Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2018/2393 E. 2021/378 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2393
KARAR NO: 2021/378
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/04/2018
NUMARASI: 2015/872 Esas, 2018/459 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 04/03/2021
Taraflar arasındaki tazmzinat davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen karara karşı davacılar, davalı … A.Ş. ve davalı …. vekilleri tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin küçük çocukları ile birlikte davalı ….AŞ’nin … Otel’den 11/06/2015 – 14/06/2014 tarihleri arasında 3 gün konakladıklarını, tatilin son günü müvekkillerine ait valizler otel çalışanı …i tarafından müvekkillerinin odasından alınarak lobi odasına getirildiğini, çıkış yapmak için lobiye gittiklerinde 2 adet valizin kaybolduğunu öğrendiklerini, kamera kayıtlarının incelendiğini, 2 adet valizin otel çalışanı … tarafından otelden çıkış yapan başka misafirlerle birlikte araca yüklenmiş olabileceğinin söylendiğini buna ilişkin tutanak tutulduğunu, otel çalışanı … müvekkillerine ait valizlerin otelden çıkış yapacak misafirlere ait bölüme valizler üzerine bagaj fişini de takarak bıraktığını, Bodrum Polis Merkezi”nde olaya ilişkin şikayette bulunduklarını valizin içinde çocukların kıyafetlerinden kendi kıyafetlerine ve müvekkili …’a ait kıymetli mücevherlere varana dek kıymetli pek çok eşyalar bulunduğunu, eşyaların toplam değerinin 49.870,00 TL olduğunu, davalıların zarardan sorumlu olduklarını belirterek 49.870,00 TL’nin davalı ….A.Ş. içi olay tarihinden itibaren davalı ….A.Ş. için muacceliyet tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olayın meydana gelmesinde müvekkilinin kusurlu bulunmadığını, olaydan sorumluluğunun poliçe teminat limitleri ile sınırlı ve sigortalının kusuru oranında olduğunu, davacıların iddialarının ispata muhtaç olduğunu şayet sorumluluk yoluna gidilecek ise poliçede belirlenen muafiyet bedellerinin belirlenen tazminat tutarında tenzil edilmesi gerektiğini, faiz konusunda da yasal faize hükmedilmesini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı ….A.Ş. cevap dilekçesinde özetle; davacıların otele giriş yaparken değerli eşya bildirimini yapmadıklarını, otele herhangi bir kıymetli eşya muhafaza için bırakılmadığını, bu tür talep halinde otel içerisinde bulunan emanet kasalarının kullanımının zorunlu olduğunu, müvekkilinin gerekli tüm önlemleri aldığını, davacı tarafından açıkta durduğu bilinen bavula kendi iddiasına göre 49.839,00 TL takı ve mücevherat bırakmasının ağır kusurlu olduğunu, odayı terk etmekle mükellef olduğu saat 12:00 ile tesisten ayrılmak üzere valizlerini talep ettiği 5 saatten fazla süre geçtiğini bu durum olay tutanakları ve taraf beyanları ile anlaşılabileceğini, davacının dilekçede listelediği eşyaların varlığı ve bunların bavulda bulunduğunu ispat etmesi gerektiğini, ayrıca olayın ticari bir olaymış gibi reeskont faiz talebinde bulunduklarını, davacı ile aralarında ticari iş bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davacılar vekili cevaba cevap dilekçesince özetle; müvekkillerine otel giriş esnasında imzalatılan konakalma kayıt formunda değerli eşya kaybından otel idaresinin sorumlu olmayacağı ve kıymetli eşyaların oda içindeki kasada muhafaza edileceğine dair kabul beyanı bulunduğu ve davacıların bunlara aykırı davrandıklarının ileri sürüldüğünü, formun ilgili kısmında küçük puntolarla yazılmış ifadeler yer aldığını ve odada bulunan emanet kasasının kullanmamaları sebebi ile kusurlarının tartışılmasının anlamsız olduğunu zira müvekkillerinin eşyalarının odadan çıkış yaptıktan sonra kaybolduğunu, davalının bavulun kaybolmasında ağır kusurlu olduğunu belirterek davanın kabulünü talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın konaklama hizmeti sırasında kaybolan eşyaların bedellerinin tahsili işlemine ilişkin olduğunu, 14/06/2015 tarih saat 12:00’de valizlerin odadan alınması için otel görevlisi …’yi arayıp valizlerin alınmasını talep ettiği görevlinin 2 adet valizi alarak lobi girişinde çıkış yapan misafirlere ait bagajların bulunduğu bölüme getirdiğini, bagaj fişini takarak valizi bıraktığı davacıların otelden ayrılmak için saat 17:00’de çıkış işlemlerini tamamladıktan sonra valizleri istediğini ancak valizlerin