Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2018/671 E. 2020/1301 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/671
KARAR NO : 2020/1301
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/11/2017
NUMARASI : 2016/855 Esas, 2017/1209 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 01/10/2020
Taraflar arasındaki alacak davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Türkiye’de kan ve kan ürünlerinin toplanması ve dağıtılması konusunda tek el hakkına sahip olduğunu davalının borçlarını ödemediğini 2013 ve 2014 yıllarında toplam 143.575,10 TL bedelli kan ve kan ürünleri teslimi yapıldığını bundan doğan faturalar gereği müvekkilinin alacaklı olduğunu yapılan icra takiplerine itiraz ettiğini bir kısım itirazın iptali davalarının açıldığını müvekkili lehine sonuçlandığını bu süreçten sonra tüm çabalara rağmen borçlarını ödemediklerini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 143.575,10 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin herhangi bir borcu bulunmadığını, dava dilekçesinde 2013 ve 2014 yıllarına ait faturalardan bahsedildiğini faturanın tebliğ edilip edilmediği ve usulüne uygun olup olmadığının soyut iddialardan ibaret olduğunu müvekkilinin bir kısım icra takiplerine itiraz ettiğini itirazın iptali davası açıldığını ve davacı lehine sonuçlandığını beyan ettiklerini iş bu dava ile ilgili olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince; davacının ticari kayıtlarına işlenmiş olan 14 adet fatura alacağına dayalı olarak satılan kan ürünlerine bağlı 143.575,10 TL alacak iddia edildiğini tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği davalının ticari defterlerini ibraz etmediğini davacı kayıtlarına işlenmiş toplam 14 adet fatura içeriği kan ve kan ürünlerinin davalıya tesliminin yapıldığı ve 176.198,00 TL alacaklı olduğu davaya konu 28/02/2013 tarihli 33.289,60 TL bedelli faturanın İAA 18. ATM’de dava konusu edildiği davanın kısmen neticelendiği yine 30/04/2013 tarihli 33.980,60 TL bedelli faturanın yine İAA 5 ATM’de dava konusu edildiği ve esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair kara verildiğini toplam 67.270,20 TL olan iş bu faturalara ilişkin daha evvel açılan davanın karar verilip kesinleşmediği bu miktarın mahsup edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 76.304,90 TL alacağın dava tarihinden işleyecek yasal faizli ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine 67.270,20 TL alacağın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiş karar süresinde davacı tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacak talebinin 67.270,20 TL’lik kısmı açısından davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu bilirkişi tarafından dosyaya 29/05/2017 tarihinde sunulan faturaların incelenmediğini iş bu faturaların alacak kalemine dahil edilmesi halinde 211.213,10 TL alacak olduğunu 33.289,60 TL’lik fatura ve 33.980,60 TL’lik faturaların başka bir dava konusu olup müvekkili lehine karar verildiğini bunlar hakkında tekrar yargılama yapılamayacağından bu iki faturanın alacaktan düşürülmesi sonucu 143.933,90 TL alacaklı olduğunu ve talepleri ile de uyumlu olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İstinaf talebine karşı davalının beyanda bulunmadığı anlaşılmıştır.Dava, davacı … tekelinde bulunan kan ve kan ürünlerinin satışından kaynaklı alacağın tahsili talebine ilişkindir. 4721 sayılı TMK madde 56’da -” Dernekler, gerçek veya tüzel en az yedi kişinin kazanç paylaşma dışında belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları, tüzel kişiliğe sahip kişi topluluklarıdır. Hukuka veya ahlaka aykırı amaçlarla dernek kurulamaz.” hükmüne yer verilmiştir.Davacı dernek olup yukarıda adı geçen yasa maddesi gereğince derneklerin kazanç paylaşma amacı dışında hareket etmeleri nedeni ile tacir sıfatı bulunmamaktadır. Bu durumda ihtilaf her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklanmadığı gibi TTK m.4 gereğince mutlak ticari dava niteliğinde de değildir. Hal böyle olunca; ihtilafa bakmakla görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olup mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devam edilerek esas hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya uygun olmamıştır. Görev kamu düzenini ilgiledirdiğinden yargılamanın her aşaması resen göz önünde bulundurulması gerektiğinden davacının istinaf talebinde bu sebeplerle haklıdır. Bu itibarla; davacının istinaf başvurusunun kabulüne, HMK m.353/1-a-3 uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın görevli İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesi için kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine oybirliğiyle varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;1.Davacının istinaf başvurusunun KABULÜNE, HMK m. 353/1-a-3 uyarınca İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 23/11/2017 Tarih, 2016/855 Esas, 2017/1209 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,2.İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin GÖREVSİZLİĞİ’ne,3.Dairemiz kararının ilk derece Mahkemesince taraflara usulüne uygun olarak tebliğinden itibaren taraflarca 6100 s.HMK.nun 20.m.sine göre 2 haftalık kesin süre içinde ilk derece Mahkemesine DOSYANIN GÖREVLİ MAHKEMEYE GÖNDERİLMESİ İÇİN müracaat edilmesi halinde DOSYANIN görevli İSTANBUL ANADOLU NÖSBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne gönderilmek üzere kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, Dariremiz kararının ilk derece Mahkemesince taraflara usulüne uygun olarak tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içersinde taraflarca DOSYANIN Görevli Mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde ilk derece Mahkemesince Dosya esasa kaydedilerek 6100 s.HMK.nun 20.m.si gereğince işlem yapılmsına ve karar verilmesine, 4.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca davacı lehine ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,5.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin yerel mahkemece verilecek kararda değerlendirilmesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 01/10/2020 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.