Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2018/1 E. 2020/117 K. 21.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI
ESAS NO : 2018/1
KARAR NO : 2020/117
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2017
NUMARASI : 2015/721 Esas, 2017/720 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 21/01/2020
Taraflar arasındaki tazminat davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen karara karşı davalı tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz üye hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete ait … plakalı aracın satış işlemleri için davalının vekil olarak tayin edildiğini, davalının hiçbir onay almadan aracı sattığını öğrendiklerini, ancak aracı satın alan kişi bilgilerine ulaşamadıklarını, kötü niyetli hareket edip etmediğinin bilinmediğini, aracın rayiç bedelinin 180.000 TL olduğunu, ticari vekil olarak atanan davalının şirkete ait aracı satarak bedelini ödemediğini beyanla, davalı adına kayıtlı gayrimenkuller ile araçlar üzerine tedbir konulmasını, araç bedeli olan 180.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; Kendisinin davacı şirkette şoför olarak çalışmakta olduğunu, patronu … beyin kendisine telefon açarak dava konusu aracın satışı hakkında Hakan isimli şahsın kendisine vekalet vereceğini verdiği vekalet doğrultusunda satış yapmasını istediğini, kendisinin de patronunun verdiği bilgiler dahilinde aracı bir galeriye sattığını beyanla davanın reddini savunmuştur.İlk derece mahkemesince; Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 123.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.Karar süresinde davalı tarafından istinaf edilmiştir.Davalı istinaf dilekçesinde özetle; Davacı tarafça … plakalı aracın satışı için tarafına vekalet verildiğini, davacının rayiç değerinin 180.000 TL olduğunu iddia ettiği aracın davacıdan habersiz satışının yapılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, aracı satın alan … ile davacı arasında araç satışına ilişkin ödeme yapılıp yapılmadığının yeterince araştırılmadığını, aracı alan kişinin isticvap edilmesi gerektiğini, davacıya yemin teklifine rağmen davacının yemine icabet etmediğini, bu nedenle ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.İddia, savunma ve tüm dosya kapsamından; dava, davacı şirket adına kayıtlı … plakalı aracın dilediğine dilediği bedelle satmak üzere İstanbul …. Noterliğinin 11/06/2015 tarihli davalıya vermiş olduğu vekaletnameye istinaden satışı yapılan aracın değerinin davacıya verilmemesi sebebiyle aracın rayiç değeri 180.000 TL olduğu iddia edilen tazminat talebinin tahsiline ilişkin vekalet ilişkisinden doğan alacak davasıdır.Trafik tescil kayıtlarına göre davacı adına kayıtlı …. plakalı aracın davacının verdiği 11/06/2015 tarihli vekaletnameye istinaden 11/06/2015 tarihinde …’e Bakırköy …. Noterliğinin 11/06/2015 tarihli 123.000 TL bedel karşılığında satışının yapıldığı anlaşılmaktadır. 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesinde; “(1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;a) Bu Kanunda,b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” hükmüne yer verilmiştir.Somut olayda davalının tacir olmadığı, 3.şahıs yanında şoför olarak çalıştığı dosyada mevcut delillerden anlaşılmakla, tarafların ticari işletmesinden kaynaklanan ihtilafın bulunmadığı görülmektedir. Ayrıca davanın kanunda belirtilen istisnalar kapsamında kalmadığı göz önüne alındığında, ticaret mahkemesinin görevi dahilinde bulunmamaktadır.Görev kamu düzeniyle ilgili olduğundan taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemece resen göz önüne alınması gerekmektedir. Davalı tacir olmadığından davanın 6102 sayılı Kanun’un 4. Maddesi gereğince ticari dava söz konusu olmadığından, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekmekte olup, esasa girilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu değerlendirmeler doğrultusunda, davalının istinaf talebinin HMK m. 353/1-a-3 uyarınca oybirliğiyle kabulüne, kararının kaldırılmasına, davalı tacir olmadığından Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olmadığı göz önüne alınarak dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmek üzere kararı veren mahkemeye gönderilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;1.Davalının istinaf başvurusunun KABULÜNE, HMK m. 353/1-a-3 uyarınca BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 10/07/2017 Tarih, 2015/721 Esas, 2017/720 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2.BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin GÖREVSİZLİĞİNE,3.Davanın esastan görülmesi için dosyanın görevli BAKIRKÖY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne gönderilmek üzere kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,4.İstinaf incelemesinin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca istinaf eden lehine ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 5.Davalının istinaf başvurusu kabul edildiğinden peşin yatırılan 2.101,00 TL’nin talep halinde iadesine,6.Davalının istinaf başvurusu için yapmış olduğu yargılama giderlerinin görevli mahkemece verilecek esas kararda değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, 21/01/2020 günü, oy birliğiyle, kesin olarak karar verildi.