Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/730 E. 2023/727 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/730 Esas
KARAR NO: 2023/727
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 12/04/2023
NUMARASI: 2022/172 Esas, 2023/319 Karar
DAVA: SIRA CETVELİNE İTİRAZ (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
KARAR TARİHİ: 22/06/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin faktoring sözleşmesi gereği davalı müflis … Tic. Ltd. Şti’den iflas tarihi itibariyle (hesap hatasına ve fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydı ile) 18.997.211,00 TL alacağı bulunduğunu, müflis iflas idaresinin, alacağın varlığını tevsik edici nitelikte belge sunulmadığı ve alacağın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle alacağın tamamını reddettiğini, red kararının 21.02.2022 tarihinde tebliğ edildiğini, müvekkili şirketin defter ve kayıtları üzerinden yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile davaya konu alacağın varlığı ve miktarının tespit edileceğini belirterek reddedilen alacağın müflisin iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı müflis şirket iflas idaresi vekili cevabında; kayıt kabul davasının süresinde açılmadığını, alacağın tam ve kesin olarak tespit edilemediği durumlarda iflas idaresinin kayıt talebini reddetmesi gerektiğini, davacının da alacağını tevsik edecek belge sunmadığından iflas idaresinin red kararının hukuka uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; dava devam ederken iflas kararının kaldırıldığı ve davanın konusuz kaldığı, davacının dava tarihi itibarıyla dava açmakta haklı olup olmadığının belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği, ancak davacının kesin süreye rağmen bilirkişi ücretini yatırmadığı, bu haliyle davacının dava tarihinde haklı olduğunu kanıtlayamadığı gerekçesiyle konusuz kalan davada esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; iflas kararının kaldırılması ile açtıkları kayıt kabul davasının hükümsüz hale geldiğini iflas kararının kaldırılması nedeniyle borçlu şirkete davalı sıfatı kazandırılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, borçlu şirketin davada taraf sıfatı olmadığını, davanın iflas idaresine karşı açıldığını, faktoring sözleşmesinin müşterek borçlusu ve müteselsil kefili olan dava dışı … AŞ hakkında başlattıkları takipte dava dışı şirketin borcu kabul ettiğini, mahkemenin davanın açılmasında haklılık durumunu tespiti hususunda bu takip dosyasını ve sonucunu araştırmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davasıdır.Mahkemece, yargılama sırasında müflis şirket hakkındaki iflas kararının kaldırıldığı gerekçesiyle konusuz kalan davada esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve dava tarihindeki haklılık durumuna göre davalı şirket lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiş, davacı vekili, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karara itiraz etmeden, davada haklılık durumu ve davalı lehine hükmedilen maktu vekalet ücreti yönünden hükmü istinaf etmiştir. 1-Davacı vekili, borçlu şirketin taraf sıfatı olmadığını, davanın iflas idaresine karşı açıldığını ileri sürmüştür. Kural olarak taraf ve dava ehliyeti bulunan kişinin, davayı takip yetkisi de vardır. Ancak bazı durumlarda kişinin taraf ve dava ehliyeti mevcut olmasına rağmen bu kişinin davaya takip yetkisi olmayabilir. Örneğin müflisin taraf olduğu takiplerde ve hukuk davalarında, istisnai durumlar hariç, davayı takip yetkisi iflas idaresine aittir. Bu sebeple, müflisin bu hukuk davalarında, taraf ehliyeti ve dava ehliyete mevcut olmasına rağmen davayı takip yetkisi bulunmamaktadır. Somut olayda, kayıt kabul davasında davayı takip yetkisi iflas idaresine ait olmasına rağmen, iflasına karar verilen şirketin taraf ehliyeti ve dava ehliyeti bulunmaktadır. Yargılama sırasında iflas kararı kaldırıldığından artık davayı takip yetkisi de davalı şirkete geçmiştir. Bu nedenle davalı şirketin davayı yetkisi mevcut olduğu gibi, davada taraf ve dava ehliyeti ile taraf sıfatı da mevcut olduğundan, davacının bu yöndeki istinaf başvurusu yerinde değildir. 2-Diğer taraftan davacı vekili, davalı lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden kararın kaldırılmasını istemiştir. Davacı vekilinin mahkemenin konusuz kalan davada esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararına yönelik bir istinaf başvurusu olmayıp, davalı lehine takdir edilen vekalet ücreti yönünden hükmü istinaf ettiğinden, istinaf incelemesi davalı lehine takdir edilen vekalet ücreti hükmü yönünden yapılmıştır. Mahkemece dava tarihindeki haklılık durumu için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmesine rağmen davacı taraf kesin süre içinde bilirkişi ücretini yatırmamıştır. Bu nedenle davacı dava tarihinde dava açmakta haklı olduğunu ispatlayamadığından, davalı lehine vekalet ücreti hükmedilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Hernekadar davacı taraf, aynı sözleşmede müşterek ve müteselsil borçlu dava dışı şirket aleyhine başlattıkları takibin, eldeki davada haklılık durumu tespitinde dikkate alınmadığını belirtmişse de, HMK’nın 357. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen bu hususunun istinaf aşamasında ileri sürülmesi mümkün olmayıp, kaldı ki tarafı farklı olan dosyanın eldeki dosyada kesin delil niteliği de bulunmamaktadır. Açıklanan nedenler ile ve özellikle davacı vekilinin esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karara yönelik istinaf başvurusu olmadığı da gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğinc esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/172 Esas, 2023/319 Karar ve 12/04/2023 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1b-1 bendi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından bakiye harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 164/2. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.22/06/2023