Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI
ESAS NO : 2018/2837
KARAR NO : 2018/2123
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/04/2017
NUMARASI : 2014/611 Esas, 2017/373 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 30/11/2018
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosyanın tevdi edildiği mahkememiz üye hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; davacının davalı bankanın Ümraniye Çarşı Şubesinde hesap sahibi olduğunu, Kiptaş Finanskent Konutlarından aldığı dairenin bakiye borcu olan 35.000TL’yi ödemek için banka çalışanı … ile görüştüğünü, kredi başvurusunda bulunduğunu, hesabında bulunan 20.000TL’yi nakit ve hesabına yatırması için bankada teslim edilen 5.000TL ve kredi başvurusu yapılan 10.000TL’nin Kiptaş’a havale edilmesi talimatı verdiğini, ancak 20.000TL’nin 10.000TL’sinin 24/08/2011 tarihinde, 10.000TL’sinin de 26/08/2011 tarihinde kayıtlardan nakit çekilmiş gibi gösterildiğini, elden verilen 5.000TL’nin hiçbir şekilde hesaba yatırılmadığını, bu bedelin banka çalışanları tarafından zimmete geçirildiğini, kredi olarak alınan 10.000TL’nin ise Kiptaş yerine başka bir firmaya hileli bir şekilde havale edildiğini, paraları vezneden boş ve imzalı dekontlarla banka çalışanı …’in çektiğini, yine havale edilen miktarında … isimli firmaya bu çalışan tarafından gönderildiğini, kredi evraklarında miktar ve taraf bilgileri dışında kalan kısımların boş olduğunu, bir kısım evrakın kendisine imzalatıldığını, ancak belge içeriğini tam olarak hatırlamadığını, müfettiş soruşturması sırasında bu durumun tespit edildiğini, …in 35.000TL’yi zimmetine geçirdiğini açıkça ve yazılı olarak kabul ettiğini, İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/35 Esas sayılı dosyasında yargılamanın devam ettiğini, paraların ödenmesi için bankaya başvuruda bulunulduğu halde ödeme yapılmadığını, bu nedenle Kartal … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası ile toplam 30.000TL ve işlemiş faizi olmak üzere 30.912,50TL’nin tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığını, davalı bankanın haksız itirazı ile takibin durduğunu, itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacının bankacılık işlemleri sözleşmesi imzaladığını, 17/01/2007 tarihinde cari hesap açıldığını, ayrıca taraflar arasında 24/08/2011 tarihli tüketici kredi sözleşmesi de imzalandığını, davacı hesabından yapılan işlemler ile kredi kullandırım işlemlerinde davacının imzası olması nedeniyle bedelin iadesi talebinin banka tarafından reddedildiğini, davacının haksız olarak takip başlattığını ve dava açtığını, kendi imzası ve talimatı ile işlemlerin yapıldığını, davacının şikayet dilekçesi üzerine banka teftiş kurulu başkanlığı tarafından yapılan incelemede davacının bilgisi ve onayı olduğunun tespit edildiğini, herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; zarar nedeniyle bankanın sorumlu bulunduğunun kabulü ile, her ne kadar ceza dosyası kesinleşmemiş ise de TBK m. 74 hükmü gözetilerek davanın kabulü ile icra takibine itirazın iptaline, takibin aynen devamına, asıl alacak olan 30.000TL likit olduğundan %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Karara karşı davalı vekili süresinde istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf dilekçesinde; ceza dosyasının kesinleşmesi beklenilmediğinden eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, davacı tarafın tüm işlemlere ilişkin onay ve talimatı bulunduğu halde kabul yönünde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İstinaf dilekçesi tebliğ edilmiş olup, cevap verilmediği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı ve mevcut delil durumu incelendiğinde; davalı banka personelinin davacıya ait müşteri hesaplarında yaptığı yolsuzluk nedeniyle açmış olduğu davada delil olarak dosyaya sunulan müfettiş raporunun 10. Sayfasında ifadelerine başvurulan müşteri … usulsüzlükleri yapan memurun …olduğunu beyan etmiştir. Yine asistan olan …nin 22/09/2011 tarihinde beyanında “söz konusu işlemlerde imzalı boş dekont kullanıldığını, 10.000TL’lik tutarın diğer müşteri hesaplarına yatırıldığını, 10.000TL’lik ikinci tediye işleminde ise …e ödeme yapıldığını, müşterinin bu işlemler sırasında şubede bulunmadığını” beyan ettiği, davacının gıyabında işlem yapıldığını belirtmesi ve ayrıca davacının imzaladığı ve dosyaya delil olarak sunulan dekontlarda havale yapılacak hesapların boş bırakılması nedeniyle, bu beyanın talimat için yeterli olmadığının kabulü ile her ne kadar ceza dosyası kesinleşmemiş ise de, TBK’nın 74.maddesi de gözetilerek verilen kabul kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. O nedenle davalı istinaf talebinde haklı değildir.
Bu itibarla, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1.HMK m.353/1-b-1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine,
2.İşin duruşmasız olarak incelenmesi nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,
3.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına,
4.Alınması gereken 2.049,30TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 527,90TL’nin mahsup edilerek, kalan 1.521,40TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 30/11/2018 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.