Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/703 E. 2023/924 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/703 Esas
KARAR NO: 2023/924
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/02/2023
NUMARASI: 2022/877 Esas, 2023/171 Karar
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN;
DAVA: TAZMİNAT (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 28/09/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin, banka ve şirketlere ait para taşıma işlerini güvenli bir şekilde gerçekleştirme amacı ile kurulduğunu, davalının ise … Alışveriş Merkezinin işletmecisi olduğunu, 22.08.2014 tarihinde müvekkili şirket çalışanlarının AVM’nin otoparkında silahlı yağmaya uğradıklarını, davalının uzun yıllar AVM işletmesi yapmasına rağmen gerekli güvenlik önlemlerini almaması nedeni ile müvekkilinin zarara uğradığını, şirket aracında bulunan kasadaki 939.055,00 TL ve 200.000,00 USD.’nin tutuklu sanıklarca gasp edildiğini, eylemin AVM İşleticisi olan davalının gerekli güvenlik önlemlerini almamasından kaynaklandığını, araçtaki parayı gasp eden kişilerin geldikleri araç ile AVM’den ayrıldıklarını, benzer eylemlerin daha önce başka şirketlerin de başına geldiğini, davalı tarafça araçların herhangi bir kontrolden geçirilmeksizin içeri alınması nedeni ile zararın doğduğunu ileri sürerek şimdilik 10.000,00 TL’lik maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı … AŞ vekili cevabında; müvekkili şirketin AVM’yi, … Gayrimenkul İnş. ve Geliştirme A.Ş. ile düzenlenen vekalet sözleşmesi hükümlerine göre yönettiğini, anılan şirketin müvekkiline temsil yetkisi de verdiğini, temsil olunan adına yapılan işlemlere dair hak ve borçların, temsil olunan kişi adına doğacağını, bu nedenle müvekkiline açılan davanın husumetten reddi gerektiğini, müvekkilinin güvenlik işlemlerini yerine getirmek amacı ile … Hizmetleri A.Ş. ile sözleşme imzaladığını, davanın güvenlik şirketine ihbarını talep ettiklerini, esas yönünden ise alışveriş merkezinin kamuya açık alan olup, otopark giriş ve çıkışlarında araç ve üst arama yetkisinin bulunmadığını, araçların sadece LPG yönünden kontrol edildiğini, müvekkilinin mevzuat uyarınca kişileri duyarlı kapılardan geçirdiğini, iddia edilen olayın silahlı gasp olayı olması nedeni ile müvekkilince önlenemeyeceğini, güvenlik görevlileri otopark çıkışında aracı durdurmaya çalışmışsalar da silahsız olması nedeni ile aracı durduramadıklarını, güvenlik görevlilerinin kısa sürede olaya müdahale etmesine rağmen olayın ani şekilde ve hızlı gelişmesi nedeni ile engellenemediğini, AVM’nin değişik noktalarında yüzlerce kamera bulunduğu gibi 40 adet güvenlik görevlisinin çalıştığını, olayda davacı şirketin kusurlu olduğunu, davacı şirket çalışanlarının araçlarının takip edildiğini fark etmediğini ve araçlarını, güvenlik görevlisi ve güvenlik kamerasının görebileceği yere park etmediğini, ayrıca soygunculara hiçbir direnç göstermeden teslim olduğunu, davacının aracında sadece bir sürücü ve güvenlik görevlisi görevlendirilmesinin de davacının kusurlu olduğunu gösterdiğini, müvekkilinin doğacak risklere ilişkin olarak poliçeler düzenlendiğini savunarak davanın husumet ve esas yönünen reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA Davacı vekili dava dilekçesi ile; AVM otoparkında silahlı gaspa uğrayan para nakil aracında uğradıkları zarar nedeniyle davalı AVM yöneticisine karşı açtıkları asıl davanın kabulüne karar verildiğini, asıl dosyada alınan rapora göre olayda davalılar AVM işleticisi ve güvenlik şirketinin ayrı ayrı % 20’şer oranda kusurlu olduklarını, olayda 939.055,00 TL ve 200.000,00 USD tutuklu sanıklarca gasp edilmişse de, bu pararın 570.926,00 TL’sinin geri alındığını, geri alınamayan miktar olarak müvekkilinin 378.129,00 TL ve 200.000 USD (1.060.000,00 TL) olmak üzere toplam 1.438.129,00 TL zararı kaldığını, her iki davalının % 20 kusur oranına göre 287.625,80 TL’nin ödenmesi gerektiğini, ancak asıl davada davalı … AŞ’den 10.000,00 TL’nin tahsiline karar verildiğini belirtilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 277.625,80 TL’nin davalı … AŞ’den, 287.625,80 TL’nin davalı …AŞ’den olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı … AŞ vekili cevabında; müvekkili şirket, AVM yönetimini vekaleten yürüttüğünden sorumluluğun asilde olduğunu ve müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, AVM’de güvenlik hizmetinin diğer davalı şirketi tarafından yerine getirilmesi nedeniyle de müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, AVM’nin değişik noktalarında yüzlerce kamera bulunduğu gibi 40 adet güvenlik görevlisinin çalıştığını, müvekkilinin gerekli güvenlik sistemini oluşturduğunu, soygun ihbarı üzerine çıkışta soyguculara ait araç durdurulmak istenmişse de, güvenlik görevlileri silahlı olmadığından soygunculara müdahale edemediğini, olayda davacı şirketin kusurlu olduğunu, davacı personelinin AVM güvenliğinden yardım talep etmeden para torbaları ile araçlarına gitmeye çalıştığını, davacı şirketin güvenlik görevlisi silahlı olmasına ve bu konuda eğitilmesine rağmen, soygunculara hiçbir müdahalede bulunmadığını savunarak davanın husumet ve esas yönünen reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … AŞ vekili cevabında; olayın davacı güvenlik şirketinin kusurundan kaynaklandığını, davacı personelinin takip edilip edilmediğini kontrol etmediğini, para nakil aracını güvenliğin görebileceği bir yere bırakmadığını, davacı personeli silahlı olmasına rağmen silahını etkin kullanmadığını ve soyguna karşı koymadığını, olaydan sonra soyguncuların aracı durdurulmaya çalışılmışsa da, soyguncuların silahlı olmaları nedeniyle engel olamadıklarını, olaydan hemen sonra kolluğa haber vererek faillerin yakalanmasını sağladıklarını, bu nedenlerle müvekkilinin hiçbir sorumluluğu bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar ıslah dilekçeleri, TBKnın 73 maddesi uyarınca rücu isteminin davacının bankaya yaptığı en son ödeme tarihi olan 14/11/2016 tarihinden itibaren iki yıllık süre içinde yapılmadığını belirterek süresinde açılmayan birleşen davanın reddini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; birleşen dosyada davalı güvenlik şirketi, alacağın zamanaşımına uğradığını savunmuşsa da, asıl dosyada alınan rapor ile davacının sorumluyu öğrendiği ve öğrenme tarihinden itibaren iki yıllık süre dolmadan birleşen davanın açıldığı, asıl dosyada alınan bilirkişi rapor ve ek raporu ile birleşen dosyada alınan rapora göre davalıların olayda ayrı ayrı % 20 oranında kusurlu oldukları gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile 10.000,00 TL alacağın dava tarihinden işleyecek değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte davalı … AŞ’den, birleşen davanın kabulü ile 277.625,80 TL’nin davalı … AŞ’den, 287.625,80 TL’nin davalı … AŞ’den olay tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi 06/04/2023 tarihli istinaf değerlendirme kararı ile; davalı … AŞ’nin istinaf talebinin süresinde olmadığı gerekçesiyle davalının istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar ve istinaf değerlendirme kararı yasal süresinde davalılar tarafından istinaf edilmiştir. Davalı … AŞ vekili istinaf nedenleri olarak; ilk derece mahkemesi kararını HMK’nın 348. maddesi uyarınca katılma yolu ile istinaf ettiklerini, anılan maddeye göre istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen tarafın, başvuru süresini geçirse dahi vereceği cevap dilekçesi ile iştinaf yoluna başvurabileceğini belirterek istinaf talebinin reddine dair kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davalı …AŞ vekili istinaf nedenleri olarak; birleşen davanın TBK’nın 73. maddesi uyarınca son ödemeden sonra iki yıllık sürede açılmadığını, davacı şirket çalışanların takip edilip edilmediklerini kontrol etmediklerini, para nakil aracının güvenliğin görebileceği yere park edilmediğini ve ek güvenlik talep edilmediğini, silahlı personelin olaya etkin karşı koymadığını, buna rağmen davacının olayda sadece % 60 kusurlu bulunmasının doğru olmadığını, müvekkili şirketinin güvenlik hizmetini layıkıyla yerine getirdiğini, personelinin olaya anında müdahale ettiğini, daha önce gerçekleyen hırsızlık olayından