Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2018/2239 E. 2018/1381 K. 19.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI
ESAS NO : 2018/2239
KARAR NO : 2018/1381
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/03/2018
NUMARASI : 2017/850 Esas, 2018/244 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 19/09/2018
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında; Kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine yönelik verilen Karara karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosyanın tevdi edildiği mahkememiz üye hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; Davacı şirket ile davalı arasında 06/12/2012 tarihinde imzalanmış olan alarm sistemi abonelik hizmet sözleşmesi bulunduğunu, sözleşme kapsamında elektronik güvenlik sistemi kurulduğunu ve davalıya teslim edildiğini, davalının kısmi ödeme yaptığını, sonra takibe konu faturalardan itibaren ödemeleri durdurduğunu, sözleşmesinin 8.1. maddesi gereğince fesh edildiğini, davalı tarafa ihtarname gönderildiğini, ödeme yapılmaması üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığı, davalının itirazı ile takibin durduğunu, icra takibine vaki ve davacı yanca kabul edilen 472,65 TL lik itirazın kabulü ile kalan kısma yapılan haksız itirazın iptaline, icranın devamına, %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; Davacı tarafından yapıldığı iddia edilen ve davalı tarafın ise yapılmadığı iddiasında bulunduğu alarm sistemi abonelik sözleşmesi ve teslim formu incelendiğinde, alarm sisteminin Başaran Hukuk bürosu isimli ofise takıldığı, mesleki amaçlı kullanılan iş yeri olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın tüketici işleminden ve ticari işten kaynaklanmadığı, davanın mutlak ticari dava olmadığı anlaşıldığından mahkemenin görevsizliğine, dosyanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, davalı tarafın hakimin reddi (çekilmeye davet) talebinin geri çekilmesine dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Karar karşı davalı vekili süresinde istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemenin 1 nolu hükümle ilgili Bölge Adliye Mahkemesi kararını beklemeden tarafsızlığını kaybederek görevsizlik kararı oluşturmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, sözleşmenin şirket yetkilisi tarafından imzalanmadığının, bu nedenle geçersiz olduğunu, taraflar arasında yapılmış geçerli bir sözleşme olmadığından hukuki menfaat yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca davacı tarafın %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesi gerektiği, bu nedenlerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekilinin istinafa cevabında; Davalı tarafın hizmet aldığını aşikar olduğunu, hizmet sözleşmesinin yazılı olarak yapılmasının zorunlu olmadığını, faturaların hizmete ilişkin olarak kesildiğini, davalının da kısmi ödeme yaptığını, hizmetin verildiğine karine teşkil ettiğini, bu nedenle istinaf talebinin reddiyle kararın onanmasını talep etmiştir.
Dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; davanın taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali davası olduğu, mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosyanın asliye hukuk mahkemesine gönderildiği, davacının şirket olduğu, davalının tacir olmadığı, hizmetin alarm sistemine ilişkin olup, davalı kullanımındaki avukatlık ofisine bağlatıldığı, bu itibarla işlemin tüketici işlemi niteliğinde olmadığı ve davanın da mutlak ticari dava niteliğinin de bulunmadığı anlaşıldığından, kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Ayrıca davalı tarafın hakimin reddi (çekilmeye davet) talebinin geri çevrilmesine ilişkin oluşturulan hükümde de usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. O nedenle davalı istinaf talebinde haklı değildir.
Bu itibarla, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1.HMK m.353/1-b-1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine,
2.İşin duruşmasız olarak incelenmesi nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,
3.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına,
4.Alınması gereken harçlar peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 19/09/2018 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.