Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi 2017/1618 E. 2018/480 K. 14.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
18.HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI
ESAS NO : 2017/1618
KARAR NO : 2018/480
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/04/2017
NUMARASI : 2016/369 Esas, 2017/390 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 14/03/2018
Taraflar arasındaki tazminat davasında; Kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen Karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosyanın tevdi edildiği mahkememiz üye hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; davalının … işletme unvan ile fidan – meyve üretimi ve satışı yaptığını, davacının da ceviz üretimi yapmak amacıyla davalıdan toplam 2300 adet sertifikalı ceviz fidanı satın aldığını, fidanların 06/10/2011 tarihinde teslim alındığını ve 02/12/2011 tarihinde bedelinin ödendiğini, 2000 adedinin sertifikalı Chandler cinsi, 300 adedinin sertifikalı Franquette cinsi olmak üzere fidanların meyve vermeye başladığında, başka cins olduklarının anlaşıldığını, maddi zarar meydana geldiğini, TBK m. 112 gereğince zararın giderilmesi gerektiğini ileri sürerek HMK m. 107 gereğince belirsiz alacak davası olarak şimdilik 1.000TL’nin işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiş, bilaharede ıslah dilekçesi ile talebini 15.736,56TL’ye yükselterek dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımından reddi gerektiğini (TBK m. 231 gereğince), davanın esas yönden haksız olduğunu, zira fidanların sertifikalı olduğunu, kararlaştırılan cins fidanların teslim edildiğini, 2012 yılında davacının ortağı olan Zekeriya isimli kişinin 300 adet fidanın kuruduğunu ve yeniden Chandler cins fidan istediklerini beyan ettiğini, ancak o tarihte bu cins fidan olmadığından talebi karşılayamadığını, davacının fidanları orman arazisine diktiğini ve iyi bakamadığını, bu nedenle fidanların kuruduğunu, davacının ksurulu olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 15.736,56TL’nin dava tarihinden avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Bilirkişi raporunda hatalı hesaplama yapıldığını, gerçek zararın toplam 87.785,50TL olacağını, ancak mahkeme kararının hatalı bilirkişi raporuna istinaden verildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Bilirkişi raporunda, davacının tarlasında 1940 adet Chandler cinsi fidan, 230 adet Pedro cinsi fidan, 80 adet Franquetti cinsi fidan ve 41 adet Fernor cinsi fidan tespit edildiğini, Chandler cinsi fidanın 60 adet fire vermesinin (%10 fire) normal olduğunu, Franquetti cinsi fidanın 80 tane olmasını tozlayıcı olarak normal sayıda olduğun, kaldı ki Pedro cinsi fidanın da en az Chandler cinsi kadar ürün vereceğinin tespit edildiğini, buna rağmen zarar belirlenmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dosya kapsamından anlaşıldığına göre, davacı arazisinde yetiştirmek amacıyla davalıdan ceviz fidesi satın almıştır. Bu durumda faaliyeti sermayesinden ziyade emeğe dayalı olduğundan davacı çiftçi konumunda olup, TTK kapsamında tacir sayılan kişilerden değildir. O nedenle dava TTK m. 4 kapsamında ticari dava olmadığından davaya bakmaya ticaret mahkemeleri değil, asliye hukuk mahkemeleri görevlidir. Görev kamu düzeninden olduğundan resen gözetilmiştir.
Bu durumda mahkemece görev dava şartı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, esastan görülüp sonuçlandırılması doğru olmamıştır.
Bu itibarla, esas incelenmeden HMK m. 353/1-a-3 uyarınca mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın esastan görülmesi için dosyanın görevli ve yetkili Bursa Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmek üzere kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1.Esas incelenmeden HMK m. 353/1-a-3 uyarınca mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın esastan görülmesi için dosyanın görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmek üzere kararı veren mahkemeye gönderilmesine,
2.İşin duruşmasız olarak incelenmesi nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,
3.Davacının istinaf başvurusu için yapmış olduğu yargılama giderlerinin yerel Mahkemece verilecek kararda değerlendirilmesine,
4.Davacının yatırmış olduğu 31,40 TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine, bu hususun ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
5.Davalının yatırmış olduğu 268,75TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine, bu hususun ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, 14/03/2018 günü, oy birliğiyle, kesin olarak karar verildi.