bulunamadığını, otel görevlisi … tarafından çıkış yapan başka bir misafire ait valizlerle araca yüklenildiğinin otel yetkililerince davacılara bildirildiği kolluk birimine yapılan şikayet neticesinde görüntülerin çözünürlüğünün kötü olması ve otelde insan sirkülasyonunun fazla olması nedeni ile olayın tam olarak nasıl gerçekleştiğinin tespit edilemediği, sigortacı ve güvenlik uzmanından oluşturulan bilirkişi heyeti tarafından verilen rapor gereği davacıların değerli eşya bildiriminde bulunmamaları sebebi ile %75 oranında kusurlu oldukları değerli eşya bedelinin 39.895,00 TL kaybolan 2 adet valiz içinde bulundurulması eşyaların 6.367,80 TL değerinde olduğu, ziynet eşyalarının kaybolan 2 valiz içinde olduğu iddia edilmişse de bunun ispat edilmediği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile mutat eşya bedeli 6.367,80 TL’nin 14/06/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden poliçe limiti ile sorumlu olmak ve dava tarihinden itibaren faizin başlatılması kaydı ile müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, karar süresinde davacılar ve davalı … ve davalı ….A.Ş. vekilleri tarafından istinaf edilmiştir. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı işletmeye ait otel üstün kalite hizmet vaad eden bir tesis olup, hizmet karşılığında normal otellere kıyasen çok fazla ücret talep ettiğini, böylesi bir işletmede ihmali nedeni ile ağır kusurlu olduklarını, müvekkillerine ait valizlerin otel görevlilerinin kontrolü altında iken lobi civarında belirsiz yere konulması neticesinde kaybolduğunu ayrıca bagaj fişleri kontrol edilmeden başka misafirlerin aracına yüklendiğini, müvekkillerinin kaybolan eşyalara ait faturaları saklama gereksinimi duymadıklarını bahsi geçen kayıp eşyalara ait derhal tutanak tutulduğunu kendilerinde bulunan tüm belge ve sertifikaların sunulduğunu müvekkillerinin ağır kusuru bulunmadığını otel kameraları incelendiğinde kameraların çözünürlüğünün kötü olmasının da yeterli önlem alınmadığını gösterdiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın ziynet eşyalarının kaybolan 2 adet valiz içinde bulunduğu ispat edilemediğinden kısmen kabul edildiğini, valizin içinde 6.367,80 TL tutarında eşya olduğu da ispatlanamadığı, bilirkişi raporundan anlaşılacağı üzere davacıların tam ve asli kusurlu olduklarını, müvekkilinin sorumluluğu yoluna gidilecek ise poliçede belirlenen muafiyet bedellerinin belirlenen tazminat tutarından tenzil edilmesi gerektiğini, sigorta poliçesi muafiyet bölümünde her hasarda minimum 250,00 USD hasar bedelinden %10 tenzili muafiyet uygulanacağı belirlenmiş olup bu tenzilatın yapılmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı …. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı imzasına havi konutlama kayıt formunda otel içerisinde para, mücevherat ve değerli eşya kaybından otel idaresinin sorumlu olmayacağının yer aldığını, davacının aynı formda kıymetli eşyaların oda içerisindeki kasada muhafaza edileceğine dair imzalı beyanı olduğunu, otele herhangi bir kıymetli eşyanın muhafazası için bırakılmadığını, otel içerisinde bunun için ayrılan bir emanet kasa kullanımının zorunlu olduğunu, müvekkilinin gerekli tüm önlemleri aldığını, otelde tüm genel alanlar kamera ile izlendiğini, kendi iddiasına göre 44.839,00 TL değerinde takı ve mücevherat bırakmasının ağır kusurlu olduğunu gösterdiğini, odayı terketmekle mükellef olduğu saat 12:00 ile tesisten ayrılmayı talep ettiği saat arasında 5 saatten fazla süre geçtiğini, davacının 44.839,00 TL değerindeki takı ve mücevheratını otel kasasına emanet etmek yerine lobi bölgesinde 5 saatten fazla durmasını tercih ederek ağır kusurlu olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte BK m.576 gereği günlük konaklama bedelinin 3 katına kadar sorumluluk halinde (davacıların mağduriyetlerini giderme amaçlı) 3 kişilik ailenin uçak biletleri 1 gecelik ilave konaklama ve kıyafet ve çeşitli alışverişi ücretsiz olarak sağladığını, davacı adına yapılan bu harcamalara ilişkin takas mahsup taleplerinin mahkemece değerlendirilmediğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, ayıplı hizmet nedeni ile tüketici konumundaki davacının davalının sunduğu ayıplı hizmet nedeniyle uğranılan zararın tahsili talebine ilişkindir.  