Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2017/2041 E. 2018/1102 K. 27.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI
ESAS NO : 2017/2041
KARAR NO : 2018/1102
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/02/2017
NUMARASI : 2015/1663 Esas, 2017/208 Karar
DAVANIN KONUSU : Rücuen Alacak
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 27/06/2018
Taraflar arasındaki rücuen alacak davasında; Kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen Karara karşı davalı … Ltd. Şti. vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosyanın tevdi edildiği mahkememiz üye hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; dava dışı …’nın 01/04/2010 tarihinde Tepebaşı Belediye Başkanlığı işçisi olarak ancak taşeron şirketler bünyesinde çalıştığını, işçinin işçilik alacaklarının tahsili için Eskişehir 1. İş Mahkemesinin 2014/642 Esas 2015/371 karar sayılı dosyasıyla asıl işveren Tepebaşı Belediyesi ile davalılar ve son işveren davacı şirket aleyhine alacak davası açtığını, fazla çalışma ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına karar verildiğini, sözkonusu İş Mahkemesi kararının Eskişehir..İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, dosya borcunun tamamının davacı şirket tarafından ödendiğini, davacı şirket ile Tepebaşı Belediyesi arasında imzalanan sözleşme gereğince davacı şirketçe temin olunan işçilerin Belediye nezdinde çalıştığını, davacı şirket ve diğer davalı taşeron şirketlerin işçiyi kendi bünyesinde sigortalı olarak gösterdiğini ve taşeron şirketler değişmesine rağmen işçilerin ve işyerinin değişmediğini, davacı ile Belediye arasında imzalanan sözleşmede fazla mesai yapabileceğine ilişkin bir madde olmadığını, buna rağmen mahkeme kararında fazla çalışma ücretlerine hükmedildiğini ve kararın kesinleşerek davacı şirketten dosya borcunun tamamının tahsil edildiğini, tahsil edilen fazla mesai alacaklarından davalılarında kendi dönemleri itibariyle sorumlu olduklarını bu nedenlerle davalıların işçiyi çalıştırdıkları kendi dönemlerine ilişkin fazla çalışma ücretinden paylarına düşen kısımlar itibariyle sorumlu olduklarını ileri sürerek, ıslah dilekçesi ile birlikte toplam 22.778,65TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen rücuen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan …. Şti. Vekili ilk derece mahkemesindeki savunmasında; öncelikle husumet itirazında bulunduklarını, zira haklarında rücu davası açılamayacağını, davacının ödediği işçilik alacaklarını işçinin çalıştığı asıl işveren Tepebaşı Belediyesi’nden talep edilebileceğini, İş Mahkemesi davasının kendilerine ihbar edilmediğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan … …. Şti. Vekili ilk derece mahkemesindeki savunmasında; öncelikle husumet itirazında bulunduklarını, zira haklarında rücu davası açılamayacağını, davacının ödediği işçilik alacaklarını işçinin çalıştığı asıl işveren Tepebaşı Belediyesi’nden talep edilebileceğini, İş Mahkemesi davasının kendilerine ihbar edilmediğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince; davacı şirketin dava dışı işçi …. için ödediği işçilik alacaklarının rücuen diğer davalılardan kendi dönemleri ve sorumluluk payları oranında tahsiline yönelik açılan rücuen tazminat davası olması nedeniyle, davanın kabulü ile 500,00TL’nin dava tarihi olan 16/12/2015 tarihinden 7.900,77TL’nin ise ıslah tarihi olan 20/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalı … Ltd. Şti.’den alınarak davacıya verilmesine, 500,00 TL’nin dava tarihi olan 16/12/2015 tarihinden, 13.877,88TL’nin ıslah tarihi olan 20/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle davalı … Ltd. Şti.’den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karar davalı …Ltd.Şti.tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı …Ltd.Şti.vekili istinaf dilekçesinde; Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olmadığını, dava iş mahkemelerinde görülmesi gerektiğinden görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, ayrıca zamanaşımı itirazları olup müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığını, esasa ilişkin olarak da savunma ve itiraz haklarının kullanılamadığını, esasa yönelik olarak da iddialarının yerel mahkemede dikkate alınmadığını, yanlızca bilirkişi tarafından müvekkilinin işçi çalıştırdığı döneme isabet eden rakamlar kullanılarak karar verildiğini, oysaki bu dava dosyasında davacı yanın savunma haklarını kullanıp kullanmadığının da iş hukuku esasları ve genel hukuk esasları kapsamında değerlendirilmesi gerekirken, değerlendirilmediğini ileri sürerek usul ve yasaya aykırı olarak verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davacı tarafin istinaf dilekçesine karşı beyanda bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dava, hizmet alım sözleşmesinden doğan rücuen tazminatın tahsili talebine ilişkin olup, mahkemece iddia, savunma ve toplanan deliller ile bilirkişi raporu doğrultusunda; alt işveren davalıların dava dışı işçinin kendileri nezdinde çalıştığı dönemdeki işçilik alacaklarından sadece kendilerinde çalışılan dönemde sorumlu oldukları, sorumluluk miktarlarının da raporda belirtildiği şekilde hükme esas alınarak davanın ıslah edilmiş haliyle kabulüne karar verilmiştir. Davada davacı, davalılar gibi alt işveren olup, her iki tarafta TTK m.124 kapsamında ticari şirket olduklarından ve ticari şirketlerin de faaliyetleri ticari işletmeleriyle ilgili olduğundan, dava TTK m.4 kapsamında ticari davadır. O nedenle davaya bakan mahkeme görevlidir. Dosya kapsamına göre kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Bu itibarla, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1.HMK m.353/1-b-1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine,
2.İşin duruşmasız olarak incelenmesi nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,
3.İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin HMK’nın 360 ıncı maddesi yollamasıyla, madde 323 uyarınca istinafı talep eden üzerinde bırakılmasına,
4.Alınması gereken 573,85TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 389,00TL’nin mahsup edilerek, kalan 184,85TL’nin davalı …. Ltd. Şti.’den alınarak Hazine’ye irat kaydına, bu hususun İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 27/06/2018 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.