Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2018/152 E. 2020/308 K. 12.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI
ESAS NO : 2018/152
KARAR NO : 2020/308
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/11/2017
NUMARASI : 2015/1289 Esas, 2017/881 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 12/02/2020
Taraflar arasındaki alacak davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz üye hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı yanın açmış olduğu temizlik hizmet alım ihalesinin kazanılması neticesiyle davalı taraf ile 01/01/2010 ile 28/01/2010 tarihleri arasında hizmet alım sözleşmesi yapılarak müvekkili tarafından hizmetin davalı idareye eksiksiz olarak ifa edildiğini, 5510 sayılı yasanın 81/ı bendi uyarınca davalı idare tarafından yasaya aykırı olarak müvekkili şirketin hak edişinden haksız yere 9.170,08 TL kesinti yapıldığını ancak anılan yasa hükmü uyarınca sigorta primlerinin işverenin hissesinin 5 puanlık kısmına isabet eden tutarın hazinece karşılanması gerektiğini belirterek hak edişlerinden kesilen bu bedelin fatura tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte istirdadını talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; talebin sebepsiz zenginleşmeye ilişkin olduğunu ve zaman aşımına uğradığını, herhangi bir çekince koymaksızın ödemelerin davacı tarafça kabul edildiğini, kendilerine ayrıca husemet yöneltilemeyeceğini, yasal düzenlemelere ve sözleşmeye uygun olarak kesinti yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince; Davanın kabulü ile; Haksız olarak yapılan kesintiler toplamı 9.170,08 TL’nin dava tarihi 30/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.Karar süresinde davalı vekilince istinaf edilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı tarafından 01/01/2010 – 28/02/2010 dönemlerinde yapılan kesintilerin iadesi talepli olarak 30/12/2015 tarihinde dava açılmışsa da, kesinti tarihinden itibaren iki yıl içerisinde açılması gerekirken süresinden sonra açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 29/12/2009 tarihinde imzalandığını, davacıya hakkedişleri ödenmek suretiyle sözleşme ilişkisinin 2010 Şubat ayında sona erdiğini, 2010 ocak ayına ait 9.170,08 TL tutarındaki prim indiriminin yapıldığını, 506 sayılı Kanun gereğince işveren nam ve hesabına hazinece yapılacak ödemelerde hazinece karşılanan prim tutarı idare tarafından yüklenicinin hakkedişinden kesileceğini gösterdiğini, bu nedenle ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Dava, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi gereğince davacının hakkedişlerinde yapılan 5 puanlık kesintiye ilişkin alacak davasıdır.TTK m. 4 gereğince her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olduklarına bakılmaksızın istisnai hukuki itilaflarda ticari nitelikteki dava sayılacağı ve ticaret mahkemesinin görevli olacağı belirtilmiş olup, davalı … Üniversitesinin tacir sıfatının bulunmadığı, taraflar arasındaki ihtilafın TTK’da belirtilen istisnai, hukuki ihtilaf niteliğinde bulunmadığı anlaşıldığından, asliye hukuk mahkemesi somut davada görevli olmasına rağmen, davanın asliye ticaret mahkemesinde görülüp karara bağlanması usule aykırı olup, görev hususu yargılamanın her aşamasında dikkate alınacağından asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu göz önüne alınarak İlk Derece Mahkemesince görevsizlik kararı vermek gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu itibarla; HMK m.353/1-a-3 gereğince esas incelenmeden mahkeme kararının kaldırılmasına ve dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmek üzere kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;İstinaf Başvurusu Yönünden;1.Davalının istinaf başvurusunun KABULÜNE, HMK m. 353/1-a-3 uyarınca esas incelenmeden İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 2015/1289 Esas, 2017/881 Karar sayılı Mahkeme KARARININ KALDIRILMASINA, 2.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak incelenmesi nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,Dava Yönünden; 1.İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin GÖREVSİLİĞİNE 2.Dosyanın yetkili ve görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ gönderilmek üzere kararı veren İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,3.Avukatlık vekalet ücretlerinin ve yargılama giderlerinin yetkili ve görevli mahkemece verilecek esas kararda değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, 12/02/2020 günü, oy birliğiyle, kesin olarak karar verildi.