Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/867 E. 2023/782 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/867 Esas
KARAR NO: 2023/782
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ARA KARAR TARİHİ: 02/06/2023
NUMARASI: 2022/1022 Esas
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Ticari İş Tellallığı Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/07/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı şirkete forklift kiralama hizmeti verdiğini, verilen hizmet karşılığı fatura düzenlendiğini, davalı tarafça faturalara ilişkin herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkil alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu iddia ederek öncelikle davalı adına kayıtlı taşınır, taşınmaz ve üçüncü şahıslardaki tüm varlıklarına ihtiyati haciz konulmasını ve yargılama neticesinde itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkili şirketin herhangi bir borcu bulunmadığını, faturaların ticari deftere işlenmesinin alacağın varlığının ispatı için yeterli olmayacağını, faturanın tek taraflı bir işlem ile herkes tarafından düzenlenebileceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ 27/12/2022 TARİHLİ 11 NOLU TENSİP ARA KARARI İLE: Davanın cari hesap alacağına dayalı olduğu, taraflar arasında mutabakat metni olmadığı, davacı iddiasında yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermiştir. Davacı vekili, 27/12/2022 tarihli 11 nolu tensip ara kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DAİREMİZİN 23/02/2023 TARİH VE 2023/276 ESAS 2023/207 KARAR SAYILI İLAMI İLE: Somut uyuşmazlıkta, ilk derece mahkemesi 27/12/2022 tarihli tensip tutanağı ile davacının talebi hakkında karar oluşturmuş ise de usulüne uygun olarak İcra İflas Kanunun 260. maddesinde belirtildiği şekilde bir karar oluşturmadığından bahisle gerekçeli karar yazıldıktan ve usulüne uygun taraflara tebliğ edildikten sonra istinaf incelemesi yapılmak üzere dosyanın, dairemize gönderilmesi için HMK’nın 352/1 maddesi uyarınca mahkemesine geri çevrilmesine dair karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ 02/06/2023 TARİHLİ ARA KARARI İLE: Salt fatura düzenlenmesinin ve ticari defterlere işlenmesinin fatura düzenleyen taraf lehine bir alacak hakkı doğurmadığı, fatura konusu hizmetin karşı tarafa verilip verilmediğinin, alacağın vadesinin gelip gelmediğinin bu aşamada yaklaşık olarak ispat edilemediğinin değerlendirildiği, ayrıca davalı taraftan sadır taraflar arasında mutabakata ilişkin bir belgenin de dosyaya sunulmadığı, İİK’nun 257/2 maddesi uyarınca borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlediği veya kaçırmaya hazırlandığına yönelik somut bir delilin de dosyada olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; takibin dayanağının yalnızca cari hesap ekstresi olmadığını, mahkemece cari hesap ekstresinin faturalarla birlikte incelenmesi halinde faturaya ilişkin ticari alışverişin gerçekleştiğine ve davalının, müvekkiline borçlandığına ilişkin yeterli kanıya ulaşılacağını, dava dilekçesi ekinde yaklaşık ispat koşullarını sağlayacak delillerin mevcut olduğunu, müvekkilinden alınan duyuma göre davalının mallarını kaçırmaya ve taşınır-taşınmaz mallarını muvazaalı olarak devretmeye hazırlandığını, bu durumda ileride yargılama sonunda verilecek kararın infazının mümkün olmayacağını belirterek yaklaşık ispat koşulunun sağlandığından bahisle ihtiyati haciz taleplerinin reddine dair verilen kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, hizmet bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup derdest dava kapsamında aynı zamanda ihtiyati haciz talep edilmiştir. Uyuşmazlık, İİK 257 maddesinde düzenlenen, ihtiyati haciz şartlarının mevcut olup olmadığı noktasında toplanmıştır. İhtiyati haciz, İİK’nun 257 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. 257. madde uyarınca, ihtiyati haczin vadesi gelmiş bir para borcu için istenebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ihtiyati haciz istenebilmesi için borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisinin kaçmaya hazırlanması, yahut kaçmış olması veya bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması gereklidir. İİK’nun 258. maddesinin 2. cümlesinde “Alacaklı alacağı ve icabında ihtiyati haciz sebepleri (m.257) hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” denilmektedir. Kanun, senetlerden değil, delillerden bahsetmektedir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için bir kimsenin aleyhine delil olmak üzere vücuda getirdiği bir belgenin varlığı şart değildir. İhtiyati haciz kararı verilirken dikkat edilmesi gereken hususun alacağın yazılı delille ispatı değil, alacağın varlığı konusunda hakime kanaat verecek delillerin sunulmasıdır. Hakim, taraflar arasındaki ilişkiye, alacağı doğuran sebebin şekline ve niteliğine göre ibraz edilen delilleri değerlendirerek alacağın varlığı hakkında bir kanaata vardığı takdirde İİK’daki diğer şartlar mevcutsa ihtiyati haciz talebini kabul edecektir. Alacağın varlığına kanaat getirilmesi yaklaşık ispattır. Bununla birlikte hukuki bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi İhtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin bir yargılamadan farklı olarak maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için “alacağın yargılamayı gerektirmesi” şeklinde bir koşul kanunda öngörülmemiştir. Somut olayda, davacı, verdiği hizmete ilişkin düzenlediği faturalara konu ücretin ödenmediğini iddia etmiş olup davalı ise, davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını savunmuştur. Bu durumda alacağın varlığı taraflar arasında ihtilaflı olup dosya kapsamına göre, İİK’nun 258. maddesinde belirtildiği şekilde mahkemeye kanaat getirecek nitelikte delillerin sunulmadığı, diğer bir deyişle mevcut delillerin, ihtiyati haciz bakımından yaklaşık ispat koşulunu karşılamadığı anlaşılmaktadır. Buna göre dosya kapsamında yer alan mevcut bilgi ve belgeler dikkate alındığında ilk derece mahkemesinin kanaat ve takdirinde bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince tesis edilen ara kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İstanbul Anadolu4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/1022 Esas sayılı derdest dava dosyasında verilen 02/06/2023 tarihli ara kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulanan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,4-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 ve 362/1-f maddeleri gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.13/07/2023