Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2018/987 E. 2020/1496 K. 21.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/987
KARAR NO : 2020/1496
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/09/2017
NUMARASI : 2014/129 Esas, 2017/687 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 21/10/2020
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulduğundan, Dairemiz Üye Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı hakkında Büyükçekmece ….İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, emlak komisyoncusu olan davalının dayandığı senet emlak alım satım sözleşmesiyle alakalı ve kapora olarak imzalanmış olan senet olduğunu, davalı ile her ne kadar emlak alım satımı ile ilgili anlaşılmasa da henüz kredi işlemleri onaylanmadan evi satın almaktan vazgeçtiklerini, vazgeçtiklerini bildirdikleri zaman 80.000,00 TL para istediklerini, ancak bu şekilde vazgeçebileceğini, yoksa daireyi almak zorunda olduğunu söylediklerini, davalılar kaparo bedeli olarak 1.000,00 TL senet imzalattığını, ancak takipte taraflarına gönderilen senet bedeli 6.180,00 TL olduğunu, davalı şirkette çalışan ve sözleşmeyi yapılan … ile yapılan telefon konuşmasında da 1.000,00 TL senet imzaladığını, senet miktarının 6.180,00 TL olmadığını belirtiğini, davalılar kötü niyetli olarak yetkileri olmadığı halde tarafından kaparo karşılığı 1.000,00 TL’lik senet imzalatmalarına rağmen tarafına 6.180,00 TL’lik senet ile takip başlatıldığını, gayrimenkul sahibi ile aralarında hiçbir anlaşma olmamasına rağmen ev satacakları bahsiyle tarafından kaparo almaları, sözleşmenin geçersizliğine rağmen haksız olarak hakkında açtıkları icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin yeminli ifadesinde söz konusu bononun verilmesine gerekçe olarak, taşınmaz alım satımı için karşı tarafa verilen kapora, ekspertiz giderleri ve bu iş için harcanan emek giderleri olarak belirtildiğini, bu iş için müvekkil satıcı tarafa 1.000,00 TL kapora verildiğini, davacı da bu bedel karşılığı 1.000,00 TL bono verdiğini, bilahare davacı işlemden vazgeçtiğini, müvekkilinin beyanında geçen ekspertiz raporu için 800,00 TL masraf yapıldığını, geriye kalan kısım için müvekkilinin bu iş harcamış olduğu emek ve mesai ücreti olarak belirlendiğini, söz konusu bononun müvekkiline yukarıda dökümü yapılan giderleri için neticede varılan anlaşma ile özgür iradesi ile verildiğini ileri sürerek, davaya konu müvekkiline verilen bono giderler için netice de varılan anlaşma ile özgür iradesi ile verildiğinden haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince “… yanlar arasında temel ilişkinin konut alımı olduğu ve senedin bu nedenle imzalandığının kabulü zorunludur. Davaya konu belge incelendiğinde adi yazılı 103.000,00 TL bedelle taşınmaz satışı olduğu % 3 komisyon ücreti kararlaştırıldığı, ancak şu haliyle belgenin adi yazılı taşınmaz satışı içeren belge olmakla geçersiz olduğu sabittir. Bu durumda yanlar verdiğini geri isteyebilir. Davalı şirket yetkilisi açıkça bononun bu sözleşme çerçevesinde alındığını başka bir ticari ilişki olmadığını 1.3.2016 tarihli beyanıyla kabul ettiğine göre kambiyo senedinin sebepten mücerrettiği bu aşamada dikkate alınamaz. Davacı taşınmaz satın almadığından bono bedeli kadar borçlu değildir. Sözleşme geçersiz olmakla davalı şirket de komisyon ücreti talep edemez. Bu nedenle davanın kabulü gerekmiş bilirkişi incelemesine gerek duyulmamıştır. Her ne kadar davalı yan 800,00 TL ekspertiz gideri olduğu, harcamalar için bono düzenlendiği iddia etmiş ise de yanlar arasında geçerli bir borçlandırıcı sözleşme bulunmadığından… davanın kabulü ile davacının 20/02/2014 vadeli 6.180,00 TL meblağlı 17/2/2014 düzenleme tarihli keşidecisi … olan bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine…” yönelik karar verilmiştir. Dava, simsarlık sözleşmesinden kaynaklı menfi tespit talebini içermektedir.Davalının yargılama sırasındaki bu hususa ilişkin beyanları da taraflar arasındaki sözleşmenin esasen simsarlık sözleşmesi olduğunu teyit etmektedir.Hakimler ve Savcılar Kurulunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri İş Bölümü ile ilgili 01.09.2020 tarihinden itibaren geçerli İş Bölümü Kararı uyarınca, 18.Hukuk Dairesinin görevine giren dava ve uyuşmazlıkların 6502 s. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun ile 6098 s.TBK’nın 2.Kısmında düzenlenen ve diğer dairelerin görev alanında kalmayan dava ve işlere bakmakla görevli olması, dava konusu uyuşmazlığın HSK’nın İş Bölümü Kararı hükümleri uyarınca, istinaf inceleme görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12, 13, 14 ve 43. Hukuk Dairesine aittir.Bu itibarla, HMK m. 352 uyarınca Dairemizin görevsizliğine ve dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12, 13, 14 ve 43. Hukuk Dairelerinden birine gönderilmesine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine oybirliğiyle varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;1.Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE,2.Dosyanın görevli olan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, Dair, HMK’nın 352 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, 21/10/2020 günü, kesin olarak, oy birliğiyle karar verildi.