Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2018/1609 E. 2020/1839 K. 16.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1609
KARAR NO: 2020/1839
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/02/2018
NUMARASI: 2015/633 Esas, 2018/88 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/12/2020
Taraflar arasındaki alacak davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında yapılan … organizasyonunun düzenlenmesi konusunda anlaştıklarını, Sözleşme uyarınca yapılması gereken pek çok etkinlik yapılmamış ancak sonuçla kar elde edilmediği gerekçesi ile davalı tarafından davacıya bir ödeme yapılamadığını, davalının yaptırılan hesaplamalarda 694.326,30-TL civarında kar etmesine rağmen zarar ettiğini iddia etmekte olduğunu, Davalının sözleşme gereği, kayıt, konaklama ve uydu sempozyumu gelirlerinin tamamını hiçbir şarta bağlı olmaksızın ödemesi gerektiğini, davalının zarar gösterebilmek için katılımcı sayısını eksik gösterdiğini, konaklama ve kayıt bedellerinin hatalı olduğunu, uçak biletleri, transfer ücretleri, mekik servis ücretlerinin fahiş gösterildiğini, Federasyona gider yansıtılamayacağını, Sanatçıların bedellerinin gerçeğe aykırı olduğunu, Web sitesinin sorumluluğunun davalıda olduğunu, Hediye edilen bilgisayarların Federasyona yüklenemeyeceğini, No- show giderlerinin davalı şirkette olduğunu, davalı şirket sözleşme yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmediğini, bu yüzden ceza-i şart talep ettiklerini beyan etmiş, dilekçesinde vs açıklamalarda bulunarak şimdilik, 1.000,00- TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava, hizmet sözleşmesi gereğince alacak ve cezai şarta ilişkin tazminat davasıdır. TTK’nun 16/1 maddesinde “ticari şirketleri ile, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmekte üzere Devlet İl Özel idaresi, Belediye ve Köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.” hükmüne yer verilmiştir. … TÜZÜĞÜN’ün 14. maddesinde “Kar amacı gütmeksizin; Genel Kurul kararıyla yetkilendirilmiş yönetim kurulu tarafından yürütmek üzere her türlü iktisadi ve ticari girişimi gerçekleştirmek suretiyle faaliyette bulunmak, şirket kurmak, kurulu şirketlere genel kurul kararı ile katılmak, Federasyonun çalışmaları için gerekli gördüğü tesisleri kurmak ve işletmek, Federasyon ihtiyaçlarını karşılamak için taşınır ve taşınmaz mallar edinmek, gayrimenkuller üzerinde Federasyon leh ve aleyhinde her nevi ittifak, şufa ve ipotek gibi haklar intisap etmek veya vermek, terkin ve fekk etmek.” olarak federasyonun amacının belirlenmiş olduğu, taraflar arasındaki sözleşme bakımından ticari bir amaç güttüğünü ve ticari işletme işlettiği açık olup, TTK’nın hükmü uyarınca hakkında tacirlere ilişkin hükümler uygulanır. Dolayısıyla tarafların tacir olması veya tacir olmasa dahi kanundan dolayı tacir sayılması ve işin her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bulunması nedeniyle söz konusu davanın TTK’nın 4. maddesinin birinci fıkrasına göre ticari dava olarak kabulü gerekir. Bu nedenlerle, Hakimler ve Savcılar Kurulunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri İş Bölümü ile ilgili 01.09.2020 tarihinden itibaren geçerli İş Bölümü Kararı uyarınca, 18.Hukuk Dairesinin görevine giren dava ve uyuşmazlıkların 6502 s. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun ile 6098 s.TBK’nın 2.Kısmında düzenlenen ve diğer dairelerin görev alanında kalmayan dava ve işlere bakmakla görevli olması nedeniyle, dava konusu uyuşmazlıkta HSK’nın İş Bölümü Kararı hükümleri uyarınca, istinaf inceleme görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17 ve 45. Hukuk Dairesine aittir. Ancak dosya 17. Hukuk Dairesi’nin aidiyet kararı ile Dairemize gönderilmiş olup, uyuşmazlığın çözümü için dosyanın başkanlar kuruluna gönderilmesi gerekmektedir. Bu itibarla; uyuşmazlığın çözüm yerinin BAM 17. Hukuk Dairesi olduğu, ancak İstanbul BAM 17.Hukuk Dairesi’nce Dairemize aidiyet kararı verilmiş bulunduğundan, Dairemiz ile İstanbul BAM 17.Hukuk Dairesi arasındaki uyuşmazlığın çözümü hususunda dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kuruluna gönderilmesi gerektiği kanaatine oybirliğiyle varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ; 1.Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, 2.Daireler arasındaki görev uyuşmazlığının çözümlenmesi ve görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kuruluna gönderilmesine, Dair, HMK’nın 352 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, 16/12/2020 günü, kesin olarak, oy birliği ile karar verildi.