Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2017/2607 E. 2019/946 K. 09.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI
ESAS NO : 2017/2607
KARAR NO : 2019/946
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/07/2017
NUMARASI : 2014/382 Esas, 2017/542 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 09/05/2019
Taraflar arasındaki tazminat davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği mahkememiz üye hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; il genelindeki ilköğretim okullarının 2011-2012 eğitim ve öğretim yılı kışlık yakacak ihtiyacının karşılanması amacıyla birinci sınıf parça linyit lavyar (yıkanmış, elenmiş) olan 25’er kg’lık torbalarda 3.000 ton linyit kalorifer kömürü alımı işinin 702,000,00 TL bedelle alımı hususundaki ihalenin davalı uhdesinde kaldığını, 14.11.2011 tarihinde İdare tarafından işe başlama talimatı verildiğini, davalının bir kısım ihale kapsamındaki kömürleri ilgili okullara teslim ettiğini, ancak bahse konu işle ilgili olarak İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden gelen 29.11.2011 tarih ve 151619-400 sayılı bilgi yazısında, il ilköğretim okullarına verilen kömürlerle ilgili okul müdürlerinden gelen şikâyetler üzerine kömürlerden alınan numunelerin şartlara uygun olmadığı raporlarla tespit edildiğinden davalıya ihtarname gönderildiğini, buna rağmen davalı tarafından sözleşme hükümlerinin yerine getirilmediğinden sözleşmenin feshedildiğini, ancak işin ivediliği nedeniyle davacı kurum tarafından 02/02/2012 tarihinde yeniden ihale yapılarak dava dışı yüklenici …AŞ ile KDV hariç 902.000,00 TL bedelli sözleşme imzalandığını, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu 22.maddesi gereğince, sözleşmenin feshi nedeniyle idarenin uğradığı zarar ve ziyanın yükleniciye tazmin ettirilir hükmü gereğince oluşan 317.500,00 TL tutarındaki kamu zararının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; MK m.6 ve HMK m.200 uyarınca davacının iddialarını yazılı delillerle ispatla mükellef olduğunu, davacı iddialarmın haksız ve mesnetsiz olup kabul etmediklerini, müvekkilinin ihale sözleşmesinin imzalanmasından sonra davacının 14/11/2011 tarihli “işe başlama” konulu yazısı gereği okullara partiler halinde kömür teslimine başlandığını, buna göre; müvekkilinin isimleri davacı idarece bildirilen 14 ilköğretim okuluna toplam 383.660 kg kömür teslimi yapıldığını, yapılan kömürlerin tek taraflı yapılan analizleri neticesinde teknik şartnamede belirtilen özelliklere sahip olmadığından bahisle, o ana kadar teslim edilen 333.660 kg kömürün geri alınarak iki gün içerisinde evsafa uygun kömür teslim edilmesi hususunu davalıya bildirmiş olduğunu, sözleşmenin 34.6 maddesi teslim edilen malların sözleşme ve eklerine uygun olmaması halinde yükleniciye bu malların sözleşme şartlarına uygun mallar ile değiştirilmesi için 1 defaya mahsus yükleniciye teslim imkanı verdiğini, davalıya verilen iki günlük sürenin kanuna, sözleşme hükümlerine ve tüm iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, davacı idarenin sözleşmenin yürütülmesi hususundaki tek taraflı düzenleme yetkisini kötüye kullanarak davalıya borcu gereği gibi ifası hususunda müzayakaya sürüklemiş olduğu, hakkın kötüye kullanılması niteliğindeki bu davranışın hukuk düzeninin korumayacağını, sözleşme ve kanun hükümlerine aykırı davranan bu davranışı ile davacının kendisi olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince; taraf delilleri toplanmış, dosya üzerinden bilirkişi kurullarından rapor ve ek raporlar aldırılmış ve davanın reddine yönelik karar tesis edilmiştir.Karar süresinde davacı vekilince istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesindeki iddialarını tekrarla, 4735 sayılı Kamu İhaleleri Sözleşmesi Kanunu 22.maddesi gereğince sözleşmenin feshi nedeniyle idarenin uğradığı zarardan davalı yüklenicinin sorumlu olduğunu, mahkemece eksik inceleme ve