6502 …nın ayıplı hizmet 13.m.sinde ” (1) Ayıplı hizmet, sözleşmede belirlenen süre içinde başlamaması veya taraflarca kararlaştırılmış olan ve objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan hizmettir. (2) Hizmet sağlayıcısı tarafından bildirilen, internet portalında veya reklam ve ilanlarında yer alan özellikleri taşımayan ya da yararlanma amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren hizmetler ayıplıdır.” şeklinde düzenlenmiştir. Ayıplı hizmetten sorumluluk 14.m.de ” (1) Sağlayıcı, hizmeti sözleşmeye uygun olarak ifa etmekle yükümlüdür.(2) Sağlayıcı, kendisinden kaynaklanmayan reklam yoluyla yapılan açıklamalardan haberdar olmadığını ve haberdar olmasının da kendisinden beklenemeyeceğini veya yapılan açıklamanın içeriğinin hizmet sözleşmesinin kurulduğu tarihte düzeltilmiş olduğunu veya hizmet sözleşmesinin kurulması kararının bu açıklama ile nedensellik bağı içermediğini ispatladığı takdirde açıklamanın içeriği ile bağlı olmaz.” şeklinde düzenlenmiştir. Ayıplı hizmet nedeniyle tüketicinin seçimlik hakları 15.m.de” (1) Hizmetin ayıplı ifa edildiği durumlarda tüketici, hizmetin yeniden görülmesi, hizmet sonucu ortaya çıkan eserin ücretsiz onarımı, ayıp oranında bedelden indirim veya sözleşmeden dönme haklarından birini sağlayıcıya karşı kullanmakta serbesttir. Sağlayıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar sağlayıcı tarafından karşılanır. Tüketici, bu seçimlik haklarından biri ile birlikte Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir. (2) Ücretsiz onarım veya hizmetin yeniden görülmesinin sağlayıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici bu hakları kullanamaz. Orantısızlığın tayininde hizmetin ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır. (3) Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden indirim yapılan tutar derhâl tüketiciye iade edilir. (4) Ücretsiz onarım veya hizmetin yeniden görülmesinin seçildiği hâllerde, hizmetin niteliği ve tüketicinin bu hizmetten yararlanma amacı dikkate alındığında, makul sayılabilecek bir süre içinde ve tüketici için ciddi sorunlar doğurmayacak şekilde bu talep sağlayıcı tarafından yerine getirilir. Her hâlükârda bu süre talebin sağlayıcıya yöneltilmesinden itibaren otuz iş gününü geçemez. Aksi takdirde tüketici diğer seçimlik haklarını kullanmakta serbesttir. ” şeklinde düzenlenmiştir. Davacıların davalı ….A.Ş.’nin işlettiği otelde 11/06/2015-14/06/2015 tarihleri arasında 3 gece konakladıkları, çıkış günü saat 12:00 itibariyle odayı terk etmek üzere otel görevlisi …’den 2 adet valizlerini alınmasını istedikleri, görevlinin 2 adet valizi alıp lobide misafir çıkış bölümüne ait alana üzerine bagaj fişi de ekleyerek bıraktığı, davacıların tesisten 5 saat sonra ayrıldıkları sırada valizlerini talep ettiklerinde valizin bulunamadığı ve kamera kayıtları incelendiğinde otelin başka görevlisi … tarafından başka bir misafir araca yüklendiği tüm dosya kapsamından anlaşılmıştır. Davacılar her ne kadar valiz içerisinde toplam 44.839,00 TL değerinde takı ve mücevherat bulunduğunu (pırlanta set, 5 taş yüzük, tek taş yüzük, tam tur yüzük vs.) ispat etmek zorunda olup, davacılar bu hususu delilleri ile ispat edememişlerdir. Kaldı ki 3 günlük bir otel konaklaması için 44.839,00 TL değerde takı ve mücevherat götürülmesi de hayatın olağan akışına aykırıdır. Davacı yanında kıymetli eşya, takı ve mücevherat bulunduğunu otele bildirmediği gibi takı, mücevherat gibi değerli eşyaların otelin kasasına konulmasının da talep edilmemesi nedeni ile kusurludur. Hatta otelden ayrılması gereken saatten 5 saat sonra tesisten yararlanarak içinde kıymetli eşya ve mücevherat bulunan valizin lobide bırakılmasını talep etmelerindeki kusur ağır kusur olarak kabul edilmiştir. Mahkemesince sigorta, kuyumcu ve güvenlik uzmanından alınan bilirkişi raporunda; davalı ….A.Ş.’nin personel eğitimi, yönetim ve denetimini gerekli şekilde yapmadığı, nitelik ve nicelik yönünden yeterli personel bulundurmadığı daha güvenli ortam sağlayacak şekilde güvenlik kamerası bulundurmadığı için kaybolan valizlerden %25 oranında kusurlu olduğu, davalı … A.