Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2018/447 E. 2018/646 K. 05.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI
ESAS NO : 2018/447
KARAR NO : 2018/646
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/08/2017
NUMARASI : 2017/821 D.İş, 2017/832 Karar
TALEP KONUSU : İhtiyati Haciz
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 05/04/2018
Taraflar arasındaki ihtiyati haciz talebinde, Kararda yazılı nedenlerden dolayı ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik verilen Karara karşı talep eden vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosyanın tevdi edildiği mahkememiz üye hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Talep eden vekili; borlu tarafından müvekkiline verilen 01/05/2015 vadeli 1.500.000 Dolar bedelli noter senedinin vadesinde ödenmediğini, tahsil edilmesi amacıyla İstanbul ..İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiğini, borçlu tarafın takibin taliki veya iptali istemiyle şikayet yoluna başvurduğunu, İstanbul 12.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2015/351 Esas ve 729 Karar sayılı ilamıyla takibin iptaline karar verildiğini, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince, taahhütnamenin borç ikrarını içeren ve noterlikçe düzenleme şeklinde yapılan noter senedi olduğu ve kayıtsız şartsız borç ikrarını içerdiği, apostilinin ibraz edildiği, o nedenle ayrıca bir tenfiz kararı alınmasına gerek olmaksızın ilamlı icra takibinin konusu olabilecek bir belge niteliğinde olduğu, bu nedenle şikayetin reddi gerekirken, takibin iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilerek Kararın bozulduğunu, Bu durumda takip dayanağı senedin tenfiz kararı aranmaksızın ilamlı icra takibinin konusunu oluşturabileceğinden ve borçlunun mal kaçırma ve adres değiştirme ihtimali bulunduğundan, borca yetecek miktarda menkul ve gayrimenkuller ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının uygun bir teminat karşılığı ihtiyati haczine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan incelemede 07/08/2017 tarihinde; taraflar arasında devam eden bir icra ve dava süreci olduğu, dolayısıyla bir yargılama süreci varken mahkemeden ihtiyati haciz talep edilmesinin koşullarının mevcut olmadığı belirtilerek ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, karar süresinde talep eden vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Talep eden istinaf dilekçesinde; ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için şartların oluştuğunu, zira dilekçe ekinde sundukları ve emlak vergisine ilişkin belgeler ile net bir şekilde görüldüğü üzere karşı tarafın malları kaçırmaya başladığını, belgelerden de görüleceği üzere müvekkili tarafından başlatılan yasal süreç sonrasında borçlunun taşınmazı başka birisine devrettiğini, ilgili kanun ve Yargıtay içtihatları gereğince ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat kuralının arandığını, bu hususlar dikkate alındığında verilen kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını, öncelikle teminatsız veya uygun görülecek teminat karşılığında borca yetecek miktarda menkul, gayrimenkul ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini, aksi taktirde gösterilen deliller hiç değerlendirilmediğinden HMK 353/1-a-6 uyarınca kararın kaldırılarak dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesini talep etmiştir.
Karşı istinaf istinafa cevap vermemiştir.
Talep, noter taahhütnamesi kapsamındaki alacağın teminat altına alınması amaçlı borçlu olan karşı tarafın borcuna yetecek kadar menkul, gayrimenkul ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının üzerine teminat karşılığı ihtiyati haciz konulması talebine ilişkindir.
Talep dayanağı belge yabancı noterliğinden verilen taahhütnamedir. Bu taahhütname kambiyo senedi niteliğini taşımamaktadır. Diğer taraftan tarafların da tacir sıfatları bulunmamaktadır. İhtiyati haciz görevli mahkemeden istenmesi gerektiği halde, görevli olmayan ticaret mahkemesinden istenmiş ve mahkemece de bu hususu gözetilmeden yazılı gerekçe ile karar vermesi doğru bulunmamıştır. Zira tarafların tacir olmamaları ile belgeninde kambiyo senedi olmaması nedeniyle ihtiyati haciz talebini incelemeye görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir (İİK m.50, m.357 ve devamı ile HMK m.316/1-c, m.389 ve devamı)
Bu itibarla, esas incelenmeden HMK m.353/1-a-3 uyarınca mahkeme kararının kaldırılmasına, ihtiyati haciz talebinin incelenmesi için dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmek üzere karar veren mahkemeye gönderilmesine kararı vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1.HMK m.353/1-a-3 uyarınca mahkeme kararının kaldırılmasına, ihtiyati haciz talebinin incelenmesi için dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmek üzere kararı veren mahkemeye gönderilmesine,
2.İşin duruşmasız olarak incelenmesi nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,
3.Talep edenin istinaf başvurusu için yapmış olduğu yargılama giderlerinin yerel mahkemece verilecek kararda değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, 05/04/2018 günü, oy birliğiyle, kesin olarak karar verildi.