Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/835 E. 2023/781 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/835 Esas
KARAR NO: 2023/781
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 29/03/2023
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ: 13/07/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişkiler neticesinde, müvekkilinin, açık hesap ilişkisinden kaynaklanan 4.090,00 Euro alacağının doğduğunu, ödeme yapılmaması üzerine İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin davalının itirazı üzerine durdurulduğunu, müvekkili şirketin, … fuarına katılmak için davalı şirketin seyahat ve konaklama hizmetinden yararlanmak amacıyla 4.090,00 Euro ödediğini, ancak COVİD-19 pandemisi sebebiyle fuarın 2022 yılına ertelendiğini, ücret iadesi için davalı şirkete başvurulduğunu, davalı şirketin ise, ücret iadesi gerçekleştirilemeyeceğini kredileme işlemi yapılacağını belirttiğini, buna istinaden bilet talep eden müvekkiline ilgili biletlerin de gönderilmediğini, bir rezervasyon bilgisi paylaşılarak bu bilginin bilet yerine geçeceğinin ifade edildiğini, ancak … ile yapılan görüşmeler sonucunda, söz konusu rezervasyonun … isimli firmaya ait olduğunun ve bu firmanın da rezervasyonu iptal ettiğinin öğrenildiğini, bu süreçte hizmet alamayan ve ücret iadesi de yapılmayan müvekkili şirketin, davalı şirketçe mağdur edildiğini belirterek icra takibine yönelik itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine; müvekkilinin muaccel alacağı rehinle temin edilmediğinden hak kaybına uğramaması adına davalının üzerine kayıtlı menkul ve gayrimenkul mal varlıkları üzerine İİK’nun 257 ve izleyen maddeleri uyarınca gerekli olması halinde teminat mukabilinde ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesi 29/03/2023 tarihli tensip zaptı ile ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermiş olup aynı tarihli gerekçeli kararda; dava dilekçesinde bildirilen seyahat ve konaklama hizmetinin ücret bedeli olarak yatırıldığı belirtilen ve sureti sunulan “C/H mahsuben ödeme” açıklaması bulunan dekonttaki ücrete konu işin yapılıp yapılmadığının ve davacının cari (açık) hesap ilişkisi kapsamında alacaklı ve yeterli açıklamayı içermeyen tek bir dekonttaki para alacağının vadesi gelen muaccel bir para borcu olup olmadığının yargılama neticesinde belli olacağı, sunulan elektronik posta yazışmalarına ait belgelerin de bu aşamada teyide muhtaç olduğu kanaati ile bu aşamada muaccel bir alacağın olduğuna dair yaklaşık ispatın yerine getirilemediğinden bahisle İİK’nun 257. maddesinde öngörülen ihtiyati haciz şartları oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine dair karar vermiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, dava dilekçesindeki iddialarına ilave olarak, somut uyuşmazlıkta, müvekkilinin, davalıya ödeme yaptığını gösterir dekontun sunulduğunu, buna karşılık, müvekkilinin konaklama yada seyahat hiçbir hizmetten yararlanmadığını, biletleri dahi teslim alamadığını gösterir şirketler arası yazışmaların da dava dilekçesi ekinde sunulduğunu, bu anlamda müvekkilinin ücret iadesi alması için koşulların oluştuğunun ve takibin haklılığının en azından yaklaşık olarak ispatlandığını, bu sebeple, ihtiyati haciz taleplerinin kabul edilmesi gerektiğini, ancak Mahkemece yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle taleplerinin reddedildiğini belirterek yaklaşık ispat koşullarının mevcut olduğu dikkate alınarak ilk derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile, müvekkilinin daha fazla mağdur edilmemesi adına, davalının üzerine kayıtlı menkul ve gayrimenkul mal varlıkları üzerine İİK’nun 257 ve izleyen maddeleri uyarınca gerekli olması halinde teminat mukabilinde ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, fuarın belirlenen zamanında gerçekleştirilemediğinden bahisle ödenen bedelin iadesi amacıyla başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup dava kapsamında ayrıca ihtiyati haciz talep edilmiştir.Davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında toplamda 4.090,00 Euro alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu şirketin takibe ve borca karşı yasal süresinde borcu bulunmadığını belirterek itiraz ettiği anlaşılmıştır. İcra ve İflas hukukundaki İhtiyati haciz müessesi, medeni usul hukukundaki İhtiyati tedbir ve idare hukukundaki yürütmenin durdurulması müesseseleri gibi hukuki koruma önlemidir. Geçici hukuki koruma önlemleri toplumsal barışın sağlanması açısından da önem taşımaktadır. Geçici hukuki himaye tedbirlerinin düzenleme nedeni, bireylere etkin hukuki himaye sağlanmasıdır. Bu da Hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir (AY m.2).Geçici hukuki koruma önlemleri, henüz hüküm verilmeden bireylerin acil hukuki korunma ihtiyaçlarının karşılanmasıdır. 