Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/970 Esas
KARAR NO: 2023/1071
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 10/05/2023
NUMARASI: 2015/334 Esas, 2023/417 Karar
DAVA: İFLAS (İflasın Açılması)
KARAR TARİHİ: 19/10/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında 01/08/2010 tarihli … ve Sosyal Donatılar İnşaatı Saramik ve Mermer Uygulama Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye göre, müvekkilinin taşeron olarak davalının yapımını üstlendiği Libya’daki villaların seramik ve mermer işlerini yaparak davalıya teslim ettiğini, ödeme yapılmaması sebebiyle müvekkilinin, davalıdan olan alacağının tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından yapılan takibin daha sonra iflas takibine çevrildiğini, davalının iflas ödeme emrine borcu olmadığı gerekçesiyle haksız olarak itiraz ettiğini, müvekkilinin toplamda 184.749,53 TL alacağı ve reeskont faizinin ödenmediğini, yine taraflarınca aynı davalıya karşı aynı konuya ilişkin İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1528 Esas sayılı dosyası ile açılan iflas davası açıldığını belirterek davalının iflas ödeme emrine itirazlarının kaldırılmasına ve davalının iflasına, belirtilen dava dosyası ile işbu dosyanın birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından, 15.000,00 TL iflas avansının verilen süre içerisinde yatırılmadığının tespiti halinde davanın usulden reddi gerektiğini, davacının, müvekkili şirketin Libya’daki Al-Assa Konut ve Sosyal Tesis projesi kapsamında taşeron olarak çalıştığını, alacak talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin, davacıya karşı borcunun bulunmadığını, davacının bütün iddia ve talepleri yargılamaya muhtaç olduğunu, davalı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapıldığında, davacının herhangi bir alacağı olmadığının tespit edileceğini, müvekkili şirket bakımından iflas şartlarının oluşmadığını belirterek davanın öncelikle usulden aksi halde esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince; karar tarihine en yakın tarih itibari ile depo emri tutarına ilişkin bilirkişiden rapor alındığı, ancak tarafların duruşmada anlaşma için süre talep etmeleri sebebiyle yargılamanın, karar tarihine kadar uzadığı, son olarak tarafların anlaşamadıklarına yönelik beyanda bulunmaları üzerine son duruşma tarihi itibari ile yeniden depo emri tutarının hesaplandığı, davalı tarafa 24/03/2023 tarihli muhtıra ile toplam 194.349,48 TL depo emrini ifa etmesi için İİK’nın 158. maddesi uyarınca 7 günlük kesin süre verildiği, davalının 03/04/2023 tarihli makbuz ile depo tutarını mahkeme veznesine yatırdığı ve davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle depo emri yerine getirildiğinden bahisle konusu kalmayan davanın esası hakkında karar vermeye yer olmadığına dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde müdahil vekili tarafından istinaf edilmiştir. Müdahil vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili …’nin, davalıya karşı açtığı işçilik alacağı davasının Üsküdar 1. İş Mahkemesinin 2012/269 Esas, 2012/1198 Karar sayılı kararı ile hükme bağlandığını, alacağın tahsili amacı ile icra takibi başlatılmış ise de borcun ödenmediğini, işbu davaya müdahale taleplerinin mahkemece kabul edilmesine rağmen müvekkili hakkında bir karar verilmediğini, müvekkilinin alacağının ödenmediğini, bu nedenle verilen kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, takibe itirazın kaldırılması ve iflas talebine ilişkindir. Mahkemenin 25/05/2016 tarihli celsesinde, davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında itirazın iptaline, depo emrine esas olacak tutar olan 339.282,51 TL’nin 7 gün içinde mahkeme veznesine depo edilmesine, aksi halde davalının iflasına karar verileceğinin İİK’nun 158. maddesi uyarınca davalı vekiline ihtarına karar verildiği anlaşılmış olup devam eden celselerde tarafların sürekli anlaşma konusunda beyanda bulundukları ve yargılamanın bu şekilde yürüdüğü, en son tebliğ edilen depo emri uyarınca davalının 03/04/2023 tarihinde 194.349,48 TL depo bedelini yatırdığı, bunun üzerine Mahkemece de konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkemece İİK’nun 158/1 maddesi uyarınca yaptırılan ilandan sonra yasal 15 günlük süresi içerisinde müdahil … vekili 09/06/2016 tarihli dilekçesi ile davaya müdahale talebinde bulunmuş olup müdahil olarak verilen hükme karşı kanun yoluna başvuru hakkına sahiptir. İİK’nun 158/1 maddesi “Alacaklının iflas takibi kesinleştiğinde l66 ncı maddenin ikinci fıkrasındaki usulle ilan edilir. İflas talebinin ilanından itibaren onbeş gün içinde diğer alacaklılar davaya müdahele veya itiraz ederek iflası gerektiren bir hal bulunmadığını ileri sürerek mahkemeden talebin reddini isteyebilirler.” hükmünü içermekte olup bu madde uyarınca davaya müdahil olunması halinde ancak iflası gerektiren bir halin bulunmadığına yönelik itirazlar bildirilerek iflas davasının reddine karar verilmesi talep edilebilecektir. Oysa somut olayda, istinaf yasa yoluna başvuran müdahil vekili, müvekkilinin alacağı ile ilgili karar verilmediğinden bahisle kararın hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüş ise de, davalının iflasını gerektiren bir durumun bulunmadığına yönelik bir iddia ve bu kapsamda bir delil sunmuş değildir. Bu nedenle müdahil vekilinin ileri sürdüğü alacak talebi ile ilgili, bu davada karar verilmesi mümkün olmayıp bu talep ancak ayrı bir yargılamanın konusu yapılabileceğinden müdahil vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. Açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla müdahil vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/334 Esas, 2023/417 Karar ve 10/05/2023 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 353/1b1 bendi gereğince müdahil tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından müdahil … tarafından peşin olarak yatırılan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye TL harcın adı geçenden tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Müdahil tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, İİK’nun 164/2 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on günlük süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.19/10/2023