Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2018/1065 E. 2020/497 K. 05.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI
ESAS NO: 2018/1065
KARAR NO: 2020/497
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/12/2016
NUMARASI: 2014/370 Esas, 2016/786 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 05/03/2020
Taraflar arasındaki alacak davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, …’nden olan 750.000,00 TL’lik ve 350.000,00 TL’lik cari hesap alacaklarına karşılık, borçlu …’nün, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı nezdinde doğan ve doğacak her türlü alacaklarını devir ve temlik aldığını, temlik hususunun davalıya en son 09/06/2010 tarihinde bildirildiğini, davalının, temlik eden spor kulübü yöneticisi ile muvazalı hareket ederek alacaklarını temlik edene ödediğini, amaçlarının temlik alan davacıyı zarara uğratma olduğunu, kendilerine yapılması gereken 30.628,33 TL ödemenin muvazalı olarak temlik eden spor kulübünün yöneticisine yapıldığından, alacaklarını tahsil edemediklerinden, taraflarına ödenmesi gereken 30.628,33 TL alacağın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili ilk derece mahkemesindeki savunmasında özetle; davacının talep ettiği 30.628,33 TL’nin KDV ödemesi olduğunu, bu hususun davalının muavin defter ekstrelerinde de KDV olarak görüldüğünü, katma değer vergisinin haciz edilemeyeceğini ve temlik edilemeyeceğini, temlik eden spor kulübü yöneticisi ile muvaza içerisinde olmadıklarını, ödemenin yasadan kaynaklandığından ve temlik sözleşmesine aykırı davranmadıklarından haksız davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince taraf delilleri toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, davalının temlik edene yapmış olduğu ödemelerin Vergi Usul Kanunu çerçevesinde KDV tutarı olduğu, ödemenin temlik edene yapılması gerektiği ve yapılan bu ödemede davacının muvaza iddiasının kanıtlanamadığı, TMK m.2 ve 3 gereğince davalının iyiniyet ve dürüstlük kuralları çerçevesinde yerine getirdiği gerekçesiyle davanın reddine yönelik karar tesis edilmiştir. Karar süresinde davacı vekilince istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesindeki iddialarını tekrarla, davalının ödemelerinin alacağın temliki hükümlerine göre kendisine bildirim yapıldıktan sonra temlik edene değil temlik alana yapması gerektiğini, buna aykırı olarak hareket eden davalının yapılan ödemeden sorumlu olduğunu, temlik bildirilmesine rağmen temlik eden yöneticiye yapılan ödemenin KDV alacağı olmadığını, KDV alacağına münhasıran değil diğer tüm ödemelere de bakılması gerektiğini, dava dışı ödeme yapılan temlik eden spor kulübü yöneticisinin banka hesaplarının incelenmesi gerekirken, mahkemesince bu yönde inceleme yapılmaksızın hüküm tesis edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, temlik eden spor kulübü yöneticisine başkaca para aktarımları olduğunu, buna dair sundukları hesap dökümleri incelendiği taktirde bilirkişinin raporunun eksik ve hatalı olduğunu, alacağın devrini düzenleyen 6098 sayılı TBK m.183-194 kapsamında inceleme yapılması gerektiğini, temlik hükümleri gereğince davalıya bildirimde bulunulmasına rağmen ödemelerin temlik alacaklısına yapılmasının kötüniyet olmasına rağmen, mahkemesince iyiniyet çerçevesinde değerlendirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğundan, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesine verdiği cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesindeki savunmasını tekrarla, davacının dava değerini 30.628,33 TL olarak belirlendiğini ve fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına ilişkin bir talebi bulunmaksızın bu miktarda talepte bulunduğu, bu miktarın da 3 adet faturaya ait KDV tutarının toplamı olduğunu, KDV tutarının vergi yükümlüsü tarafından 3.kişiye temlik edilemeyeceğinden ödemelerin KDV’ye yönelik olduğunun kanıtlandığını, mahkemesince bu yöndeki kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacının istinaf talebinde haklı olmadığından istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İddia, savunma ve tüm dosya kapsamından; dava, 6098 sayılı TBK’nın 183 ve devamı maddeleri gereğince alacağın temliki hükümlerine göre açılmış alacak davasıdır. Davacı, dava dışı temlik edenin, davalı kurumda yayın hakkına yönelik alacaklarını temlik aldığını, bu durumu davalıya bildirmesine rağmen davalının dava dışı temlik edene muvazalı olarak ödeme yaptığı gerekçesiyle, eldeki iş bu alacak davasını açmıştır. Toplanan delillerden; aldırılan bilirkişi raporu gereğince davalının, dava dışı temlik edene yaptığı ödemenin 30.628,32 TL KDV iade tutarı olduğu tespit edildiğinden, Vergi Usul Kanunu çerçevesinde KDV iade tutarı temlik edilemeyeceğinden KDV tutarını temlik eden ilk alacaklıya ödediği, davacının yapılan ödemenin muvazalı olduğu yönündeki iddiasının kanıtlanamadığı, yine davalının kasten veya ihmal suretiyle temlik alan davacı aleyhine hareket ettiği iddiasının ve iyiniyetli olmadığı iddiası kanıtlanamadığından, davalı tarafından temlik eden dava dışı şahsa yaptığı ödeme nedeniyle davacı temlik alanın zararına kötüniyetle hareket ettiği kanıtlanamadığından, borcunu iyiniyet ve dürüstlük kuralları çerçevesinde yerine getirdiği sabit bulunmakla, mahkeme karar ve gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı istinaf talebinde haklı değildir. Bu değerlendirmeler ile dava konusu uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemeler doğrultusunda, tüm dosya kapsamında toplanan delillere göre; davacının istinaf başvurusunun HMK m.353/1-b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ; 1.HMK m.353/1-b-1 gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca karşı taraf lehine ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 3.Alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 18,50 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına 4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına, 5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 05/03/2020 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.