplerinde haklı değildir. Kusuru durumu açısından netlik olmadığı ileri sürülmüş ise de ancak, yine yukarıda açıklama yapıldığı üzere davalı … olayda tamamen kusurlu olduğu Adli Tıp raporları ile açıklığa kavuşturulmuştur. Maddi ve manevi tazminat yönünden yanlış hesaplama yapıldığı ileri sürülmüş ise de, yine yukarıda açıklandığı üzere maddi tazminat hesaplamasında usul ve yasaya aykırılık olmadığı gibi, manevi tazminat açısında da olay oluş sebebi, şekli, davalıların kusur durumları, tarafların ekonomik ve sosyal yapıları göz önünde bulundurulduğunda manevi tazminat taktirinde de bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Yine asıl davada davacılar yönünden maddi tazminat talebi reddedilmiş olup, maktu olarak belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücreti de usul ve yasaya uygundur. Davalı hastane istinaf talebinde haklı değildir.İncelenen tüm dosya kapsamı ile istinaf sebeplerine göre, ilk derece mahkemesince tahkikatın tam ve noksansız olarak yapıldığı, duruşma açılmasını gerektirecek noksanlık bulunmadığı görülmekle;Davacının istinaf sebepleri ve nedenlerine göre yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda istinaf isteminin kısmen kabulü ile HMK m. 353/1-b-2 gereğince Davalı …. AŞ.(Eski Ünvan: …), davalı …. ve feri müdahilin istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;A.İstinaf Başvurusu Yönünden;1.Davacıların istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, HMK m. 353/1-b-2 uyarınca İSTANBUL ANADOLU 5.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2014/446 ESAS, 2018/1018 KARAR sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2.Davalıların istinaf başvurusunun REDDİNE, 3.Davacılardan alınan istinaf harçlarının (toplam 1.095,70 TL) talep halinde iadesine, 4.İstinaf taleplerinin reddi nedeniyle Davalı …’ ile Davalı … AŞ.(Eski Ünvan: …)’den asıl dosya için alınması gereken 3.415,50 TL, birleşen 2017/153 Esas sayılı dosyası için alınması gereken 86.363,16 TL ve birleşen 2016/1385 Esas sayılı dosyası için alınması gereken 15.369,75 TL olmak üzere toplam 105.148,41 TL istinaf karar harcından Davalı …AŞ.(Eski Ünvan: …)’peşin yatırılan 22.280,00 TL’nin ve mahsubu ile davalı …tarafından peşin yatırılan 24.973,80 TL’nin mahsubu i bakiye 57.894.61 TL’nin davalılardan müştereken ve mütesilen alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,5.Feri müdahilden alınması gereken harçlar peşin olarak yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 6.Davalıların istinaf aşamasında yapmış oldukları yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,7.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak incelenmesi nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,8.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden davalılar üzerinde bırakılmasına, B.Davanın Esası Yönünden;1-Asıl dava yönünden;a)Manevi tazminat isteminin KABULÜ İLE; her bir davacı için 25.000,00 TL olmak üzere toplam 50.000,00 TL manevi tazminatın 28/01/2009 tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,b)Maddi tazminat istemine yönelik davanın REDDİNE, 2.Birleştirilen İstanbul Anadolu 7 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1385 esas sayılı dosya yönünden;a) Davacı … için 200.000,00 TL ve davacı … için 25.000,00 TL olmak üzere toplam 225.000,00 TL manevi tazminatın 04/03/2009 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin REDDİNE, 3-Birleştirilen İstanbul Anadolu 7 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/153 esas sayılı dosyası yönünden;Davanın KABULÜ İLE; 505.502,24 TL sürekli iş görmezlik, 762.934,69 TL bakıcı gideri ve 750,00 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 1.269.186,93 TL maddi tazminatın 04/03/2009 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, 4-Asıl davada;a)-Harçlar yasası uyarınca maddi tazminat istemi yönünden alınması gereken 35,90 TL harcın peşin yatırılan 13,50 TL + 20.804,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 20.817,50 TL harçtan indirilmesi ile geriye kalan 20.781,60 TL harcın isteği halinde davacılara iadesine, b)-Harçlar yasası uyarınca manevi tazminat istemi yönünden alınması gereken 3.415,50 TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 675,00 TL harcın indirilmesi ile geriye kalan 2.740,50 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına, (İlk Derece Mahkemesi’nce Harç Tahsil Müzekkeresi ile Vergi Dairesine yazıldığından yeniden yazılmasına yer olmadığına)c)-Davacı tarafça manevi tazminat istemi yönünden peşin yatırılan 675,00 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,d)-Maddi tazminat istemi yönünden davalılar yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13(1-2) maddesi uyarınca takdir edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
