Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2017/1750 E. 2018/5 K. 17.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI
ESAS NO : 2017/1750
KARAR NO : 2018/5
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/03/2017
NUMARASI : 2015/1107 Esas, 2017/130 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 17/01/2018
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında; Kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen Karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulduğundan, dosyanın tevdi edildiği mahkememiz üye hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; dava dışı …ve Tic.Ltd.Şti.ile müvekkili banka arasında imzalanan 23/02/2011 tarihli genel kredi sözleşmesinin davalı tarafından müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, davalı … ve dava dışı asıl borçlu firma tarafından kredilerin ödenmediğini, davalıya ve asıl borçlu firmaya Beyoğlu …Noterliği’nin 07/11/2013 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edilerek hesap özeti gönderildiğini, ihtarnameye rağmen ödeme yapmayan davalı hakkında Kocaeli …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ilamsız icra takibine geçildiğini, davalı tarafından söz konusu icra takibine asıl alacak, faiz ve ferileri yönünden itiraz edilmesinin haksız olduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili; müvekkili hakkında Kocaeli ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasından başlatılan ilamsız icra takibine dayanak genel kredi sözleşmelerinde kefil konumunda atılan imzaların müvekkiline ait olmadığı belirtilerek icra takibine itiraz edildiğini, bu icra takibinde mahkemenin 2014/435 D.İş sayılı ihtiyati haciz kararına istinaden müvekkili aleyhinde menkul ve gayrimenkul malların haczinin talep edildiğini, bu sebeple icra takibine yaptığı itirazın davacı vekiline tebliğe gönderildiğini, davacı vekiline itirazın tebliğ edilmiş olmasına rağmen İİK 264/2 uyarınca öngörülen süre içinde itirazın iptali davası açılmadığını ve ihtiyati haciz kararının hükümsüz kaldığını, davaya esas icra takibindeki dayanak sözleşmelerde yer alan imzaların müvekkiline ait olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince, taraflar arasındaki ihtilafın takip konusu sözleşme üzerindeki imzaların davalının el ürünü olup olmadığı noktasında toplandığı ve takibe dayanak genel kredi sözleşmesi üzerinde davalı adına atılan imzanın davalının el ürünü olmadığından sözleşmenin davalıyı bağlamayacağını ve ilgili borçtan sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ve karar süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporuna dayanak oluşturan inceleme konusu belgelerden bir çoğunun kredi sözleşmesinin imzalandığı tarihten sonra düzenlendiğini, hal böyle olunca yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiğini, ayrıca genel kredi sözleşmesinde yer alan imzanın müvekkili banka şube personeli huzurunda davalı tarafından atıldığı bilgisine ulaştıklarını, gerek görülmesi halinde isim ve adresleri bildirilecek personelin tanık olarak dinlenmesini ve mahkemenin yetersiz bilirkişi raporu ve eksik inceleme ile davanın reddine karar vermesinin usul ve yasaya uygun olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.İstinaf dilekçesine karşı davalı vekili cevabında; mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğunu, sözleşmedeki imzanın müvekkilinin el ürünü olup olmadığı noktasında tanık dinlenemeyeceğini, bu sebeple istinaf talebinin reddine ve davacının icra takip tutarının %20’sine tekabül eden tutarda kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Dairemizce yapılan incelemede; davalının kendisine ait olduğu belirtilen belgedeki imzayı inkar ettiği, imzası inkar edilen belgenin 23/02/2011 tarihli kredi genel sözleşmesi olduğu halde incelemeye esas alınan emsal imza örneklerinin bulunduğu belgelerin ise bu tarihten sonra düzenlenen belgeler olduğu, sadece iki belgenin bu tarihten önceki belgeler olup ancak bunlardan birinin de fotokopi olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda imza incelemesinin Adli Tıp Yönetmeliği’ne uygun yapılmadığı görülmüştür. Zira imza incelemesine esas alınacak önceki emsal imzaların bulunduğu belgelerin inkar edilen imzanın bulunduğu belgenin düzenlendiği 23/02/2011 tarihinden öncesine ait olması gerekmektedir. O halde bu tarihten önce davalı …ın resmi kurumlarda atılmış emsal imzasının bulunup bulunmadığının sorulması ve varsa getirtilip, incelenip, değerlendirilmesi gerektiğinden, davanın esasını çözecek bu belgelerin toplanıp değerlendirilmemesi doğru olmamıştır.Bu itibarla, esas incelenmeden HMK m.353/1-a-6 uyarınca mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın belirtilen kapsamda görülmesi için dosyanın karar veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1.İstinaf başvurusunun kabulü ile esas incelenmeden HMK m.353/1-a-6 uyarınca mahkeme Kararının kaldırılmasına, davanın belirtilen kapsamda görülmesi için dosyanın Kararı veren mahkemeye gönderilmesine,
2. İşin duruşmasız olarak incelenmesi nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,
3.Tarafların istinaf başvurusu için yapmış olduğu yargılama giderlerinin yerel mahkemece verilecek kararda değerlendirilmesine,
4.İstinaf edenler tarafından yatırılan 31,40 TL istinaf peşin harcının taraflara iadesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, 17/01/2018 günü, kesin olarak, oy birliğiyle karar verildi.