Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2018/398 E. 2020/695 K. 03.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/398
KARAR NO: 2020/695
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/09/2017
NUMARASI: 2015/550 Esas, 2017/730 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 03/06/2020
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği mahkememiz üye hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; müvekkil şirket ile davalı şirket arasında 16/05/2006-31/12/2006 tarihleri arasını kapsayan posta gönderilenin dağıtımını kapsayan sözleşme yapıldığını, müvekkil şirkete bağlı merkezde dağıtım elemanı olarak çalışan …’ın 29/02/2008 tarihinde emekli olması sebebiyle işten ayrıldığı davalı şirket tarafından müvekkil şirkete bildirildiğini, …’ın müvekkilinin hizmet akdinin haksız feshinden bahisle kıdem tazminatının tahsili talebiyle dava açıldığını, verilen kararın onanıp kesinleştiğini, …’ın müvekkil aleyhine ilamlı icra takibi başlattığını, takibe itiraz ettiklerini, itiraz edilen faizin fahiş olan kısmının iptaline karar verildiğini, icra müdürlüğüne 15.904,41-TL nin ödendiğini ve tüm bu nedenlerle 15.904,41-TL ve yapılan masraf 970,30-TL toplamı 16.874,71-TL nin ve işleyecek faizinin rücuen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; davaya konu işçinin müvekkil şirkette 16/05/2006-29/02/2008 tarihleri arasında çalıştığını, davacının işçinin tüm çalışma dönemine ait alacağı müvekkil şirketten talebinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkil şirketin işçinin diğer alt işveren şirketler dönemindeki çalışmalarından kaynaklı kıdem tazminatı alacağından sorumlu tutulamayacağını ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; Davanın kısmen kabulü ile 3.432,63-TL nin 20/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir. Karar süresinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme kararının yerinde olmayıp, davanın tamamı üzerinden kabulüne karar verilmesi gerektiğini, ayrıca hükmolunan alacaklara işleyecek faizin söz konusu ödemelerin yapıldığı tarihten başlatılmasına karar verilmesini, ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu alacağa ilişkin Posta Kanun’u 10.maddesine hiç değinilmediğini, bu Kanun’un yürürlüğe girmesinden önceki ihale döneminde çalışan işçiler bakımından muvazaa olgusu yasal olarak kabul edildiğini ve bu işçiler tarafından açılan diğer davalarda alt işveren şirketler bakımından doğrudan davanın reddine karar verildiğini, posta ayırımı işi davalı idarenin asıl işi niteliğinde olup, işçinin PTT’nin işçisi olarak kabul edilerek husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca ihbar tazminatı Kamu İhale Kanun’u gereği teklif fiyata dahil olan masraflar içerisinde yer almadığından davacı idarenin bu ödemeyi müvekkilinden talep etmesinin Kanun’a ve İhale Sözleşmesine aykırı olduğunu, ihale sözleşmesinde işçi alacaklarından kimin sorumlu olacağına ilişkin bir hüküm yokken kıdem tazminatının tamamından müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının kanuna ve hakkaniyete aykırı olduğunu, BK m. 167 gereğince yarı yarıya sorumlu olmasının gerektiğini, davacının kendisinden kendisinden talep edilen alacağı süresinde ödemeyerek miktarın artmasına kusuru ile neden olduğunu, bu nedenle ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, davacının dava dışı işçinin işçilik alacaklarını İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına ödemesi nedeniyle rücuen tazminat davasıdır. Davacı İstanbul 4. İş Mahkemesi’nin 2011/840 Esas, 2012/348 Karar sayılı ilamına dayalı olarak kıdem tazminatı alacağından dolayı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına dava dışı işçinin takip konusu yaptığı alacak için 16.874,71 TL ödemede bulunmuştur. Davacı ile davalı arasında hizmet alım sözleşmesi düzenlenmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatı alacağından hangi tarafın ne oranda sorumlu olduklarına ilişkindir. