Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2018/2435 E. 2018/1548 K. 12.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI
ESAS NO : 2018/2435
KARAR NO : 2018/1548
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/03/2018
NUMARASI : 2018/200 Esas, 2018/289 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 12/10/2018
Taraflar arasındaki alacak davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik verilen karara karşı davacı tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosyanın tevdi edildiği mahkememiz üye hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde; davalıdan arsa üzerinde yapılacak binaya karşılık 10/57 hisseye isabet eden bir daireyi 80.000,00 TL bedelle anlaşarak satın aldığını, toplamda 50.000,00 TL’yi ödediğini, geriye kalan 30.000,00 TL’yi vermeden önce daireyi satın aldığını zannederken, davalı ile arsa sahibi olan …’ün aralarında satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptıklarını ve sözleşme ile vekaleten arsa sahibi … tarafından davalıya vekalet verilmesi ile davalının bu yeri sattığını, ancak inşaata başlanmadığını, Gebze 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/747 Esas sayılı dosyasıyla sözleşmenin iptali davasını açtığını, yapılan yargılama sonunda kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshine, tapu kayıtlarının iptaline karar verildiğini, davalının inşaattan yer satarak parasını aldığını, tapunun da elinden gitmesiyle mağdur olduğunu belirterek ödediği 50.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davadan tahsiline talep ve dava etmiştir.
İlk derece mahkemesince; taraflar arasındaki uyuşmazlığın satım sözleşmesinde kaynaklandığı ve tarafların tacir olmadığı gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, dosyanın Gebze Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, HMK m.20 gereğince kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkemeye başvurulmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği şeklinde karar verilmiş ve yine aynı mahkemesince dosya üzerinde verilen EK KARAR ile görevsizlik kararını 25/04/2018 tarihinde kesinleştiği ve yasal süresi içerisinde davacının gönderme talebinde bulunmadığı gerekçesiyle bu sefer davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ve iş bu karar süresinde davacı tarafından istinaf edilmiştir.
Davacı istinaf dilekçesinde; yerel mahkemeye açmış olduğu davasını görev nedeniyle usulden reddine karar verildiğini, ancak karardan haberi olmadığını, kararın aynı binada farklı dairelerde oturan kardeşi …..a tebliğ olduğunu, kardeşinin kendisine haber vermediğini, kararı iletmediğini mahkemeye müracaat etmesi neticesinde mahkemenin ek kararla davanın açılmamış sayılmasına karar verdiğini öğrendiğini, tebligatın kardeşine usulsüz olarak tebliğ yapıldığını belirterek, usulsüz tebligatın iptali ile öğrenme tarihinin 07/06/2018 olarak kabul edilerek, mahkemenin açılmamış sayılması yönündeki kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İstinaf talebine karşı davalının beyanda bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dava; satım sözleşmesinden kaynaklı satış bedeli olarak ödenen paranın iadesi talebine ilişkindir.
İlk derece mahkemesi, tarafların tacir olmadığı ve davanın da mutlak ticari dava olmadığı gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine ve Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna karar vermiş ve iş bu kararın gerekçeli kararı davacıya dava dilekçesinde belirttiği adresinde eşi …ın imzası karşılığında 06/04/2018 tarihinde tebliğ edildiği yapılan bu tebligatın usulüne uygun olduğu anlaşılmıştır. Kaldı ki, istinafa konu ek kararın tebliği de yine davacının aynı adresine eşi …’a usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta yasal süre içerisinde istinaf/temyiz kanun yoluna başvurulmadığı ve böylelikle kararın 25/04/2018 tarihinde kesinleştiği ve davacı tarafından yasal süre içerisinde gönderme talebinde bulunmadığı gerekçesiyle 23/05/2018 tarihinde verilen EK KARAR ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Davacı istinaf talebinde haklı değildir.
Bu itibarla, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1.HMK m.353/1-b-1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine,
2.İşin duruşmasız olarak incelenmesi nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,
3.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına,
4.Alınması gereken harçlar peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 12/10/2018 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.