Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2018/2381 E. 2020/1711 K. 25.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2381
KARAR NO: 2020/1711
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/02/2018
NUMARASI: 2014/127 Esas, 2018/179 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 25/11/2020
Taraflar arasındaki alacak davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulduğundan, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; davacıların miras bırakanı … ile … arasında 13/08/2012 tarihinde 15.000,00 TL ihtiyaç kredisi sözleşmesi akdedildiğini, …’a 09/03/2010 tarihinde Alzheimer teşhisi konulduğunu, kredi sözleşmesi tarihinde bu kişinin 60 yaşında olduğunu, bu hastalıktaki kişilerin hafıza kayıpları yaşadığını, nitekim kredi sözleşmesinin değişik sayfalarına atılan imzaların farklı olması nedeniyle ve bankanın yönlendirmesi ile bir imza mührü yaptırıp sözleşmenin bu şekilde imzalandığını, bankanın durumdan şüphe etmeyip ve hiçbir araştırma da yapmayıp sözleşmeyi akdettiğini, 10/08/2013 tarihinde ise …’ın hastalığı ile bağlantılı bir nedenle vefat ettiğini, bunun üzerine sigortanın beyan ve görevi ihlalini gerekçe göstererek tazminat ödenmediğini, kredi borcunun ise mirasçılar tarafından ödendiğini, bu kapsamda davacının da 3.460,00 TL kredi ile beraber yapılan sigortada, …ın …’ın acentesi sıfatıyla hareket ettiğini, dolayısıyla her iki davalının müteselsilen sorumlu olduklarını belirterek 3.460,00 TL’nin temerrüt faizi ile beraber kendisine ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili; …’ın sigorta poliçesinde lehtar ve rehin alacaklısı olması nedeniyle davacının bir hukuki yararı olmadığını, aktif husumet yokluğundan dolayı davanın reddi gerektiğini, …’ın beyan görevini ihlal ettiğini, bu görevin sigorta ettirene düştüğünü, kendilerine düşen bir araştırma görevi bulunmadığını, beyana göre sigorta yapıldığını, ihlal ve rizikonun arasındaki bağlantının davacı tarafından ikrar edildiğini ve çekişme bulunmadığını, her iki davalı arasında müteselsil sorumluluk da bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Diğer davalı banka davaya cevap vermemiştir. Dava, davacılar murisinin davalı bankadan kullandığı kredi sebebiyle, murisin vefat etmesi üzerine davacılar tarafından ödenen kredi bedelinin davalı banka ile diğer davalı sigorta şirketinden tahsiline ilişkin olup, davalı … AŞ kredi için hayat sigortası yapan firmadır. Hakimler ve Savcılar Kurulunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri İş Bölümü ile ilgili 01.09.2020 tarihinden itibaren geçerli İş Bölümü Kararı uyarınca, 18.Hukuk Dairesinin görevine giren dava ve uyuşmazlıkların 6502 s. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun ile 6098 s.TBK’nın 2.Kısmında düzenlenen ve diğer dairelerin görev alanında kalmayan dava ve işlere bakmakla görevli olması nedeniyle, dava konusu uyuşmazlıkta HSK’nın İş Bölümü Kararı hükümleri uyarınca, istinaf inceleme görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17 ve 45. Hukuk Dairelerine aittir. Bu itibarla; HMK m. 352 uyarınca Dairemizin görevsizliğine ve dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17 ve 45. Hukuk Dairesinden birisine gönderilmesine karar vermek gerektiği kanaatine oybirliğiyle varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1.Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, 2.Dosyanın görevli olan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesine gönderilmesine, Dair, HMK’nın 352 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, 25/11/2020 günü, kesin olarak, oy birliği ile karar verildi.