e)-Manevi tazminat istemi yönünden davacı … yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. ve 13. maddeleri uyarınca takdir edilen 3.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … verilmesine,f)-Manevi tazminat istemi yönünden davacı …yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. ve 13. maddeleri uyarınca takdir edilen 3.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … verilmesine, 5-Birleşen 2017/153 esas sayılı davada;a)-Harçlar yasası uyarınca maddi tazminat istemi yönünden alınması gereken 86.698,16 TL harçtan peşin yatırılan 4.334,91 TL harcın indirilmesi ile geriye kalan 82.363,25 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına, (İlk Derece Mahkemesi’nce Harç Tahsil Müzekkeresi ile Vergi Dairesine yazıldığından yeniden yazılmasına yer olmadığına) b)-Davacılar yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13(1) maddesi uyarınca takdir edilen 62.025,60 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, c)-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 4.334,91 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, 6-)Birleşen 2016/1385 esas sayılı davada;a)-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 15.369,75 TL harçtan peşin yatırılan 956,34 TL harcın indirilmesi ile geriye kalan 14.413,41 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,(İlk Derece Mahkemesi’nce Harç Tahsil Müzekkeresi ile Vergi Dairesine yazıldığından yeniden yazılmasına yer olmadığına) b)-Davacı … yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. ve 13. maddeleri uyarınca takdir edilen 17.950,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı…a verilmesine,c)-Davacı … yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. ve 13. maddeleri uyarınca takdir edilen 3.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … verilmesine,d)-Davanın reddedilen bölümü için AAÜT’ye göre hesaplanan 5.850,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine, e)-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 659,34 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, 7-)a-Davanın kısmen kabulüne karar verilmesi nedeniyle davacı tarafça yapılan birleşen 2016/1385 esas sayılı dosyaya ait 29,20 TL başvurma harcı, birleşen 2017/153 esas sayılı dosyaya ait 31,40 TL başvurma harcı, 13,00 TL bir adet tebligat gideri, asıl dosyada yapılan 15,60 TL başvurma harcı, 803,50 TL altmış sekiz tebligat gideri, 45,10 TL altı adet posta ve müzekkere gideri ve 1.950,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.887,80 TL yargılama giderinden 29/30’unun karşılığı olan 2.791,54 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, 1/30’unun karşlığı olan 96,26 TL yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,b-)Davanın kısmen kabulüne karar verilmesi nedeniyle davalı şirket tarafından yapılan 27,00 TL bir adet posta ve müzekkere gideri ve 60,00 TL tanık ücretinden oluşan toplam 87,00 TL yargılamada giderinin 1/30’unun karşılığı olan 2,90 TL yargılama giderinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalı şirkete verilmesine, 29/30 ‘unun karşılığı olan 84,10 TL yargılama giderinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına,c-)Davanın kısmen kabulüne karar verilmesi nedeniyle davalı … tarafından yapılan ve yalnız tanık ücretinden oluşan 60,00 TL yargılama giderinin 1/30’unun karşılığı olan 2,00 TL yargılama giderinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalı … verilmesine, 29/30 ‘unun karşılığı olan 58,00 TL yargılama giderinin davalı … üzerinde bırakılmasına,8-)Davacı ve davalı taraflarca peşin olarak yatırılan gider avansından harcanmayan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,Dair, HMK m. 361 uyarınca, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 09/10/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.