Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2018/2592 E. 2018/1508 K. 27.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI
ESAS NO : 2018/2592
KARAR NO : 2018/1508
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/04/2017
NUMARASI : 2016/732 Esas, 2017/280 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 27/09/2018
Taraflar arasındaki tazminat davasında; Kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine yönelik verilen Karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosyanın tevdi edildiği mahkememiz üye hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığını, müvekkil şirket öğrenci ve personel servis hizmeti veren sayalı şirketler arasında yer aldığını, davalı sıfatıyla bulunan … da müvekkil şirketin dava dışı servis hizmeti verdiği firmalar için birlikte çalıştığı tedarikçi araç sahiplerinden olduğunu, müvekkil toplam 1.405,17 TL tutarında yakıt aldığı anlaşıldığını, ancak kullanılan yakıta rağmen tedarikçi tarafından Müvekkil Şirket’e ödeme yapılmadığını, bu sebeple Müvekkil Şirket davalıdan alacaklı hale geldiğini, davalı müvekkil şirket şirket personel tarafından da aranmış bilgiler verildiğini, ancak ödeme yapmaya yanaşmadığını, bunun üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğüde… E. Sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını davalı da bu takibe haksız ve kötü niyetli şekilde itiraz edildiğini, davalının haksız ve mesnetsiz itirazının iptali ile icra takibinin devamına asıl alacağın en az %20si oranında icra akar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını, söz konusu kaza olayından sonra davacı taraf ile sulh olduklarını davacının şikayeti dahi olmadığını, kaza nedeniyle davacı tarafın hiçbir zararı oluşmadığını, bu nedenle maddi tazminata ilişkin talebin tümden reddi gerekdiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; HMK m. 114/c ve 115/2 uyarınca sulh hukuk mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle, dosyanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine, dosyanın talep halinde İstanbul Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında tedarik sözleşmesi bulunduğunu, davalının davacı şirketin tahsis etmiş olduğu yakıt kartı ile akaryakıt şirketlerinden yakıt alımı yaptığını, daha sonra bu bedelleri ödemediğini, davacı şirket tarafından başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini, mahkemece hatalı hukuki nitelendirme ile taraflar arasında kira sözleşmesi bulunduğundan bahisle görevsizlik kararı verildiğin, oysa sözleşmenin araç kiralama sözleşmesi olmadığını, tedarik sözleşmesi niteliğinde karma sözleşme olduğunu, davaya bakmakla görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olması gerektiğini, bu nedenle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İstinaf dilekçesi tebliğ edilmiş olup, cevap verilmediği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı incelendiğinde; taraflar arasında tedarikçi araç kiralama sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin nitelik itibariyle araç kiralama sözleşmesi olduğu, sözleşmeye dayalı olarak alacak talebinde bulunulduğu anlaşılmakla, HMK m. 4 gereğince, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere kira sözleşmesinden kaynaklanan tüm uyuşmazlıklara konu olan davalarda sulh hukuk mahkemelerinin görevli olduğu düzenlenmiştir. Mahkemenin görevsizlik kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bu itibarla, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1.HMK m.353/1-b-1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine,
2.İşin duruşmasız olarak incelenmesi nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,
3.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına,
4.Alınması gereken harçlar peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 27/09/2018 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.