2004 Sayılı İİK’nun 257 ve devamında ihtiyati haciz düzenlenmiştir. İhtiyati haciz şartlarına 257. maddede, 258. maddede ise ihtiyati haciz kararına yer verilmiştir. 258. maddenin ilk fıkrasında alacaklının alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecbur olduğu ifade edilmiştir. Bir alacak için ihtiyati haciz isteyen kişinin o alacağın alacaklı sıfatına sahip olması gerekir. Yani ancak alacağın alacaklısı ihtiyati haciz isteyebilir. Bu durum hakimin maddi hukuku araştırması gerektiği sonucunu beraberinde getirmektedir. Hakim, ibraz edilen delilerden ihtiyati haciz isteyen kişinin alacaklı sıfatına sahip olduğuna kanaat getirirse ihtiyati hacze ilişkin şart gerçekleşmiş demektir (İİK m.258/1). Alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur. İbraz edilen ispat vasıtası, iddia edilen hakkın varlığını ispatlamaya elverişli olmalıdır. Diğer yandan, alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamaktadır. Öte yandan, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın yargılamayı gerektirmemesi şeklinde bir koşulda kanunda öngörülmemiştir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin bir yargılamadan farklı olarak maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. Bireylere etkin hukuki himaye sağlamaktır. Talep edilen alacağın ise vadesinin gelmiş olması gerekir (İİK m.257/1). Alacağın muaccel olduğu an, ya tarafların anlaşması veya bir ihbar yada kanun hükmü veya hukuki ilişkinin mahiyeti ile belirlenir. Muacceliyet ile temerrüdü karıştırmamak gerekir. Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla mütemerrüt olur. Diğer yandan alacağın rehinle temin edilmemiş olması gerekir. Vadesi gelmemiş alacaklarda ihtiyati haciz kararı verilmesinin şartları İİK 257/2. fıkrada sınırlı şekilde sayılmıştır. 2004 sayılı İİK’nun “İhtiyati haciz kararına itiraz ve temyiz” başlıklı 265. maddesi “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir.” hükmünü içermektedir. Açıklanan yasal düzenlemeler ve genel ilkeler çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde, davacı şirket, SIAL 2020 fuarına katılmak için davalı şirketin seyahat ve konaklama hizmetinden yararlanmak amacıyla ödediğini iddia ettiği 4.090,00 Euro’nun, fuarın COVİD-19 pandemisi sebebiyle ertelenmesi sebebiyle iadesini sağlamak için başlattığı icra takibine itiraz üzerine işbu davayı açmıştır. Dosya kapsamına sunulan dekont örneğine göre davacı tarafından davalıya “C/H MAHSUBEN ÖDEME” açıklaması ile 4.090,00 Euro’nun havale edildiği, icra takibinin dayanağının da “açık hesap ilişkisinden kaynaklanan alacak” olarak gösterildiği, ayrıca davacı tarafından dava dilekçesi ekinde bir takım e-mail yazışmalarının sunulduğu görülmektedir. Davacı ihtiyati haciz talebini ise, alacağın muaccel olduğuna ve bir rehinle de temin edilemediğine dayandırmıştır. 6100 sayılı HMK’nun “Belge” başlığı altında düzenlenen 199. maddesinde mail yazışmaları belge olarak kabul edilmiş olup yargılamada delil olarak gösterilebilecekse de ihtiyati haciz talebinin değerlendirildiği aşama itibariyle mail yazışmalarına itibar edilerek sonuca gidilmesi mümkün olmadığı gibi öte yandan sunulan dekont örneği kapsamında yapılan açıklama da yeterli olmayıp davacının alacağının varlığı, muaccel olup olmadığı ve miktarı hususunda mahkemeye kanaat getirecek deliller sunulabilmiş değildir. Yargılamanın bulunduğu aşama ve mevcut deliler itibariyle ihtiyati haciz kararı verilmesi için yaklaşık ispat koşulu sağlanamadığı gibi İİK’nun 257. maddesinde öngörülen koşulların da oluşmadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararı yerindedir. Açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/206 Esas sayılı derdest dava dosyasında verilen 29/03/2023 tarihli ara kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulanan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,4-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 ve 362/1-f maddeleri gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.13/07/2023