Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2017/2219 E. 2019/453 K. 08.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI
ESAS NO : 2017/2219
KARAR NO : 2019/453
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/05/2017
NUMARASI : 2016/107 Esas, 2017/679 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 08/03/2019
Taraflar arasındaki alacak davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği mahkememiz üye hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; davalının davacı şirkette 01/04/2000 tarihinden işi bıraktığı tarih olan 01/09/2009 tarihine kadar elektrik teknisyeni olarak çalıştığını, iş akdini kendi isteği ile neden belirtmeksizin feshettiğini, hemen arkasında davacı şirketin eski müşterisi olan aynı faaliyet alanı içinde iş yapan ve aynı müşterilerle çalışan … Ltd. Şti’de işe başladığını, işi bırakmadan birkaç hafta önce davacı şirketin diğer işçileriyle konuşarak hep beraber bu firmaya geçmek önerisinde bulunduğunu, ayrıca işten ayrılmadan yaklaşık bir ay önce tazminatına mahsup edilmek üzere yüklü miktarda para alarak planlı ve kötü niyetli hareket ettiğini, işi bıraktığı tarihte tutanak tutulduğunu, davacıya tebliğ edildiğini, Beyoğlu …. Noterliği’nin 07/09/2009 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesinin davalıya gönderildiğini, iş akdinin 4.maddesinde personelin tek taraflı olarak sözleşmeyi feshi halinde şirketin maksat ve mevzu başlığında yer alan iş kollarında hiçbir ticari faaliyette 5 yıl boyunca bulunamayacağı, aksi halde personelin işverene 30.000USD karşılığı Türk Lirası ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, davalının bu taahhüdü imzaladığını, rakip firmada çalışmaya başlaması nedeniyle, 1.500TL’si ihbar tazminatı, 10.000TL’si cezai şart olmak üzere şimdilik toplam 11.500TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini, ayrıca davalı tarafından açılan İstanbul 6. İş Mahkemesi’nin 2011/191 Esas sayılı dosyası ile dosyanın birleştirilmesini talep etmiştir.Davalı vekili; İstanbul 6. İş Mahkemesi’nin 2011/191 Esas sayılı dosyasının ihbar tazminatı talebine ilişkin olduğunu, iş bu dosyanın karşı dava olarak ilgili dosyada görülmesi gerektiğini, iş sözleşmesinin feshi halinde İş Kanun’u m. 17 kapsamında davacının talep ettiği tazminatın yer almadığını, talep edilen tazminat İş Kanun’u kapsamında olmadığından iş mahkemesinin görevli olamayacağını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İstanbul 1. İş Mahkemesi’nin 01/11/2011 tarih, 2011/657 – 953 Esas karar sayılı birleştirme kararı ile rekabet yasağına aykırılık nedeniyle açılan cezai şart alacağına ilişkin davanın İstanbul 6. İş Mahkemesi’nin 2011/191 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.İstanbul 6. İş Mahkemesi’nin 2011/191 Esas sayılı dosyası üzerinden devam eden yargılamada delillerin toplandığı, bilirkişi Av. … 11/02/2013 tarihli rapor alındığı, şirkete ait bilgilerin ve … bilgilerinin eksik olduğunu beyan edildiği, eksik belgeler temin edilerek ek rapor için aynı bilirkişiye dosyanın tevdii edildiği, 03/10/2013 tarihli ek raporda, davacı karşı davalının işçilik alacaklarına ilişkin hak ettiği alacak kalemlerinin ayrı ayrı belirlendiği, davalı karşı davacının ise 4.283,02TL ihbar tazminatı, 44.262,00TL haksız rekabet tazminatına hak kazandığı, ihbar tazminatı alacağının karşı davada kabulü halinde davacı işçinin ihbar ve kıdem tazminatı alamayacağını beyan edilmiştir.İstanbul 6. İş Mahkemesince; 26/12/013 tarih, 2011/191 Esas, 2013/1078 Karar sayılı ilam ile davalılar … ve … aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine, davalı … Tic. Ltd. Şti aleyhine açılan asıl dava davacının davasının ıslah gibi kabulüne, işçilik alacaklarının ayrı ayrı kalemler halinde davalıdan tahsiline, birleşen dava yönünden ise davanın reddine dair karar verilmiştir.Karara karşı davalı karşı davacı …. Ltd. Şti’nin temyiz yoluna başvurduğu, dosyanın Yargıtay 9. Hukuk Dairesine gönderildiği, 26/05/2015 tarih, 2014/20200 Esas, 2015/19156 Karar sayılı bozma ilamı ile davalı birleşen dosya davacısı şirket vekilinin birleşen davada talep ettiği rekabet yasağına bağlı 10.000TL cezai şart alacağına ilişkin davanın münhasıran ticari dava olup, mahkemece tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmesi gerektiğinden esası hakkında karar verilmesinin hatalı olduğu ve bozmayı gerektirdiğine hükmedilmiştir.Mahkemece bozma ilamına uyulmakla, rekabet yasağına bağlı talep edilen cezai şart alacağı yönünden dosyanın tefrikine ve görevsizlik kararı verilmesine dair 17/12/2015 tarih, 2015/586 – 660 Esas karar sayılı