sonra risk analizi yaptığını ve gerekli tedbirlerin alınması hususunda görüş bildirdiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava ve birleşen dava, davacı şirkete ait para taşıma ve nakil aracının davalıların işlettiği ve güvenlik hizmeti verdiği AVM’nin otoparkında gasp edildiği ileri sürülerek zararın tazmini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince asıl davada davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 2019/Esas, 2022 Karar ve 15/09/2022 tarihli kararı ile; ” HMK’nın 281/1 maddesi uyarınca, taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını mahkemeden talep edebilirler. Davalı vekili tarafından süresinde bilirkişi raporuna itiraz edildiğinden, itirazların karşılanması için bilirkişiden ek rapor alınması gerekir. Ayrıca davacı davasını, dolayısıyla zararına neden olan olayda davalının kusurlu olduğunu ve zararını usulüne uygun delillerle kanıtlamalı, mahkemece de taraflarca sunulan delillere göre olayda davalının kusuru olup olmadığı ve zarar miktarı belirlenmelidir. Ancak somut davada mahkemece, davalının olayda % 20 kusurlu olduğunu belirten bilirkişi raporunun açılacak ek davada kesinleşmemesi koşulu ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Buna göre davalının olayda kusurlu olup olmadığı netleştirilmeden davanın kabulüne karar verilmesi de doğru değildir.” denilerek ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmıştır. Kararın kaldırılmasından sonra birleşen dava asıl dava ile birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda mahkemece; olayda davalıların ayrı ayrı % 20 kusurlu oldukları gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile 10.000,00 TL alacağın dava tarihinden işleyecek değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte davalı … AŞ’den tahsiline, birleşen davanın kabulü ile 277.625,80 TL’nin davalı … AŞ’den, 287.625,80 TL’nin davalı … AŞ’den olay tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş, ayrıca ek karar ile süresinde başvurulmadığı gerekçesiyle davalı … AŞ’nin istinaf talebi reddedilmiştir. 1-Davalı … AŞ’nin istinaf değerlendirme kararına yönelik istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede; Davalı vekili, istinaf başvurusu süresini geçirmiş olsalar bile, istinaf dilekçesine cevap süresinde vereceği cevap dilekçesi ile hükmü istinaf edebileceklerini belirterek ek kararı istinaf etmiştir. HMK’nın 347/1. fıkrası gereğince istinaf dilekçesi kararı veren mahkeme tarafından karşı tarafa tebliğ olunur, Aynı yasanın 348/1 fıkrası uyarınca istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, vereceği cevap dilekçesi ile istinaf yoluna başvurabilir. Somut olayda, davalı … AŞ vekili hükme karşı istinaf yoluna başvurmuş olup, davalının istinaf dilekçesi karşı taraf davacıya tebliğ edileceğinden ve istinaf dilekçesine cevap verme hakkı davacıya ait olduğundan, diğer davalı … AŞ’nin davalı … AŞ’nin istinaf dilekçesine cevap ile hükmü istinaf etmesi mümkün değildir. O halde hükmün davalı … AŞ’ye 16/03/2023 tarihinde tebliğ edildiği, ancak davalının iki haftalık süre geçtikten sonra 03/04/2023 tarihinde hükmü istinaf ettiği anlaşıldığından, mahkemece davalı … AŞ’nin istinaf talebinin reddine karar verilmesi yerindedir. 2-Birleşen davada davalı güvenlik şirketi hakkında verilen hükme yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde; Birleşen davada, davalı güvenlik şirketinin olayda % 20 oranında kusurlu olduğu gerekçesiyle davalı güvenlik şirketinin kusur oranına isabet eden zarar bedelinin davalı güvenlik şirketinden tahsiline karar verilmiş, davalı vekili hükmü istinaf etmiştir. a-Birleşen dosya davalısı, ıslah ettiği cevap dilekçesi ile davanın zamanaşımına uğradığını savunmuştur. Zamanaşımı definin cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla ileri sürülmesi de mümkündür (Yargıtay HGK. 2010/9-629 E. 2011/70 K. 04.06.2011 T; Yargıtay HGK, 2017/ 1093 E. 2017/1090 K. 7/6/2017 T; Yargıtay 9. HD, 2014/21101 E. 2014/27015K. 17/9/2014 T). Bu nedenle davalının zamanaşımı savunmasının incelenmesi gerekir. Davacıya ait aracın davalı … AŞ’nin işleticisi olduğu AVM’nin otoparkına park edilmesi vedia sözleşmesi niteliğindedir. Davalılar arasında da güvenlik hizmet alımına dair sözleşme bulunmaktadır. Davacının aracını AVM otoparkına park edilmesi ile davacı ile davalı güvenlik şirketi arasında da güvenlik hizmet ilişkisi bulunduğu kabul edilmelidir. TBK’nın 146 maddesi uyarınca zamanaşımı süresi ise 10 yıldır. Davacı şirkete ait aracın 22/08/2014 tarihinde otoparka geldiği ve davaya konu silahlı soygun olayının yaşandığı, birleşen davanın ise 10 yıllık süre dolmadan, 2018 yılında açıldığı gözetildiğinde, mahkemece davalının zamanaşımı savunmasının reddine karar verilmesi yerindedir. b-Ayrıca davalı güvenlik şirketi, müvekkilinin AVM’de güvenlik hizmetini layıkıyla yerine getirdiğini, olayda tamamen para nakil aracını kullanan davacı güvenlik şirketinin kusurlu olduğunu belirterek hükmü istinaf etmiştir. Birleşen dosyada alınan 10/09/2020 tarihli bilirkişi heyeti raporunda; AVM’de güvenlik hizmeti veren davalı şirketin otoparkta devriye hizmetini layıkıyle yerine getirmediği, para nakil aracının etrafında gerekli tedbirlerin alınmadığı ve olay sırasında müdahale ile olaya engel olamadığı bu nedenle olayda % 20 kusurlu olduğu, olayda davacının % 60, davalı AVM işleticisinin ise % 20 oranında kusurlu oldukları belirtilmiştir. Davalı güvenlik şirketinin taraf olmadığı asıl davada alınan rapor ve ek raporda; davalı güvenlik şirketinin koruma ve güvenliğini sağladıkları alanlara girmek isteyenleri duyarlı kapıdan geçirme, bu kişilerin üstlerini dedektörle arama, eşyaları X ray cihazından veya benzeri güvenlik sistemlerinden geçirme görevi olduğu halde hırsızlık olayının yaşandığı, kısa bir süre önce AVM’de yaşanan hırsızlık olayı nedeniyle davalının risk analizi yaparak güvenlik koşullarının iyileştirilmesini talep etmesi gerektiği, olaya müdahale ederek engel olamadığı, bu nedenle olayda % 20 kusurlu olduğu; davacı şirketi ise naklini yaptıkları paranın koruma ve güvenliğinden birinci derecede sorumlu olduğu, ancak davacı personelinin nakil aracının takip edilebileceğini değerlendirmediği, aracın mal kabulden girişinin yapılması yada kamera veya güvenlik görevlilerin görebileceği alana bırakılması hususunda talepte bulunulmadığı, silahlı davacı personelinin soygunculara müdahale edemediği ve silahının gasp edildiği, bu nedenle özen yükümlülüğüne uymayarak % 60 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Buna göre hem asıl hem de birleşen dosyalarda alınan ve birbirleri ile uyumlu raporlara göre, para nakil aracı ile AVM otoparkına gelen davacı şirket personelinin, davalı güvenlik şirketinin güvenlik hizmeti verdiği AVM’de silahlı yağmaya uğramasında, soyguncuların AVM otoparkına gelmesi ve olayın meydana gelinmesinde yetersiz kalınması nedeniyle, güvenlik hizmetini tam anlamıyla yerine getiremeyen davalının da % 20 oranında kusurlu bulunmasında isabetsizlik bulunmamıştır. Açıklanan nedenler ile ilk derece mahkemesi kararı ile istinaf değerlendirme kararında hukuka aykırılık görülmediğinden, davalı AVM işleticisinin istinaf değerlendirme kararına karşı istinaf başvurusunun, davalı güvenlik şirketinin ise hükme karşı başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/877 Esas, 2023/171 Karar ve 22/02/2023 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı AVM işleticisinin istinaf değerlendirme kararına karşı istinaf başvurusunun, davalı güvenlik şirketinin ise hükme karşı başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince ayrı ayrı esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harcın davalı … AŞ tarafından peşin olarak yatırılan 5.091,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.822,05 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde … AŞ’ye İADESİNE, 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harcın davalı Davalı … AŞ tarafından peşin olarak yatırılan 4.912,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.642,15 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde Davalı …AŞ’ye İADESİNE, 4-Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.28/09/2023