Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2018/1026 E. 2020/1525 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1026
KARAR NO : 2020/1525
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/11/2017
NUMARASI : 2016/467 Esas, 2017/931 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 22/10/2020
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen karara karşı taraf vekillerince süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 26.12.2014 tarihli sözleşme imzalandığını, davalı belediyenin ihtiyacı olan gıda maddelerini temin edip teslim ederek karşılığında fatura kestiğini, faturaların karşılığının ödenmemesi sebebi ile davalı belediyeye vadesi geçtiği halde ödenmeyen hakedişlere ilişkin 09.06.2015 13.08.2015, 01.10.2015, 04.11.2015 ve 15.01.2016 tarihlerinde müracatta bulunduğunu, alacağın ödenmemesi sebebiyle Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takip yapıldığını ve takibin kesinleştiğini, takip talebinde 15.01.2016 tarihinden sonra işleyen faizin talep edildiğini, bakiye faiz alacağı için Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından takip yapıldığını, davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek; itirazın iptaline ve %20 inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasın yapılan ihale gereğince imzalanan mal alım sözleşmesinin davalı tarafça %70’inin tamamlandığını, davalının, davacıya olan borcunu kabul ettiği, ancak davacı tarafından haksız talep edilen kısımlara ilişkin itiraz edildiğini, davalının, davacıya olan borcunun 893,046,92 TL olduğunu, davalının son dönemde yaşadığı mali sıkıntılar sebebiyle borçlarını ödemekte zorlanmakta olup, bu durumu alacaklılarıyla paylaşıp süre talep ettiğini, buna rağmen müvekkili aleyhine Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından alacağa ilişkin faiz talep edildiğini, … Esas sayılı dosyasından yapılan takibin mükerrer olduğunu, taraflar arasındaki sözleşme gereğince sözleşme tarihinin 16.01.2015 olduğunu, bu nedenle 2014 yılı için faiz talebinin haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince “…davacının 30.01.2015 tarihli fatura alacağı için kısmi ödeme yapılmış olduğu göz önüne alındığında, 11.467,00 TL üzerinden hesaplama yapılarak 16.02.2015 temerrüd tarihinden itibaren 14.01.2016 tarihine kadar geçen süre için avans faizi üzerinden 722,42 TL işlemiş faiz bulunduğu göz önüne alındığında… Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından asıl alacak olarak bakiye faiz alacağına ilişkin talebin 722.42 üzerinde itirazın iptaline, inkar tazminatı talebinin reddine…” yönelik karar verilmiştir.Karar süresinde taraf vekillerince istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşmeye göre malların teslim edilmesi ve komisyon tarafından kabul raporu verilmesinden itibaren 90 gün geçmekle ödemenin yapılacağı, davacının malları teslim ettiği, davalı tarafından kabul raporları verildiği ve ödeme belgesi düzenlendiği bilirkişi raporuyla da sabit olup, bu hususlara davalının herhangi bir itirazının olmadığı, davacının muhtelif tarihlerde davalı belediyeye yazılı olarak müracat ederek vadesi geçen ödenmeyen hakedişlerinin ödenmesini talep etmiş olup, bu belgelerin de dosyada mübrez olduğunu, bu müracaat yazıları incelendiğinde, o tarihe kadar ödenmeyen tüm alacakları için talepte bulunulduğunun açık olduğu, buna rağmen taleplerin hepsinin 30/01/2015 tarihli fatura alacağı için olduğu şeklinde değerlendirmenin zorlama, haksız ve hukuka aykırı olduğu, talep dilekçeleri incelenmeden verilen kararın kaldırılarak, bilirkişi raporunun ikinci seçeneğine göre belirlenen miktar dikkate alınarak talebin kabulüne karar verilmesi talep edilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosyanın bilirkişiye tevdi ile hazırlanan raporda, davacının defter ve belgeleri incelenerek asıl alacak ve faiz miktarının belirlendiği, rapora göre sözleşme konusu mallar için faturaların 30/01/2015 tarihinden 23/12/2015 tarihine kadar peyderpey düzenlenip teslim edildiği, buna rağmen icra takibi ve faiz hesabının sözleşme ve fatura tarihleri dikkate alınarak asıl alacak üzerinden hesaplandığı, bu noktada hata yapıldığı ve alacaklının haksız ve kötüniyetli takibin nedeniyle, alacaklı-davacı aleyhine İİK m.67 gereğince kötüniyet tazminatına hükmedilmesini belirterek, karardaki aleyhlerine olan kısımların kaldırılarak davanın reddi ile davacı hakkında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.İddia, savunma ve tüm dosya kapsamından;Dava, taraflar arasındaki alım satım sözleşmesinden kaynaklı alacak iddiasına dayanılarak başlatılan takibe vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.Göreve ilişkin usul kuralları kamu düzeninden olup, esas itibariyle yargılamanın her aşamasında resen değerlendirilmelidir.Tarafların sıfatı ve alacak ilişkisi birlikte değerlendirildiğinde her ne kadar davacı tacir ise de, davalı belediyenin gerek genel olarak gerekse iş bu sözleşmedeki amacı ve sıfatı gereğince tacir vasfı bulunmamaktadır. Her iki taraf da tacir olmadığından taraflar arasındaki uyuşmazlığın 6502 sayılı Kanun’un 4. ve 5.maddeleri gereğince gerek mutlak gerekse nispi ticari dava mahiyetinde olmadığı ve bu nedenle ticaret mahkemelerinde görülmesi gerektiğinden bahsedilemez. Bu durumda 6102 sy. TTK m.4 ve 5 kapsamında kalmayan uyuşmazlığı çözmekle görevli mahkemenin genel görevli asliye hukuk mahkemeleri olduğu değerlendirilmiştir. Bu itibarla; taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK m.353/1-a-3 uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevsizliğine, görevli mahkeme Bakırköy (Nöbetçi) Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan davanın usulden reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine oybirliğiyle varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;1.Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, HMK m. 353/1-a-3 uyarınca BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 15/11/2017 Tarih, 2016/467 Esas, 2017/931 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,2.BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin GÖREVSİZLİĞİNE, 3.Dairemiz kararının ilk derece Mahkemesince taraflara usulüne uygun olarak tebliğinden itibaren taraflarca 6100 s. HMK’nın 20.maddesine göre 2 haftalık kesin süre içinde ilk derece mahkemesine DOSYANIN GÖREVLİ MAHKEMEYE GÖNDERİLMESİ İÇİN müracaat edilmesi halinde, davanın esastan görülmesi için DOSYANIN GÖREVLİ BAKIRKÖY (NÖBETÇİ) ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne gönderilmek üzere kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4.Dairemiz kararının ilk derece Mahkemesince taraflara usulüne uygun olarak tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde taraflarca DOSYANIN GÖREVLİ mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde, ilk derece Mahkemesince dosya esasa kaydedilerek 6100 s.HMK’nın 20.maddesi gereğince işlem yapılmasına ve karar verilmesine,5.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca taraflar lehine ücreti vekalet takdirine yer olmadığına, 6.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin yerel mahkemece verilecek kararda değerlendirilmesine Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 22/10/2020 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.