Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/824 E. 2023/829 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/824 Esas
KARAR NO : 2023/829
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DAVA: SIRA CETVELİNE İTİRAZ (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
KARAR TARİHİ: 14/09/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile müflis şirket arasında yapılan 25/03/2014 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile bu sözleşmenin feshine dair protokol ve 26/04/2017 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri uyarınca, müvekkiline satışı vaat edilen taşınmazların tapusunun müvekkiline devredilmemesi ve müvekkilinin ödediği satış bedelleri nedeniyle, müvekkilinin davalı müflis şirketten 442.000,00 TL alacağı bulunduğunu, yine 31/05/2018 tarihli taşınmaz satış vaadi kapsamında davalı şirkete ödenen taşınmaz satış bedeline rağmen taşınmazın müvekkiline devredilmemesi nedeniyle müvekkili şirketin davalıdan 199.000,00 TL alacağı bulunduğunu, ancak iflas idaresinin toplam 641.000,00 TL alacaklarının masaya kaydı talebini reddettiğini ileri sürerek 641.000,00 TL alacaklarının iflas masasına kaydını talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece; müfllis şirket hakkında İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1184 Esas sayılı dosyasında verilen iflas kararının Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2022/2546-5635 E.K. sayılı ilamı ile bozulduğu ve iflas halinin ortadan kalktığı, bozmadan sonra yargılamanın İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/1002 Esas sayılı dosyasında derdest olduğu, yeniden iflas kararı verilmemesi halinde davacının borçlu şirkete husumet yönelterek genel hükümlere göre alacağın tahsilini isteyebileceği, yeniden iflas kararı verilmesi halinde ise yeni bir iflas dosyası açılacağı ve iflas tasfiyesinin yürütüleceği, bu aşamada iflas kararının bozulması ve iflas halinin ortadan kalkması nedeniyle davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; müflis şirket hakkında iflas kararı verilen dosyanın bozmadan sonra derdest olduğunu, Yargıtay ve BAM kararları gereği bu durumda iflas davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiğini, iflas kararı verilmemesi halinde genel hükümlere göre yeniden dava açılmasının usul ekonomisine aykırı olacağını belirterek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davasıdır.
Mahkemece, müfllis şirket hakkında verilen iflas kararının Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2022/2546-5635 E.K. sayılı ilamı ile bozulduğu ve iflas halinin ortadan kalktığı, bu nedenle davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, davacı vekili hükmü istinaf etmiştir.UYAP sisteminde yapılan kontrolde, davalı müflis şirket hakkında İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1184 Esas sayılı dosyasında verilen iflas kararının Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2022/2546-5635 E.K. sayılı ilamı ile bozulduğu ve anılan dosyanın İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/1002 Esas sayılı dosyasında görülmeye devam ettiği anlaşılmaktadır.Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 21.11.2018 tarih ve 2016/2027 E., 2018/5433 K. Sayılı emsal ilamında ”… Dosya incelendiğinde, Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/57 Esas 2013/340 Karar sayılı dosyasında, iflas kararı verildiği, iflas kararının Dairemizin 2014/880 Esas 2014/3851 Karar’ıyla bozulmuş olması nedeniyle davanın derdest olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, davalı hakkında verilen iflas kararının bozulduğu ve iflas davasının derdest olduğu gözetilerek, derdest davanın bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.” denilmektedir. Somut davada Yargıtay 23 HD’nin yukarıda belirtilen kararı doğrultusunda, davalı hakkında verilen iflas kararının bozulduğu ve iflas davasına ilişkin yargılamanın devam ettiği gözetilerek, derdest davanın bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davanın konusuz kalması nedeniyle esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi doğru görülmemiştir Nitekim Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2016/1045 E. 5403 K. sayılı ilamı da aynı yöndedir.Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, iflas davasının derdest olduğu gözetilerek, derdest davanın bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmesi gerektiği cihetiyle dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/792 Esas, 2023/209 Karar ve 30/03/2023 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE,
4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a.6 fıkrası gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.14/09/2023