Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2018/1602 E. 2020/1803 K. 16.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1602
KARAR NO: 2020/1803
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/11/2017
NUMARASI: 2017/23 Esas, 2017/836 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 16/12/2020
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıdan … adı altında faaliyet gösterdiği internet sitesi aracılığıyla, Hibe fonları ile ilgili kendisine danışmanlık hizmeti vermesi ve söz konusu fonlara başvuru için proje yazılması hususunda anlaşıldığını ve davalıya 11/04/2016 tarihinde 2.500,00 TL ödeme yapılmış olmasına rağmen davalının üzerine düşen edimini yerine getirmediğini, bunun üzerine sözleşmeden dönülerek ödenen bedelin iadesi için faks çektiğini, ancak sonuç alamaması nedeniyle davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile takip yapıldığını, bu takibe davalının haksız itiraz etmekle durdurduğunu, bu nedenle itirazın iptaline, takibin devamına, tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile internet üzerinden mesafeli hizmet sözleşmesi yapıldığını, bunun karşılığında gerekli olan 2.500,00 TL nin yatırıldığını ve üzerlerine düşen hizmetin davacıya eksiksiz ifa edildiğini, bu nedenle yapılan takibin haksız olduğunu ve itiraz edildiğini, acılan davanın da reddi ile tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; Davacının davasının HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan usulden reddine, Görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmiştir. Karar süresinde davacı vekilince istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından “…“ Adlı girişimi hayata geçirmek aşamasında iken dava konusu uyuşmazlığın doğduğunu, müvekkilinin şirketinin ticaret siciline tescil edilmemiş olsa dahi kurulmakta olan bir ticari işletmenin kuruluş işlemlerini finanse edilmesi ve projenin yazılarak devletten yardım alabilmek amacı ile davalıdan danışmanlık hizmeti almak amacı ile ödeme yaptığını, ancak hizmetin yerine getirilmediğini, bu harcamalarının kurulmakta olan işletme adına yapılmakta olduğundan ve her iki tarafın tacir olması sebebiyle ticaret mahkemesinin görevli olduğunu, bu nedenle ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinin davacı tarafından feshi nedeniyle, sebepsiz zenginleşmeye dayalı başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Davanın taraflarından olan davacı, girişim hayatına geçilmesi için danışmanlık hizmeti talep ettiği davalının hizmetini yerine getirilmemesi sebebiyle dava açmıştır. Bu kapsamda davacının tacir olmadığı anlaşılmaktadır. Dava konusu ihtilaf da TTK da yer alan mutlak ticari davalardan değildir. 6102 sayılı TTK’nın, 6335 sayılı Kanunla Değişik 5. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp, görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Dava, 6335 sayılı Yasa ile değişik 6102 sayılı TTK’nın beşinci maddesi hükmünün yürürlüğe girdiği tarihten sonra açılmıştır. Görev, HMK’nın 1.maddesi hükmü gereği kamu düzeni ile ilişkin olduğundan, mahkemece yargılamanın her sahfasında kendiliğinden gözetirmelidir. Bu durumda mahkemece davacının tacir olmaması sebebiyle görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya uygundur. O nedenle davacı istinaf talebinde haklı değildir. Bu değerlendirmeler ile dava konusu uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemeler doğrultusunda, tüm dosya kapsamında toplanan delillere göre; davacının istinaf başvurusunun HMK m.353/1-b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ; 1.HMK m.353/1-b-1 gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2.Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin olarak yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 18,50 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, 3.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına,4.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 16/12/2020 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.