Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/90 E. 2023/183 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/90 Esas
KARAR NO: 2023/183
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 27/10/2022
NUMARASI: 2022/576 Esas
DAVA: İFLAS (Adi Takipten Doğan İtirazın Kaldırılması Ve İflas (İİK 156))
KARAR TARİHİ: 16/02/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; taraflar arasında düzenlenen 01/07/2019 tarihli sözleşme uyarınca, davalının faturalarda belirtilen özellik, nicelik ve fiyatlara uygun akrilik levha ve köpük levhası emtiaları yurt dışından alımını yaparak müvekkilin İstanbul’daki deposuna ulaştırmayı üstelendiğini, müvekkili şirketin 3.415.000,00 USD sözleşme bedelinin 3.250.829,98 USD’sini ödediğini, ancak teslim edilen ürünlerin bir kısmının sözleşme ve faturada belirtilen nitelikte olmadığını, diğer yandan köpük levhası ürünleri bedeli olarak 265.688,00 USD ödenmesine rağmen anılan ürünlerin hiç teslim edilmediğini, sözkonusu ürünlerin teslimi, teslim edilmemesi durumunda 265.688,00 USD’nin müvekkiline iade edilmesi için çıkartılan ihtara olumsuz yanıt verilmesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davalı borçlu aleyhine adi iflas yolu ile takip başlattıklarını, davalının takibe haksız itiraz ettiğini belirterek itirazın kaldırılması ile davalının iflasına karar verilmesini, İİK’nın 161 maddesi uyarınca borçlunun mallarının defterinin tutulmasını talep ve istinaf etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesi 23/06/2022 tarihli ara kararı ile; borçlunun malvarlığına ilişkin defter tutulmasına karar verilmiş, davalı vekili karara itiraz etmiştir. İlk derece mahkemesi 28/10/2022 tarihli kararı ile; davalı şirketin mallarının defterinin tutulmasına dair muhafaza tedbirinin kaldırılmasını gerektiren bir neden olmadığı gerekçesiyle davalının tedbire itirazının reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Karar, yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemenin defter tutulmasına ilişkin kararında, karara karşı itiraz yolunun açık olduğu belirtilmesine rağmen, itiraz süresi ve başvurulacak merciin gösterilmediğini, defter tutulması kararına itiraz süreci beklenmeden kararın icra edildiğini, müvekkili şirket iflas yolu ile takibe itiraz ettiğinden, muhafaza tedbiri alınmasında zorunluluk olmadığını, ancak mahkemenin kararında takibe itiraz edilmemiş gibi değerlendirme yapıldığını, İİK’nın 159/2 maddesine göre müvekkili şirketin uğrayacağı zararların karşılanması için davacıdan teminat alınması gerektiğini, HMK’nın 389 maddesinde belirtilen tedbir şartlarının bulunmadığını, defter tutulması kararının müvekkilinin ticari itibarını zedelediğini belirterek defter tutulmasına ilişkin kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 156. maddesi gereğince itirazın kaldırılması ve iflas talebine ilişkindir.Talep ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 159. madde gereğince muhafaza tedbir talebinin kabulü ile davalının malvarlığının defterinin tutulmasına dair tedbire itirazın reddine dair ara kararın istinaf istemidir.İcra ve İflas Kanunun 159. madde üst başlığı muhafaza tedbirleridir. Mahkemelerin verdiği muhafaza tedbirleri ile borçlunun malvarlığının dağılmasına engel olunarak geçici hukuki koruma sağlanır. Hukuk Muhakemeleri Kanununda, tedbiri alan organ bakımından ayrım yapmaksızın muhafaza tedbirlerini geçici hukuki koruma niteliğinde kabul etmiştir (m.406/2). 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 406. madde üst başlığı “ Diğer geçici hukuki korumalar “dır. Maddede, mahkemece, gerekli hallerde, mal veya haklarla ilgili defter tutulmasına ya da mühürleme yapılmasına karar verilebileceği ve ikinci fıkrasında ise ihtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici hukuki korumalara ilişkin diğer kanunlarda yer alan özel hükümlerin saklı olduğuna yer verilmiştir. Mahkemenin hükmettiği muhafaza tedbirleri İcra ve İflas Kanunun çeşitli hükümlerinde düzenlenmiştir. Örneğin, iş bu davada olduğu gibi iflas davası açılması ya da İflas talebinde bulunulması ile alınacak muhafaza tedbirleridir (İİK m.159). Yasa koyucu tarafından, İflas davasının kişinin tüm malvarlığını ve geniş bir alacaklı kitlesini ilgilendirdiğinden İİK 159. maddesi ile mahkemeye alacaklıların yararı için zorunlu göreceği bütün muhafaza tedbirlerini alabilme olanağı tanımıştır. Bu tedbirler, borçlunun mallarının defterinin tutulması, borçlunun mallarını devretmemesi için muhafaza altına alınması, taşınmazların tapu kaydına tedbir şerhi verilmesi gibi tedbirlerdir. İİK‘nın 159. maddesinde iflas talebi üzerine mahkemenin alacaklıların menfaati için zaruri olan tedbirleri alacağı hükme bağlanmıştır. Alacaklıların bir kısmının zararına olsa bile tedbirler genellikle alacaklıların menfaatine ise verilmelidir.Belirtildiği üzere alacaklının iflas talebini alan mahkeme, ilk önce alacaklıların menfaati için gerekli gördüğü muhafaza tedbirlerini emredebilir ( m.159). Bunun için alacaklının bir talepte bulunması şart değildir. Keza İİK 159. maddenin ilk cümlesi buna ilişkindir. Muhafaza tedbirlerine karar vermek zorunluluğu, yukarıda yer verildiği üzere maddenin ikinci cümlesinde borçlunun ödeme emrine itiraz etmemesi durumunda söz konusu olmaktadır. Somut yargılamada, muhafaza tedbiri alınmasına lüzum olup olmadığını takdir yetkisi yasa koyucu tarafından mahkemeye bırakılmış olup, mahkemece davalının mallarının defterlerinin tutulmasına karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Diğer taraftan İİK’nın 159/2 fıkrası uyarınca defter tutulmasından başka bir muhafaza tedbiri isteyen alacaklıdan teminat alınması mümkün olduğundan, davalının defter tutulması kararında teminat alınması gerektiği yönünde istinaf talebi de yerinde görülmemiştir.Açıklanan nedenler ile ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/576 Esas sayılı derdest dava dosyasında verilen 27/10/2022 tarihli ara kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulanan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harçtan davalı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 ve 362/1-f maddeleri gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.16/02/2023