Ş.’nin ise sigortalısı olan davalı …’in kusuru oranında ve poliçe teminat limitlerinden sınırlı sorumlu olduğu, davacıların ise otele giriş yaparken değerli eşya bildirimi yapmadığı, odanın boşaltılması esnasında gerekli dikkat ve özeni yerine getirmediği, valizler odadan indirildikten sonra valizlerin güvenliğini sağlamadan bütün gün havuz başında vakit geçirdikleri ve %75 oranında kusurlu oldukları, sertifikaları sunulan davacı tarafından hayatın olağan akışına uygun olarak fotoğraflarda kullanmakta olduğu görülen takıların klasik model olarak tabir edilen ürün oldukları sertifika üzerindeki resimlerle benzer olduğu, pırlanta set olarak tabir edilen ürünün klasik model olmadığı, sertifikası olarak beyan edilen belgede resmi yer almadığı, ürünleri satın aldığına dair resmi olan faturaların dosyada yer almadığı sertifikaların ise resmi belge niteliği bulunmadığı, davalı … İşletmeciliği’nin kusuruna tekabül eden 11.413,20 TL ile sorumlu olduğu davalı … A.Ş.’nin düzenlediği endüstriyel üçüncü şahıs mali sigorta poliçesi kapsamında ise %25 oranına tekabül eden 11.413,00 TL’den sorumlu olduğu, ziynet eşya tutarının %25’i olan 9.821,25 TL’nin hasar tutarına ilave edilmiş ise de ispat yükünün davacıda olup sunulan sertifikaların gerçek zararı ortaya koyamadığı belirtilmiş mahkemesince bilirkişi heyet raporu dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar otele giriş esnasında misafir kayıt formunda değerli eşyaların kaybolmasında otelin sorumlu olmadığı yazılıp davacılar tarafından imzalanmış ise de önceden hazırlanmış bu belgenin giriş zorunluluğu için konaklayacak misafirlere imzalatılması ile sorumluluktan kurtulamaz. Hal böyle olunca; davacının içerisinde iddia ettiği üzere değerli eşya ve takı/mücevheratı kaybolan valiz içinde bulunduğunu ispatlayamadığı gibi 3 günlük otel konaklamasında yanlarında götürülmesinin de hayatın olağan akışına aykırı olduğu, kaldı ki odayı terk etmesi zorunlu saatten 5 saat sonra tesisten ayrıldığı bu süre içerisinde valizlerin güvenli olarak korunması için de gereken çaba ve özeni göstermediklerinden %75 oranında belirlenen ağır kusur oranının makul olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. Davacılar istinaf talebinde haklı değildir. Davalıların istinaf talebine gelince; usul ve yasaya uygun bilirkişi heyeti raporundan da anlaşılacağı üzere davalı otelin personel seçim, yönetim ve denetiminde yeterli önlemi almadığı gibi otelin ortak alanlarını gösterir güvenlik kameralarının da çözünürlük kalitesi konusunda gerekli özeni göstermediği anlaşıldığından %25 oranında verilen kusurlu oranı dosya kapsamına uygundur. Her ne kadar takas mahsup talebinde bulunduğunu ve bunun dikkate alınmadığını ileri sürmüş ise de davalı otelin cevap dilekçesinde bu yönde bir talebi bulunmadığı anlaşılmıştır. Davalı ….A.Ş. istinaf talebinde haklı değildir. Davalı ….A.Ş. istinaf talebinde; sigorta poliçesi muafiyet bölümünde hasar bedelinden %10 tenzil uygulanacağının belirtilip bu tenzilatın yapılmadığı ileri sürülmüş ise de sigorta poliçesi üzerinde yapılan incelemede poliçenin endüstriyel sınıfında olup otel ile yapıldığı, teminat limitinin 3.000.000,00 USD olup muafiyet bölümü ile ilgili %10 tenzilatın sigorta şirketi ile otel arasında değerlendirilmesi gerektiğinden davalı … şirketi istinaf talebinde haklı değildir. Bu değerlendirmeler ile dava konusu uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemeler doğrultusunda, tüm dosya kapsamında toplanan delillere göre; davacılar, davalı … A.Ş. ve davalı ….’nin istinaf başvurularının ayrı ayrı HMK m.353/1-b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ; 1.HMK m.353/1-b-1 gereğince davacılar, davalı … A.Ş. ve davalı ….’nin istinaf başvurularının esastan REDDİNE, 2.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 3.Davacılardan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 71,80 TL’nin mahsubu ile bakiye 12,50 TL’nin talep halinde davacılara iadesine, 4.Davalı … A.Ş.’den alınması gereken 434,92 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 108,75 TL’nin mahsubu ile bakiye 326,17 TL’nin bu davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına, 5.Davalı ….’den alınması gereken 434,92 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 108,75 TL’nin mahsubu ile bakiye 326,17 TL’nin bu davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına, 6.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına, 7.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 04/03/2021 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.