Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2018/3213 E. 2021/852 K. 27.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/3213
KARAR NO : 2021/852
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/07/2018
NUMARASI: 2017/359 Esas, 2018/675 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 27/04/2021
Taraflar arasındaki alacak davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin üstlenmiş olduğu ihale kapsamında davalı idare ile akdedilen 17/06/2009 tarihli hizmet alım sözleşmesiyle iş yüklendiği ve sözleşmeye uygun olarak tamamlayıp davalı idareye teslim ettiğini, ihale ile üstlenilen işler kapsamında müvekkiline bağlı işçiler çalıştırıldığını, müvekkilinin hizmet sunduğu dönem boyunca 5510 sayılı Kanun’un 81/ı bendi gereğince işveren hissesine düşen 5 puanlık kısmın hazinece karşılanacağına dair hükmün uygulanması için sağlanması gereken şartların tamamlandığını, buna rağmen müvekkilinin muvafakatı olmaksızın davalı tarafından 5 puanlık indirim haksız şekilde kesildiğini belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla hak edişlerinden haksız olarak kesinlen bedelden şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan kesinti tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle usul itirazları olduğunu, ihtilafın çözümünde görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğundan mahkemenin görevsizlik kararı vermesini, ayrıca hak edişlerden yapılan kesintilerin 5510 sayılı Yasa’nın 81/ı bendi ve Kamu İhale Tebliği’nin 78.maddesi gereği kesinti yapıldığını, kesintinin mevzuata ve sözleşmeye uygun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.Dava önce İstanbul 6.Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açılmış, bu mahkemece asliye ticaret mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi üzerine, davacı tarafından süresinde verilen gönderme talebi üzerine dosyanın bu defa İstanbul 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderildiği ve bu mahkemece yargılama yapıldığı anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince; taraflar arasında hizmet alım sözleşmesi olduğu, yüklenici davalının idare olarak sözleşmede yer aldığı, davalı tarafınca hak edişlerden %5 teşvik kesintisi uygulandığı, 5510 sayılı Yasa’nın 81.maddesi gereği işverenlere ödenmesi gereken %5’lik prim tutarının hazince karşılanması gerektiği gerekçesiyle”…Davanın KABÜLÜ ile; 15.911,24 TL’nin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine, bu miktarın 10.915,75 TL kısmına (temerrüde düşürülen talep miktarı) kısmını 04/03/2014 talep ret tarihinden itibaren kalan kısmına da dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,…” karar verilmiş, karar süresinde davalı vekilince istinaf edilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu ihtilaf bakımından yeterli araştırma ve inceleme yapılmadığını, bilirkişinin karar vermeye yeterli rakam hazırlamadığını, rapora karşı itirazlarının mahkemece değerlendirilmediğini, ayrıca faizin başlangıç tarihi ve faize esas matrahın da yanlış belirlendiğini, dava dilekçesinde dava değerinin 10.000,00 TL olarak kısmı dava açıldığını, ıslah dilekçesinde dava değerini 15.911,11 TL’ye artırdıklarını, mahkemece zaman aşımı itirazlarının red gerekçesinin de belirtilmediğini, sağlık raporu olup Uyap üzerinden gönderdiği mazeret dilekçesi ekinde teknik sebeplerle sağlık raporu gönderilememiş ise de, sağlık mazeretinin red edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, yapılan kesintilerin 5510 sayılı Yasa’nın 81.maddesi ve Kamu İhale Tebliği 78/23.1 gereği kesinti yapıldığını, yapılan kesintinin sözleşme ve mevzuata uygun olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İstinaf talebine karşı davacı yazılı beyanında; kararın usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek, istinaf talebinin reddini talep etmiştir. Dava, hizmet sözleşmesi nedeniyle 5510 sayılı Yasa’nın 81. maddesinden kaynaklı %5’lik hazine teşvik priminin tahsili talebine ilişkindir.Davacı ile davalı arasında 17/06/2009 tarihinde imzalanan Hizmet Alım Sözleşmesinin konusu “İski hizmet alanı içerisinde muhtelif havzalarda taşkın ve sel riski taşıyan derelerin haritalarının oluşturulması, atık su şebeke ve dere ıslah projelerinin yaptırılması” olduğu anlaşılmıştır. Mahkemesince mali müşavir bilirkişiden rapor alınmış, bilirkişi raporunda; Yargıtay kararları, 5763 ve 5510 sayılı kanunlar çerçevesinde davalı idarenin davacının hakedişlerinden yaptığı kesintinin yerinde olmadığı ve dava tarihi itibariyle talep edebileceği 5 puanlık işveren teşvik primleri toplamı 15.911,24 TL olduğu belirtilmiş, mahkemesince bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı kanun m.81/ı bendinde” ı) (Ek: 15/5/2008-5763/24 md.) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıları çalıştıran özel sektör işverenlerinin, bu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden, işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutar Hazinece karşılanır. İşveren hissesine ait primlerin Hazinece karşılanabilmesi için, işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak bu Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerini yasal süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumuna, muhtasar ve prim hizmet beyannamelerini ise Maliye Bakanlığına vermeleri, sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarı ile Hazinece karşılanmayan işveren hissesine ait tutarı yasal süresinde ödemeleri, Sosyal Güvenlik Kurumuna prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmaması şarttır. Ancak Kuruma olan prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarını 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesine göre tecil ve taksitlendiren işverenler ile 29/7/2003 tarihli ve 4958 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununa ve 22/2/2006 tarihli ve 5458 sayılı Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile diğer taksitlendirme ve yapılandırma Kanunlarına göre taksitlendiren ve yapılandıran işverenler bu tecil, taksitlendirme ve yapılandırmaları devam ettiği sürece bu fıkra hükmünden yararlandırılır. Bu bent hükümleri; vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumları ile okul-aile birliklerince çalıştırılanlar hariç olmak üzere 21/4/2005 tarihli ve 5335 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamına giren kurum ve kuruluşlara ait işyerleri ile 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa, 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa ve uluslararası anlaşma hükümlerine istinaden yapılan alım ve yapım işleri ile 4734 sayılı Kanundan istisna olan alım ve yapım işlerine ilişkin işyerleri, sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar ve yurt dışında çalışan sigortalılar hakkında uygulanmaz. Hazinece karşılanan prim tutarları gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz. Bu fıkra ve diğer ilgili mevzuatla sağlanan sigorta prim desteklerinin aynı dönem için birlikte uygulanması halinde, bu destek öncelikle uygulanır…(2) 13/2/2011 tarihli ve 6111 sayılı Kanunun 38 inci maddesiyle, bu bentte yer alan “Bu fıkra hükümleri Kamu idareleri işyerleri ile bu Kanuna göre sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar ve yurt dışında çalışan sigortalılar hakkında uygulanmaz.” Cümlesi “Bu bent hükümleri; 21/4/2005 tarihli ve 5335 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamına giren kurum ve kuruluşlara ait işyerleri ile 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa, 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa ve uluslararası anlaşma hükümlerine istinaden yapılan alım ve yapım işleri ile 4734 sayılı Kanundan istisna olan alım ve yapım işlerine ilişkin işyerleri, sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar ve yurt dışında çalışan sigortalılar hakkında uygulanmaz.” Şeklinde, aynı bentte yer alan “Bu fıkrayla düzenlenen destek unsurundan diğer ilgili mevzuat uyarınca ayrıca yararlanmakta olan işverenler aynı dönem için ve mükerrer olarak bu destek unsurundan yararlanamaz. Bu durumda, işverenlerin tercihleri dikkate alınmak suretiyle uygulama, destek unsurlarından sadece biriyle sınırlı olarak yapılır.” Cümleleri “Bu fıkra ve diğer ilgili mevzuatla sağlanan sigorta prim desteklerinin aynı dönem için birlikte uygulanması halinde, bu destek öncelikle uygulanır.” şeklinde düzenlenmiştir. Somut olayda; davacı 5510 SK’nun 81.maddesi gereğince hakedişlerinden haksız kesinti yapıldığı iddiasıyla istemde bulunmaktadır. Adı geçen 5510 sayılı Yasanın 81/ı madde ve bendi gereğince, bu kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıları çalıştıran özel sektör işverenlerinin, bu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden, işveren hissesinin 5 puanlık kısmına isabet eden tutar Hazinece karşılanacağına ilişkin düzenlemeye göre davalı kurum 5 puanlık teşvik kısmına isabet eden miktarı ihale bedeli hakedişlerinden mahsup edemez.5510 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemenin özel sektöre teşvik verilmesi amacıyla yapıldığı, yasal düzenlemeye rağmen Kamu İhale Genel Tebliğine dayanılarak kesinti yapılmasının mümkün olmadığı Y. HGK T. 29.6.2011, E. 2011/4-206, K. 2011/461 içtihatında belirtilmiştir. Davalı bu kesintiyi Kamu İhale Kanunu tebliği hükümlerine göre kesinti yaptıkları gerekçesine dayandırmışsa da; 31/05/2006 tarih ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 81. Maddesinin Kanun içerisinde düzenlendiği, “Hazine tarafından karşılanan prim tutarı, idare tarafından yüklenicinin hakedişinden kesilir” ifadesinin ise “Kamu İhale Genel Tebliği” içerisinde düzenlendiği, davaya konu tebliğin “idari düzenleme” sınıfı altında olup, normlar hiyerarşisinde kanundan aşağıda olması ve bunun yanında davaya konu uyuşmazlığa esas olan 31/05/2006 tarih ve 5510 sayılı Kanununun 81. Maddesince duraksamaya yer vermeyecek şekilde açık olduğu bu sebeplerle 5510 sayılı Kanunla ile sağlanan %5’lik indirimin bu kanunla işverene sağlanan Hazine yardımı olup, bu indirimin işsizliğin azaltılması ve yatırımların istihdam odaklı artırılması amaçlı teşvik olması nedeniyle fiyat farkı olarak nitelendirilemeyeceği, işverene Hazinece sağlanan ek bir katkı olduğu, dolayısıyla söz konusu %5’lik Hazine yardımının hakedişlerden kesilerek işverenin bu yardımdan mahrum edilemeyeceğinden davalı idare tarafından yapılan kesintinin yerinde ve yasal olmadığı anlaşıldığından mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. Davalı istinaf talebinde haklı değildir.Bu değerlendirmeler ile dava konusu uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemeler doğrultusunda, tüm dosya kapsamında toplanan delillere göre; davalının istinaf başvurusunun HMK m.353/1-b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;1.HMK m.353/1-b-1 gereğince davalının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca davacı lehine ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 3.Alınması gereken 1.086,89 TL harçtan peşin olarak yatırılan 263,10 TL’nin mahsubu ile 823,79 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına, 5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 27/04/2021 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.