Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2018/608 E. 2018/576 K. 28.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI
ESAS NO : 2018/608
KARAR NO : 2018/576
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/12/2017
NUMARASI : 2017/275 Esas, 2017/1103 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 28/03/2018
Taraflar arasındaki alacak davasında; Kararda yazılı nedenlerden dolayı görev dava şartı nedeniyle davanın usulden reddine yönelik verilen Karara karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosyanın tevdi edildiği mahkememiz üye hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; davacının davalı şirketten taşınmaz satın aldığını, davalı şirketin satış esnasında taşınmazı kendisine “otel konsepti” kapsamında davalı şirket tarafından kiraya verilme garantisi ile satışı gerçekleştirdiğini, davacının da ticari amaçla söz konusu taşınmazı satın aldığını, ancak satıştan sonra davalı şirketin taşınmazın bulunduğu site açısından “otel konsepti” ve “şirket tarafından kiraya verme” sistemini iptal ettiğini, davacı taşınmazı bu amaca yönelik olarak satın aldığından, taşınmazın ayıplı olduğu iddiasıyla ödenen satış bedelinin iadesini talep ve dava etmiştir.
Davanın açıldığı ilk derece Bakırköy 5.Asliye Ticaret Mahkemesi yaptığı yargılama neticesinde; uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşmeye aykırılıktan kaynaklandığını, TBK m.112 kapsamında dava mutlak veya nispi ticari dava olmadığını, o nedenle asliye hukuk mahkemeleri görevli olduğu gerekçesiyle açılan davanın görev dava şartı açısından usulden reddine yönelik karar tesis edilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; karar usule uygun olmakla birlikte mahkemece bir kısım usuli itirazlarının ve esasa ilişkin itirazlarının değerlendirilmeksizin görev dava şartı nedeniyle usulden red kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesine verdiği cevap dilekçesinde; davalının davacının yasal haklarına ulaşmasını geciktirme amacını taşıyan kötüniyetli istinaf talebinde bulunduğunu ileri sürerek istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, ayıp iddiasıyla açılmış satıştan dönme ve bedel iadesi istemine yöneliktir.
İddia, savunma ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığına göre, dava TTK m. 4 kapsamında ticari dava değildir. O nedenle görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davalı vekili bir kısım usulü itirazlarının değerlendirilmediği gerekçesiyle istinaf talebinde bulunmuş ise de görev kamu düzenine ilişkin olup re’sen nazara alınması gerekmekte olup, davalı vekilinin istinaf talebinde belirttiği itirazların görevli mahkemece değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle davalı istinaf taleplerinde haklı değildir.
Bu itibarla, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1.HMK m.353/1-b-1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine,
2.İşin duruşmasız olarak incelenmesi nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,
3.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına,
4.Alınması gereken istinaf harçları peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 28/03/2018 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.