ilamla karar verildiği anlaşılmıştır.Asıl dosyanın ise bozma ilamına uyularak verilen son kararının 29/12/2015 tarih, 2015/463 – 668 Esas sayılı ilam olduğu ve Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 21/04/2016 tarih 2016/6945 – 10133 Esas karar sayılı onama ilamıyla onandığı anlaşılmıştır. İstinafa konu olan İstanbul 10. Ticaret Mahkemesi’nin 2016/107 Esas, 2017/679 Karar sayılı ilamında, iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı neden olmaksızın feshedildiği anlaşılmakla, davalının 5 yıllık süre dahilinde davacı şirket ile aynı iş kolunda faaliyet gösteren rakip firmada … kayıtlarına göre 05/01/2010 tarihinden itibaren çalışmaya başladığı anlaşılmış olup, Anayasa’nın çalışma ve sözleşme hürriyeti başlıklı 48.maddesi ile BK m. 19, 20, 161 maddelerindeki yasal düzenleme itibariyle sözleşmede ön görülen cezai şartın borçlunun iktisaden mahvına sebep olacak derecede ağır ve yüksek ise adap ve ahlaka aykırı sayılarak tamamen veya kısmen iptal edilmesi gerekir, buna göre hizmet sözleşmesinin rekabet yasağına ilişkin maddesinin 5 yıllık süresinin işçinin iktisaden mahvına sebep olabilecek bir alan ve süreyi kapsadığı çalışma özgürlüğü ve akit serbestisine aykırı olduğunun kabulü ile cezai şarta ilişkin sözleşme hükmünün batıl sayılması gerekmekle davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekilinin süresinde istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İş akdinin davalı işçi tarafından kendi isteği ile feshedildiğini, iki şahit huzurunda 01/09/2009 tarihli tutanakla durumun tespit edildiğini, ihtarnamenin gönderildiğini, rakip firmada işe başladığını, rekabet yasağına ilişkin sözleşmenin 4.maddesine aykırı davrandığını, bu nedenle davacının tazminata hak kazanması gerektiğini, sözleşmede makul bir coğrafi bir alan sınırlanması olmadığı gerekçesiyle davanın reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, somut biçimde belirleme olmaması halinde işverenin faaliyet gösterdiği yerin yasak kapsamındaki yer olarak kabulü gerektiğini, yer koşulunun bu suretle gerçekleştiğini, 5 yıllık sürenin uzun olduğu gerekçesi yönünden ise işin terk edildiği tarihten 4 ay sonra rakip firmada çalışmaya başladığını, bu sürenin de uzun bir süre olmadığını, kararın hatalı ve eksik incelemeye dayandığını, tek taraflı işi bıraktığı hususunun sabit olduğunu, kararın kaldırılmasını, davanın kabulünü talep etmiştir.İstinaf dilekçesi tebliğ edilmiş olup, cevap verilmediği anlaşılmıştır.Dosya kapsamı incelendiğinde; davacı işverene ait işyerinde davalı işçinin 9 yıl 5 ay çalıştığı, iş yerinden ayrıldığı tarihten sonra davacı şirketin rakibi olan başka bir şirkette işe başladığından bahisle taraflar arasındaki iş akdinin 4. Maddesine aykırı davranışı nedeniyle davalıdan rekabet yasağına aykırılık nedeniyle cezai şart talep edildiği anlaşılmıştır. Davalı işçi tarafından davacı işveren aleyhine açılmış olan işçilik alacaklarına ilişkin davada, mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulmakla davanın kabulüne ve işçinin iş akdinin işveren tarafından sona erdirildiğinin kabulüne ile işçilik alacaklarının tahsiline karar verildiği, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek onandığı anlaşılmış olup, istinaf konusu kararda rekabet yasağına ilişkin kararlaştırılan sürenin uzun olması ve coğrafi alan sınırlamasının bulunmaması gerekçelerine dayanarak cezai şart maddesinin batıl sayıldığı ve davanın reddine karar verildiği anlaşılmakla, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinin “sözleşme süresi” başlıklı 4.maddesinde, davacının işverenin ana sözleşmesinde şirketin maksat ve mevzu başlığında yer alan iş kollarında 5 yıl boyunca hiçbir ticari faaliyette münferiden bulunamayacağı gibi, 5 yıl süre ile aynı yada benzer iş kolunda çalışamayacağı yönünde düzenleme yapıldığı, 5 yıllık sürenin işçinin ekonomik yönden mağduriyetine sebep olacak kadar uzun bir süre olduğu, ayrıca yer olarak coğrafi bir sınırlamanın da madde kapsamında yer almadığı anlaşılmakla, sözleşmenin 4.maddesinin batıl olarak kabul edilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Bu itibarla; istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;1.HMK m.353/1-b-1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine,2.İşin duruşmasız olarak incelenmesi nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına, 3.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına, 4.Alınması gereken 44,40TL harçtan peşin olarak yatırılan 31,40TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 08/03/2019 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.