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre ihtilafın çözümlenmesi gerekir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 28. Maddesinde, yüklenicinin çalıştırdığı personele ilişkin sorumlulukları başlığında “yüklenicinin teknik şartnamede yer alan sorumluluklarına ek olarak …” 30.maddesinde sözleşmenin ekleri başlığıyla “idari şartname, teknik şartname, karar” şeklinde hükümler kurulduğu, bu durumda teknik şartnamenin de sözleşmenin eki ve bağlayıcı olduğu anlaşılmaktadır. Teknik şartnamenin 9.27 maddesinde; “hizmet sözleşmesi 506 sayılı SGK Kanun’u 4857 sayılı İş Kanun’u ve diğer Kanun, Tüzük ve Yönetmeliklerinden doğacak tüm yükümlülükler yükleniciye aittir.” 9.28 maddesinde ” kurumun 4857 sayılı İş Kanun’u 2.maddesi uyarınca asıl işveren sıfatı ile yüklenicinin çalıştırdığı işçiler ile sözleşme konusu işle ilgili ödemek zorunda kalacağı her türlü ödemeler hakkındaki rücu hakkını kabul eder” hükmü düzenlenmiş olup, tarafları bağlayıcı bu hüküm gereğince, davacının dava dışı işçiye ilişkin ödediği kıdem tazminatının davalının işçiyi çalıştırdığı dönemle sınırlı sorumlu olduğu, dayanak yapılan bilirkişi raporunda, kıdem tazminatı alacağın 1.446,27 TL, asıl alacak dışında yapılan ödemelerle ilgili yapılan oranlama neticesinde 1.986,36 TL alacak tutarından toplam 3.432,62 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Ancak faizin başlangıç tarihinin ödeme tarihi olduğu kabul edileceğinden, ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak, 3.432,62 TL üzerinden son ödeme tarihi 06/11/2014 tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekmektedir. Bu değerlendirmeler ve yasal düzenlemeler doğrultusunda, davalının istinaf başvuru nedenler esasa müessir olmadığından HMK m. 353/1-b-1 uyarınca esastan reddine, davacının istinaf başvurusunun HMK m. 353/1-b-2 uyarınca faize ilişkin kısım yönünden kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 3.432,62 TL’nin ödeme tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerektiği görüş ve kanaatine varılarak Dairemiz Üye Hakimi …’ın karşı görüşü ile oyçokluğu ile karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A.Davalının İstinaf Başvurusu Yönünden; 1.Davalının istinaf talebinin HMK m.353/1-b-1 uyarınca esastan REDDİNE, 2.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 3.Alınması gereken 234,48 TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 58,62 TL’nin mahsubu ile bakiye 175,86 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
B.Davacının İstinaf Başvurusu Yönünden; 1.Davacının istinaf talebinin KABULÜNE, HMK m. 353/1-b-2 uyarınca İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 26/09/2017 tarih, 2015/550 Esas, 2017/730 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 3.Davacının istinaf başvurunun kabulüne karar verildiğinden yatırılan 31,40 TL peşin harcın talep halinde davacıya iadesine, C.Davanın Esası Yönünden; 1.Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE; 3.432,63 TL’nin ödeme tarihi olan 06/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2.Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükteki AAÜT gereğince takdir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine 3.Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 4.Alınması gereken 234,48 TL harçtan peşin yatırılan 288,18 TL’nin mahsubu ile bakiye 53,70 TL’nin talep halinde davacıya iadesine, 5.Davacının dava açılırken yatırmış olduğu 234,48 TL peşin harç ile 27,70 TL başvurma harcı toplamı 262,18 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 6.Davacının yargılama aşamasında yapmış olduğu tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti masrafı olmak üzere toplam 688,75 TL yargılama giderden kabul ve red oranına göre hesaplanan 140,10 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 7.Davalının yargılama aşamasında yapmış olduğu tebligat ve müzekkere gideri toplamı 28,25 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre hesaplanan 22,50 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 8.Sarf olunmayan gider/delil avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 03/06/2020 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
MUALİF GÖRÜŞÜ Davacı, takibe dayanak İş Mahkemesi kararının kesinleştiği 17/04/2014 tarihinde ödeme yapmayarak zararın artmasına sebep olduğundan, takip tarihine kadar geçen süreçte işleyen faiz ve vekalet ücretinden davalı sorumlu tutulamayacağından, bu yönüyle Çoğunluğun kararına katılmıyorum.03/06/2020