Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/956 E. 2023/1027 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/956 Esas
KARAR NO: 2023/1027
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 12/01/2023
NUMARASI: 2022/720 Esas, 2023/7 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 12/10/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; dava dışı … Lojistik AŞ’nin, antreposunu müvekkilinin de dahil olduğu 5 sigorta şirketine müşterek koasürans sigorta yoluyla sigorta ettirdiğini, müvekkilinin payının %10 olduğunu, koasürans sözleşmesi kapsamında müvekkilince Yangın Emtea Abonman Sigorta Poliçesi düzenlendiğini, … firmasına ait trafoların, vinç yardımı ile antrepoya indirilmesi esnasında zarar görerek kullanılamaz hale geldiğini, vinç firmasının şahıs firması olduğunu, isminin de “… & …” olduğunu ve davalının vinç operatörü olduğunu, müvekkilince, sigortalıya 25/3/2022 tarihinde 6.901,29 Euro sigorta tazminatı ödendiğini, ayrıca ibraname alındığını, böylece müvekkilinin, sigortalının haklarına halef olduğunu, alacağın tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin itiraz üzerine durduğunu belirterek icra takibine karşı yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava dışı … A.Ş. ile müvekkilinin, … firmasına ait trafoların antrepoya indirilmesi için anlaştığını, trafoların vinç ile taşındıkları sırada indirilirken çarpmanın da etkisiyle ıslanarak zarar gördüğünü, … firmasına ait zararın … Sigorta A.Ş. tarafından giderilmesinden sonra sigortalıdan talepte bulunulması üzerine davacının içinde bulunduğu sigorta şirketlerince ödeme yapıldığını, meydana gelen zarardan dolayı tüm kusurun müvekkiline yüklenmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin, belirtilen işi belirlenen yer ve zamanda belirtildiği şekilde yaptığını, işyerinde güvenliğin sağlanıp önlem alınmasının dava dışı sigortalıya ait olduğunu, ancak hiçbir önlemin alınmadığını, sigortalının lojistik firması olması sebebiyle antrepoda hangi önlemleri alması gerektiğini bilme mecburiyetinde olduğunu, kusurun belirlenirken trafonan koruyucu bir örtü ile örtülmemesinin de gözönünde bulundurulmasını, ayrıca trafoların tamamen kullanılmaz hale geldiği belirtildiğinden bunların hurda olarak satışının yapılıp yapılmadığı, yapıldıysa ne kadar gelir elde edildiği, edilmediyse hurda değerinin ne kadar olacağının da hesap edilerek zarardan düşülmesi gerektiğini belirterek davanın müvekkili şirket yönünden reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince; davanın ticari olmadığından bahisle Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın ticari olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş ise de Tuzla Vergi Dairesinden gelen cevapta belirtildiği üzere davalının birinci sınıf tacir olduğunu, müvekkilinin sigortalısı şirketin de tacir olması nedeniyle davanın ticari nitelikte olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, dava dışı sigortalıya ödenen hasar bedelinin rucüen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, Mahkemenin görevli olup olmadığı noktasında toplanmakta olup kararı istinaf eden davacı, Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu ileri sürmüştür. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekmektedir. Poliçe, hasar ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 1472. maddesinde halefiyet düzenlenmiş olup Kanunun “halefiyet” başlıklı 1472. maddesi “(1)Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir. (2) Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur.” hükmünü ihtiva etmektedir. Sigorta rücu davalarının 6102 sayılı TTK’nun 1472. maddesi hükmünden kaynaklanması nedeniyle aynı yasanın 4. maddesi gereğince bu tür davalarda görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olduğu düşünülebilir ise de, davanın TTK’nun 1472. maddesi hükmünden kaynaklanmış olması ile halefiyet ilkesi dikkate alındığında, davanın sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki ilişkiye göre değerlendirilmesi gerektiği gerek doktrinde gerekse de uygulamada çekişmesiz şekilde kabul edilmektedir. Halefiyet ile açılan davanın sigorta şirketinin hukuken yerine geçtiği dava dışı sigortalı tarafından sorumlulara karşı hangi mahkemeye dava açması gerekiyorsa o mahkemeye dava açması ve mahkemenin görevinin zarar sorumlusu ile dava dışı sigortalı arasındaki hukuki ilişkiye göre belirlenmesi gerekir. Buna göre sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki ilişki ticari dava niteliğinde ise bu tür davada Ticaret Mahkemesi görevli olacaktır. Aksi halde ise yani esas uyuşmazlık ticari nitelikte değilse böyle bir davada Ticaret Mahkemesi görevli olmayacaktır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.3.1944 Tarihli E.37, K.9 sayılı kararı, “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklindedir. Somut olayda, sigortalının … Lojistik AŞ olduğu 04/03/2021-04/03/2022 tarihleri arasında geçerli Yangın Abonman Sigorta Poliçesine göre, davacı sigorta şirketinin, koasürans şirketlerden biri olduğu, katılım oranının ise %10 olarak belirlendiği ve meydana gelen zarar sebebiyle sigortalısına yaptığı ödemenin rücuen tahsili için başlattığı takibe itiraz üzerine işbu davayı açtığı anlaşılmıştır. Davalı gerçek kişi, Tuzla Vergi Dairesi Müdürlüğünden gelen yazı cevabına göre tacirdir. Görevli mahkeme, dava dışı sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki içeriğine göre belirlenecek olup buna göre sigortalı ve davalı taraf tacir olduğu ve dava konusunun tarafların ticari işletmesini ilgilendirdiği dikkate alındığında uyuşmazlığın çözümü Asliye Ticaret Mahkemesinin görev alanına girdiğinden Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan sebeplerle, somut olayda, davaya bakmakla görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan ilk derece mahkemesince yazılı olduğu şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru olmadığı anlaşılmakla davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin KABULÜNE, 2- İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/720 Esas, 2023/7 Karar ve 12/01/2023tarihli kararının KALDIRILMASINA, 3-Dairemiz kararına uygun olarak ve işin esası ile ilgili yeni bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin, mahkemece yeniden kurulacak hükümde DEĞERLENDİRİLMESİNE, 6-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 353/1a-3.bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/10/2023