değerlendirilmeye dayalı olarak ve sözleşmenin idare tarafından haksız feshedildiği kabul edilerek, iki ihale arasındaki zarardan davalının sorumlu olmadığı kanaatiyle davanın reddine yönelik verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalıya yeterince süre vermeksizin sözleşmenin idare tarafından feshedildiği gerekçesinin hukuki olmadığını, ihale konusunun kömür olduğunu ve başlayan kış nedeniyle soğuk dönemde zaruretten dolayı fesih tarihinin de sürenin kısa tanınmasının zaruri olduğunu, sözleşmedeki TUBİTAK için tanınan sürenin kullanılmaması gerekçesinin mahkeme tarafından tartışılmamasının ve dikkate alınmamasının adil olmadığını, mevsimin kış olması ve öğrencilerin soğukta kalmaması gerektiğini, davalının teslim ettiği kömürün İhale Şartnamesine uygun olmadığını ve ayıplı olduğunu, sözleşmenin feshinde idarenin kusuru olmadığını, ayıplı kusurun davalı yüklenicinin ayıplı mal teslim etmesi nedeniyle davalıda olduğunu, bu nedenle kararın isabetli olmadığından kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.İddia, savunma ve tüm dosya kapsamından; dava, 4735 sayılı Kamu İhaleleri Sözleşmesi Kanunu’nun 22.maddesi kapsamında, ihalenin feshi nedeniyle yeni yapılan ihale nedeniyle uğranılan kurum zararının tahsili istemine yöneliktir.Mahkemece taraflar arasındaki sözleşmenin 4735 sayılı Kanuna istinaden yapılan tip sözleşme olduğu kabul edilerek, tip sözleşmelerine müdahalelerin idareler tarafından ancak sınırlı ve belli alanlarda olduğu kabul edildiği, ihaleye katılan yüklenicilerin de sözleşme kapsamlarını bilerek ihaleye katıldığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 34 ve 35.maddelerinde, sözleşmenin feshi için öngörülen 20 günlük süreye riayet edilmeksizin sözleşmenin feshedilmiş bulunması nedeniyle davalının sorumlu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair karar tesis edilmiştir.Dosyada mevcut dava konusu yapılan işe ilişkin idari ve genel şartname örneği ve taraflar arasında genel şartname uyarınca imzalanmış 11/11/2011 tarihli sözleşmeyle, davacı kurumun davalı şirketten 3 bin ton linyit kalörifer kömürü alımı işine ait sözleşme imzaladığı, teslim edilecek kömürlerin teknik özelliklerinin teknik şartnamede ayrıntısıyla belirlendiği, davacı kurumun sözleşme kapsamında davalı yüklenicinin teslim ettiği linyit kömürlerinin şartnamedeki teknik özelliklere uygun olmaması nedeniyle, okullarından gelen yazılar üzerine teslim edilen kömürlerin teknik şartnamede belirtilen nitelikte olmadığı gerekçesiyle toplam 383.660 kg kömürün yerine aynı miktarda tevdi tarihini izleyen günden itibaren en geç 2 gün içerisinde kömür teslim edilmesi hususunda ihtarname keşide edildiği ve 30/11/2011 tarihli bu ihtarname ile aksi halde 4735 sayılı Kanunun 20.maddesi gereğince feshedileceğinin ihtar edildiği ve 04/01/2012 tarihli karar ile de sözleşme feshedilmiş ise de, taraflar arasındaki sözleşmenin 34 ve 35.maddeleriyle 4735 sayılı Kanunun 20/a maddesinde belirtilen sözleşmenin feshine yönelik sürelere riayet edilmeksizin, sözleşmenin davacı idare tarafından sözleşmeye aykırı olarak feshedildiği sabit bulunduğundan, davacı idare 2 ihale arasındaki farktan kaynaklanan zarar talebinde bulunamayacaktır. Bu yönde sözleşmenin feshinin sözleşmeye aykırı olarak feshinin gerçekleştiği yönündeki mahkeme karar ve gerekçesinde de bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı istinaf talebinde haklı değildir. Bu itibarla, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;1.HMK m.353/1-b-1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine,2.İşin duruşmasız olarak incelenmesi nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 3.Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 4.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına, Dair, HMK m. 361 uyarınca, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 09/05/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.