Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2018/479 E. 2018/545 K. 22.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI
ESAS NO : 2018/479
KARAR NO : 2018/545
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/12/2017
NUMARASI : 2017/611 Esas, 2017/1221 Karar
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 22/03/2018
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında; Kararda yazılı nedenlerden dolayı görev dava şartı nedeniyle davanın reddine yönelik verilen Karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosyanın tevdi edildiği mahkememiz üye hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; davacının davalı şirkette pilot olarak çalıştığını ve iş akdinin sonlandırıldığını, ancak işe başlarken kendisinden teminat olarak boş olarak alınan senedin davalı şirketçe dayanak yapılarak aleyhine icra takibine girişildiğinden, söz konusu dosyadan borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ilk derece mahkemesindeki savunmasında; haksız davanın reddini ‘stem’;t’r.
Davanın açıldığı İlk derece Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesince; icra takibine dayanak bononun işyerinde çalışma karşılığında teminat amaçlı verildiği iddia edildiğinden ve davacının davalı işyerinde çalışmasının niteliği gereğince 4857 sayılı İş Kanunu’nun 4/1-a maddesi kapsamında istisnai olarak sayılan işlerden olması nedeniyle asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle, görev dava şartı nedeniyle davanın reddine yönelik karar tesis edilmiştir.
Karar süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın bonodan kaynaklanması nedeniyle asliye ticaret mahkemeleri görevli olduğundan, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, iş ilişkisi nedeniyle teminat olarak verildiği iddia edilen senetten dolayı başlatılan icra takibinde borçlu olunmadığının tespiti istemine yöneliktir.
İddia, savunma ve tüm dosya kapsamından; davacının davalı şirkette bir süre pilot olarak çalıştığı taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir.
Çalışmanın niteliği dikkate alındığında 4857 sayılı İş Kanunu m. 4/1-a hükmü gereğince, taraflar arasındaki uyuşmazlıkta İş Kanunu hükümleri değil, TBK hükümleri uygulanacaktır. Davacı icra dosyasına dayanak yapılan senedi işe başlarken boş olarak teminat senedi olarak verdiğini iddia ettiğinden ve davasını bu iddiaya dayalı olarak davalıya yöneltmiş bulunduğundan, davacı ile davalı arasındaki iş ilişkisi nedeniyle uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekmekte olup, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 4/1-a maddesi kapsamında da uyuşmazlığın çözümünde dava tarihi itibariyle genel nitelikteki asliye hukuk mahkemeleri görevli olduğundan, mahkemenin göreve yönelik dava şartı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine yönelik kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı istinaf talebinde haklı değildir.
Bu itibarla, istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1.HMK m.353/1-b-1 gereğince istinaf başvurusunun reddine,
2.İşin duruşmasız olarak incelenmesi nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,
3.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına,
4.Harç peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 22/03/2018 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.