Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/710 E. 2023/732 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/710 Esas
KARAR NO: 2023/732
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/01/2023
NUMARASI: 2022/356 Esas, 2023/42 Karar
DAVA: KONKORDATO (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 22/06/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket tarafından davalı şirketin konkordato başvurusu yaptığı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1148 Esas sayılı dosyası kapsamında konkordato komiserliğine alacak bildirimi yapıldığını, davalının, alacağa itiraz etmesi üzerine Mahkemeye başvurulmuş ise de borcun olmadığı tespiti ile müvekkilinin alacağının konkordato nisabına dahil edilmediğini, Mahkemece davalının konkordato başvurusunun kabulü ile konkordatonun tasdikine karar verildiğini, İİK’nun 308/b maddesi uyarınca iş bu davanın açıldığını, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 01.10.2018 tarihinde Seçme ve Yerleştirme Hizmet sözleşmesi akdedildiğini, müvekkili şirketin, ilgili hizmetlere ilişkin tüm yükümlülüklerini yerine getirerek akabinde tanzim ettiği faturaların davalı şirket tarafından ödenmediğini belirterek davanın kabulü ile tahsili gereken alacaklarına isabet eden payın davalıdan, konkordato projesine dahil edilerek tahsiline, Mahkeme aksi kanaatte ise alacaklarının doğrudan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili yasal süresinden sonra sunduğu cevap dilekçesinde; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 308/b maddesi gereğince işbu davanın, bir aylık yasal süre içerisinde açılmadığından reddi gerektiğini, 16.02.2021 tarihinde arabulucuya başvuru tarih itibariyle, tasdik kararının ilanından itibaren başlayan bir aylık dava açma süresinin çoktan geçirildiğini, davacı taraf ile müvekkili şirket arasında akdedilen Seçme ve Yerleştirme Hizmet Sözleşmesinin 5. maddesinde, hizmet bedelinin doğrudan veya dolaylı olarak işe alınan veya istihdam edilen aday başına ödeneceği ve ön ödemenin faturalandırılabilmesi için müşteri tarafından çalışma onayının verilmesi gerektiğinin belirtilmesine rağmen davacı tarafından her biri 3.540,00 TL tutarında “Danışmanlık Hizmeti” adı altında tanzim edilen faturaların neye dayanılarak tanzim edildiğinin anlaşılamadığını, zira yalnızca … isimli şahsın işe girişinin gerçekleştiğini, müvekkili şirket tarafından talep edilmeksizin aday listelerinin gönderilip işbu sözde hizmetin faturalandırılmasının kabul edilebilir olmadığını, bununla birlikte, kabul anlamına gelmemek üzere … için talep edilen hizmet bedelinin de hatalı ve fahiş olduğunu, müvekkili şirketin, davacı şirkete hiçbir borcu bulunmadığı için davacı şirket tarafından tanzim edilen faturalar için 30.073,48 TL tutarında iade faturası düzenlendiğini, konkordato, konkordato öncesine ilişkin alacak için bağlayıcı olup çekişmeli alacağın da, verilecek karar neticesinde konkordato kapsamında ödenmesinin söz konusu olduğunu belirterek davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:İlk derece mahkemesince; davalı şirket hakkında verilen tasdik kararına yönelik lehe olan kararın Basın İlan Kurumu resmi ilan portalında 07/01/2021 tarihinde ilan edildiği, işbu davanın ise İİK’nun 308/b maddesinde öngörülen bir aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra 18/03/2021 tarihinde açıldığından bahisle reddine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkil şirketin açmış olduğu dava, terditli dava niteliğinde olmasına rağmen ilk derece mahkemesi tarafından yalnızca asli talebin incelenerek karar verildiğini, oysa asli talebin reddi halinde feri talebin de incelenmesi gerektiğini, yalnızca asli talebin reddi nedeniyle vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin, davalı şirketten alacağı doğmuş olup davanın alacak davası olarak incelenerek kabulü gerektiğini, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 01.10.2018 tarihinde Seçme ve Yerleştirme Hizmet sözleşmesi akdedildiğini, müvekkili şirketin, ilgili hizmetlere ilişkin tüm yükümlülüklerini yerine getirerek akabinde tanzim ettiği faturaların davalı şirket tarafından ödenmediğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde, davacının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:Dava, İİK’nun 308/b maddesi gereğince açılan çekişmeli alacak istemine ilişkindir.İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin 2021/2294 Esas 2022/1096 Karar sayılı kararı ile, davanın ilk açıldığı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi yargı yeri olarak belirlenmiştir.İİK’nun “Çekişmeli alacaklar hakkında dava” başlıklı 308/b maddesi “(1)Alacakları itiraza uğramış olan alacaklılar, tasdik kararının ilânı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabilirler. (2) Tasdik kararını veren mahkeme, konkordato projesi uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payın, kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından, mahkemece belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verebilir. Süresi içinde dava açmamış olan alacaklılar, bu paydan ödeme yapılmasını talep edemezler; bu durumda yatırılan pay borçluya iade edilir.” hükmünü içermektedir. “… Çekişmeli alacakların, konkordatonun tasdikinden sonraki durumları ise az önce belirttiğimiz gibi İİK m. 308/b’nin konusunu oluşturmaktadır. Hemen açıklamamız gerekir ki, alacağı borçlunun itirazına uğrayan alacaklının, konkordatonun tasdiki kararını beklemesine gerek bulunmamaktadır. Dava alacağın tabi olduğu zamanaşımı süresi içinde her zaman açılabilir… Konkordatoyu inceleyecek mahkemece, alacağı ister kabul edilsin isterse kabul edilmesin, alacaklı, konkordatonun tasdikine kadar ve hatta tasdikten sonraki bir ay içinde alacağının esasına ilişkin davayı açarsa, o zaman İİK m. 308/b uyarınca, çekişmeli alacağı için ayrılan payın borçlu tarafından mahkemece belirlenecek bir bankaya yatırılmasını isteyebilecektir… İİK m. 308/b gereğince, alacaklı tasdik kararının ilanı tarihinden itibaren çekişmeli hale gelen alacağı için dava açmazsa, tasdik kararı ile mahkeme tarafından belirlenen ve bir bankaya yatırılan kendi payına düşen kısmı talep edemeyecek, bankaya yatırılan pay borçluya iade edilecektir. Başka bir ifade ile, çekişmeli alacaklının konkordato gereğince kendisine düşen payı elde etmesi için, genel hükümlere göre alacak davası açması gerekmektedir…” (Prof. Dr. Selçuk Öztek, Prof. Dr. Ali Cem Budak, Prof.. Dr. Müjgan Tunç Yücel, Prof. Dr. Serdar Kale, Doç. Dr. Bilgehan Yeşilova, Yeni Konkordato Hukuku, 3. Baskı, syf. 657-658, Ankara 2023). İİK’nun 308/b maddesi 2. fıkrası uyarınca, tasdik kararını veren mahkeme, konkordato projesi uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payın, kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından, mahkemece belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verebilir. İşte alacaklı, mahkeme tarafından belirlenen ve bir bankaya yatırılan kendi payına düşen kısmı talep edebilmesi için İİK’nun 308/b maddesi gereğince, tasdik kararının ilanı tarihinden itibaren çekişmeli hale gelen alacağı için dava açması gerekir. Aksi halde alacaklı, bu paydan ödeme yapılmasını talep edemeyeceği gibi bankaya yatırılan pay da borçluya iade edilecektir. Yapılan açıklamalar uyarınca somut olayda, İİK’nun 308/b maddesinde düzenlenen bir aylık süre, Mahkemece hatalı bir şekilde dava açılması bakımından öngörülen bir hak düşücürü süre olarak kabul edilerek davanın, bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmadığından bahisle verilen karar isabetli olmamıştır. Zira dava, alacağın tabi olduğu zamanaşımı süresi içinde her zaman açılabilir. Açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/356 2023/4231/01/2023 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 ve 355. maddeleri gereğince KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a.6 fıkrası gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.22/06/2023