Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI
ESAS NO : 2018/3478
KARAR NO : 2018/2227
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/06/2018 (Tensiben)
NUMARASI : 2018/421 Esas
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 20/12/2018
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında; ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulduğundan, dosyanın tevdi edildiği mahkememiz üye hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkiline İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasından ödeme emri gönderildiğini, dayanak olarak 30/05/2012 tarihli senede ilişkin İstanbul Anadolu ….. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasına yapılan icra takibinde bila tebliğ olduğunu, işlem yapılamadığının belirtildiğini, yenileme emri ile ödeme emrinin aynı zarfta gönderildiğini, ödeme emrine itirazın 5 gün, ödemenin 10 gün olup, itirazın icra mahkemesine ait olup yenileme emrinde itirazın söz konusu olmadığını, bu durumda savunma hakkının kısıtlandığını, müvekkili ile davalı arasında herhangi bir kredi ilişkisi olmadığını, söz konusu senedin ….A.Ş. ile müvekkili arasında 29/10/2010 tarihinde Büyükçekmece …. Noterliği’nde tanzim edilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile 250.000,00 TL + KDV ile anlaştıklarını, tarafına ……A.Ş’den verilen söz konusu senedin tanzim edilip ödemenin yapıldığının teyit edildiğini, ……A.Ş.’nin ekonomik sıkıntı nedeniyle bitiremediğini, iflas erteleme davasının devamında FETÖ yapılanmasıyla TMSF’ye devredildiğini, satış vaadi sözleşmesi incelendiğinden tüm ödemelerin yapılmış olmasına rağmen tapuda devir ve tescil yapılmadığını, müvekkillerinin mağdur olduğunu, TTK m. 6/a göre sözleşmeden ayrı olarak kıymetli evrak niteliğinde senet düzenlenecekse bu senetlerin herbir taksit ödemesi için ayrı ayrı ve anma yazılı düzenlenebileceğini, aksi takdirde geçersiz olacağını, müvekkilinin söz konusu senedin ciro edildiğinden habersiz olduğunu, ayrıca senedin zamanaşımına uğradığını belirterek, senedin kambiyo senedi niteliğinde olmadığı, emre muharrer senet olarak düzenlendiğinden geçersizliğine, kambiyo senetlerine mahsus takip yolu ile takip yapılamayacağını, söz konusu senet nedeniyle borçlu olunmadığını tespitine, teminat karşılığında vezneye yatan paranın davalıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.İlk derece mahkemesince, 20/06/2018 tarihli ön inceleme tutanağında ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, ancak kararın gerekçesinin yazılmadığı anlaşılmıştır. Anayasa’nın m. 141/3 ve HMK m. 391/2 ve 297/2 gereğince tedbir kararlarının reddine yönelik kararlarının gerekçeli karar şeklinde yazılması zorunludur. Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere, tedbir kararının kanun yolu incelemesinin yapılabilmesi için anılan hükümlere uygun gerekçeli kararın yazılmış olması gerekmektedir (Yargıtay 11. HD’nin 09/09/2013 gün ve 10946/15264; 19/09/2013 gün ve 10913/16214; 01/11/2013 gün 2116/19379 sayılı kararları). Diğer bir ifade ile kısa karar üzerinden istinaf incelemesinin yapılabilmesi mümkün değildir. Bu durumda kısa karara uygun gerekçeli kararın yazılmasının gerekliliği ve taraflara tebliği istinaf başvuru şartlarından olup, HMK. m. 352’de düzenlenen ön inceleme aşamasında araştırılması zorunludur. Bu itibarla tespit edilen başvuru şartına ilişkin eksikliğin giderilmesi için dosyanın geri çevrilmesine karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;1.Tespit edilen eksikliklerin tamamlanması için dosyanın GERİ ÇEVRİLMESİNE,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 20/12/2018 günü oy birliği ile kesin olarak karar verildi.