Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2018/863 E. 2020/1423 K. 14.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/863
KARAR NO: 2020/1423
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/12/2017
NUMARASI: 2014/156 2017/1217
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili)
KARAR TARİHİ: 14/10/2020
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği mahkememiz üye hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dilekçesinde özetle; temlik veren … ile davalı/borçlu arasında imzalanan sözleşme gereğince 01.12.2013-08.12.2013 tarihleri arasında davalı şirkete ait alışveriş merkezinde yapılan uzay kampı etkinliklerinde (dava dışı) temlik veren …’na ait … görev almış olup, sözleşmede toplam ücretin 4.500 TL + KDV olduğu, ödemenin etkinlik bitiminden en geç 45 gün içerisinde … banka hesabına ödeneceği hususunun kararlaştırıldığını, …’na davalı tarafından ödeme yapılmadığını, müvekkiline temlik edilen bu alacak için de davalının herhangi bir ödeme yapmadığını, alacağın tahsili için Anadolu …icra müdürlüğünün …e sayılı dosyası üzerinden davalı aleyhine takibe geçilmiş ise de itiraz üzerine takibin durduğunu öne sürerek, itirazın iptaline ve % 20 inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddia ettiği temlik işleminin geçerli ve hukuka uygun olmadığını, ödeme emri ekinde gönderilen temlik beyan belgesinde tarih ve kimlik bilgilerinin yazılmadığını, temlik aldığı iddia edilen davacının kabul beyanına yer verilmediğini, dolayısıyla da temlik şekli şartlarına uyulmadığını, ayrıca müvekkilin rızası olmadan muaccel olmayan iddiaya konu alacağın davacıya temlikinin de kabul edilemeyeceğini, temliğin müvekkiline usulüne uygun şekilde bildirilmemiş olup BK md.183 ve md.186 gereğince davacının dava dışı …’na ait olduğu iddia edilen alacağı talep etme hakkının bulunmadığını, üstelik fatura ve temlik tarihleri aynı ise muaccel olmayan ve doğmamış bir borcun temlikinin de söz konusu olamayacağını,kaldı ki davacı ile müvekkil arasında ticari ilişki de olmadığı gibi dava dışı … ile müvekkil arasında cari hesap oluşmadığını ve kapatılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince; İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın asıl alacak yönünden iptaline ilişkin davanın kabulü ile ; Takibin 5.310,00 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren değişen ve değişecek avans faiz oranları uygulanmak suretiyle devamına, davacının alacağı likit olduğundan % 20 inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Karar süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı iddiasını salt fatura ve temlik sözleşmesi ile ispat etmeye çalıştığını, dava dışı kişinin defter ve faturasına dayandığını ve ilgili defterde de hukuken kabul edilmez nitelikte olduğuna göre davacının iddiasını ispat edemediğini, mahkemenin gerekçe yaptığı mutabakat metninin içeriğinin belli olmayan bir metin ve imzanın kime ait olduğunun belli olmadığını, şirketi borçlandırabilecek yetkili bir kişi tarafından imzalanıp, imzalanmadığı kabul edilmediğinden kararın hukuka aykırı olduğunu, faturanın hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin haksız olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesine cevabında, temlik sözleşmesinin Borçlar Kanun’un 183. maddesi gereğince düzenlenmiş olduğunu, temlik de borçlunun rızası aranmadığını, davalı tarafça taraflar arasında imzalanan mutabakat metnine itiraz edildiğini, ancak sözleşmeye ilişkin herhangi bir beyanda bulunulmadığını, mutabakat metninin işin yapıldığı yer olan Trabzon’da bulunan şube yetkilileri tarafından email yolu ile gönderildiğini, temlik veren …’na ait işletme defteri üzerinde yapılan inceleme ile dava konusu takibe dayanak faturanın de deftere işlenmiş olduğunun görüldüğünü, İlk derece mahkeme kararının hukuka uygun olduğunu, bu nedenle davalının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, faturaya dayalı itirazın iptali davasıdır. 6762 sayılı Ticaret Kanun’un 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı, aynı Kanun’un 5. maddesinın ikinci fıkrasında, bir yerde Ticaret Mahkemesi varsa, Asliye Hukuk Mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanun’un 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara Ticaret Mahkemesinde bakılacağı hususu düzenlenmiştir. Ticaret Kanun’unun 3. maddesinde “bu kanunda tanzim olunan hususlarla bir ticarethane veya fabrika yahut ticari şekilde işletilen diğer müesseseyi ilgilendiren bütün muamele, fiil ve işler ticari işlerdendir.“ düzenlemesi getirilmiştir. Bir hukuki işlemin veya fiilin tek kanun kapsamında kaldığının kabul edilebilmesi için Yasa’nın amacı içersinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir. Somut olayda davacı fatura alacağından kaynaklanan alacağın tahsili için davalının icra takibine itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dosya kapsamında her ne kadar davalı tacir ise de, davalının gerçek kişi olduğu, işletme defteri tuttuğu anlaşılmaktadır. Davacının tacir olup olmadığı ilgili Vergi Dairesine, esnaf ve Sanatkarlar Birliği’ne yazılacak müzekkereye verilecek cevaba göre belirleneceğininden, öncelikle mahkemenin görevi hususunun değerlendirmesi, davacının tacir olmadığı tespit edilmesi durumunda Genel Mahkemeler görevli olacağından ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir. Bu değerlendirmeler kapsamında, davalının istinaf başvurusunun kabulüne, HMK m.353/1-a-3 gereğince esas incelenmeden mahkeme kararının kaldırılmasına, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevsizliğine ve dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmek üzere kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1.Davalının istinaf başvurusunun kabulüne, HMK m. 353/1-a-3 uyarınca esas incelenmeden İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 2014/156 Esas, 2017/1217 Karar sayılı Mahkeme KARARININ KALDIRILMASINA, 2.İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin GÖREVSİZLİĞİNE, 3.Dosyanın yetkili ve görevli İSTANBUL ANADOLU NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne gönderilmek üzere kararı veren İSTANBUL ANADOLU NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE, Dairemiz Kararının tebliğinden itibaren dosyanın iki haftalık kesin süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde ilk derece mahkemesince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi 4.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 5.Davalının istinaf talebi kabul edildiğinden peşin yatırıla 91,00 TL’nin talep halinde davalıya iadesine, 6.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin yerel mahkemece verilecek kararda değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 14/10/2020 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.